BM
Güvenlik Konseyi'ndeki 'hayır' oyu ve Mavi
Marmara hadisesi nedeniyle bu sıralar
Türkiye'yle ilgili eksen tartışmasının en popüler olduğu başkentin
Washington olduğu sır değil. Özellikle İsrail'in
siyaset ve medyadaki dostlarının katkısıyla öne çıkan bu kafa karışıklığının en fazla
Kongre'de yaşandığı konuşuluyor.
Bu arada
demokrasi ve ekonomiyle ilgili sorunlarını çözmüş bir Türkiye'nin dünyada oynayacağı çok hayati rolün farkında olanlar da yok değil. Ama onların da kuvvetli karşı rüzgâra karşı donelere ihtiyacı var.
Washington'da bulunacağım birkaç gün içinde, hem Türkiye hakkında kafası karışıklarla hem de yaşadığımız siyasi dönüşümü ve yeni dış
politika anlayışını doğru
analiz edenlerle bir araya gelme fırsatı olacak. İki tarafın da görüşlerini daha sonra paylaşacağım.
Ama önce, eksen tartışmasına önemli bir perspektif katacak olan Washington seyahatinin vesilesinden ve bu yolculukta öğrendiklerimden bahsetmeliyim. Yolculuğun vesilesi, THY'nin Washington'a ilk kez doğrudan uçmaya başlaması. Siyasi ilişkilerin limoni olduğu bir dönemde,
İstanbul-Washington arasında doğrudan bir
köprü kurulması anlamlıydı. Sadece Washington'a seferlerin bu dönemde başlaması değil, iki
ülke arasındaki uçuşların 7 yıllık grafiği de ilişkilerdeki felaket senaryolarına pek uymuyor. THY'nin ABD'ye toplam uçuş sayısı 2003'te 7 iken, önümüzdeki yaz 5 kat artarak 35'e çıkacak.
7 yılda yolcu sayısını 10 milyondan 30 milyona yükselten, Avrupa'nın 4. büyük
havayolu şirketi haline gelen THY'nin başarısı, Türkiye'nin genel
ekonomik performansını yansıttığı gibi, uçtuğu yeni rotalar ve taşıdığı yolcuların milliyetindeki çeşitlilik de
dış politikadaki açılımların iyi bir göstergesi.
Washington yolunda konuşurken
eksen kayması bahsi açılınca, THY Genel Müdürü
Temel Kotil buna
itiraz etti ve THY'nin Doğu ve Batı istikametindeki uçuş istatistiklerinden hareketle hadisenin bir eksen kayması olmadığını anlattı.
7 yıl öncesiyle karşılaştırmalı rakamlar gerçekten etkileyici ve adeta izlenen dış siyasetin matematiksel ifadesi gibi. 2003'te
Almanya'ya haftada 100 sefer yapılırken, 2010'da bu rakam 200'e çıkmış. Aynı yıl
Suriye'ye 4 sefer yapılırken, şimdi 28'e yükselmiş. Mısır'a sefer sayısı 4'ten 28'e,
Libya'ya sefer sayısı 7'den 21'e çıkmış. 2003'te sadece Moskova'ya 7 sefer uçulurken, şehir sayısı 7'ye, uçuş sayısı 100'e fırlamış. Suriye, Libya ve Mısır'a uçuş sayısının katlanması diyelim ki, Orta
doğu'ya yönelik bir kaymanın işareti. Ama aynı dönemde Almanya'ya yapılan seferlerin 2 kat, ABD'ye 3 kat, Rusya'ya 14 kat artmasına ne diyeceğiz? Bu arada çok daha çarpıcı bilgi, aynı dönemde İsrail'e uçuşların da 2 kat artarak 28'e yükselmiş olması.
Bugün yurtdışında taşıdığı 16 milyon yolcunun 6 milyonu
yabancı olan THY, Afrika'da uçtuğu 17 noktayı, kısa sürede 37'ye çıkararak bu kıtayı dünyaya en iyi bağlayan havayolu olmanın planlarını yapıyor; 2015'te dünyanın ilk 10 büyük
havayolu şirketinden biri olmak için hedefinde yolcu sayısını 60 milyona taşımak var.
Nispeten soyut eksen tartışmaları açısından bu rakamların ortaya koyduğu somut gerçek çok açık. Yeni Türkiye'nin eskisinden çok çok farklı olduğuna kuşku yok. Komşulardan başlayarak dünyaya yeni bakış, ekonominin önünü açıyor; artan ekonomik güç de Türkiye ile ilişki kurmayı cazip hale getiriyor. Yeni Türkiye'nin Batı ile ilişkileri kopmuyor. Aksine Batı ile münasebetler her alanda artmayı sürdürüyor. Avrupa'ya, Amerika'ya, hatta İsrail'e uçuşların katlanması başka nasıl açıklanabilir? Ancak yeni açılımların etkisiyle genel toplam içerisinde Batı'nın payı ve ağırlığı eski dominant rolünü kaybediyor. Yaşanan eksen kayması değil, eksen çoğalması veya normalleşme.
Aslında ABD ile ilişkiler noktasında problemin cevabı, Washington'dan kalkan ilk THY uçağıyla Türkiye'ye gelecek bir Kongre üyesinin
Temel Kotil'e yönelttiği soruda gizli: "Neden Türkiye ile ekonomik ilişkimiz, Almanya, hatta Rusya'nın gerisinde?" Cevap: "İmkân verin, buraya da sefer sayısını 100'e çıkaralım." Bu soru üzerinde durulursa, hep askerî ve stratejik boyutta kaldığı için kırılgan olan ilişkiyi normalleştirmenin de formülü bulunabilir.