Medialog Platform ve
Mardin Valiliği'nin işbirliğiyle düzenlenen "
Ulusal Medyanın Doğu/Güney
doğu Algısı" konulu çalıştay için Mardin'deyim. Birçok gazeteci bir aradayız:
Ali Bayramoğlu,
Ali Bulaç, Alper Görmüş,
Ergun Babahan,
Hadi Uluengin, Hasan Karakaya, Mümtaz'er Türköne,
Orhan Miroğlu, Ferhat Boratav,
Yıldıray Oğur...
Adıyaman,
Bingöl,
Diyarbakır,
Elazığ,
Malatya,
İskenderun,
Siirt ve Gaziantep'ten katılan gazeteciler de var. Zaten, onlarla buluşmak üzere Mardin'e geldik. Sadece toplantı yapmıyoruz.
Yemeklerde de, birbirimizi görüp, konuşup, ortak dertleri paylaşıyoruz. Mardin'e gelmişken, şehir gezisi yapmamak olmaz. Kasimiye Medresesi, Kırklar Kilisesi, Mardin Müzesi, Sürur Han, Hatuniye Medresesi,
Cemil İpekçi Giyim Atölyesi,
pazar günü görülecek mekânlar arasında.
Program çok yüklü. Bütün bu saydığım yerleri gezdikten sonra, otobüsle Diyarbakır'a hareket edeceğiz ve
akşam Diyarbakır'da
sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yemek yiyeceğiz.
Medialog Platformu Genel Sekreteri Erkam
Tufan Aytav, müthiş dikkatli bir ev sahibi. Konukların her ihtiyacını anında karşılamaya çalışıyor. Biz gazeteciler, öyle kolay
misafir de değiliz! Herkesin farklı bir talebi olabiliyor.
Yorucu bir program ama değer doğrusu...
***
MARDİN kalesi ve taş evler... Bu fotoğrafı, Şehidiye camiinin terasından çektim. Caminin çok güzel bir minaresi var ama, kubbe yok. Zaten, Mardin'deki bütün evlerde dam bulunmuyor. Evlerin tepesindeki teras, sıcak yaz aylarında, gece serinliğinde yatmak için kullanılıyor. Kalenin eteklerinde, taş evlerin yanı sıra, sonradan yapılmış yerleşim yerleri de mevcut. Bunlar yıkılacak ve Mardin'in tarihi görünümü zaman içinde ortaya çıkan tahribattan arındırılacak.
***
SÜRYANİLERİN 4 metropoliti mevcut. Bunlardan biri, Adıyaman'da, biri
Midyat Mor Gabriyel Manastırı'nda, biri İstanbul'da ve 4'üncüsü de, Mardin Deyrü'zzafaran Manastırı'nda. "Zafaran" safrandan geliyor. Aslında, en eski ismi "Mor (Aziz) Ananyas" 1932'ye kadar, Patrik de, bu manastırda oturuyormuş. 1932'den sonra, Şam'a yerleşmiş. Türkiye'de mukim 4
Süryani metropoliti Şam'daki Patrik'e bağlı.
***
DEYRÜ'ZZAFARAN Manastırı'nın içindeki
küçük Kilise'yi de ziyaret ettik. Bu ziyaretten önce en alt kata inip, ateşe tapanlar devrinden kalmış bir odayı bize gösterdiler. Tavandaki taşlar, harçla birbirine tutturulmamıştı;
kilit taşıyla sıkıştırılmak suretiyle yerleştirilmişti. Manastır'da görev yapan metropolitlerin bulunduğu 7 taş
tabut mezar, bu odanın tam üstüne denk geliyordu.
New York'ta 5 Minare
"NEW York'ta 5 Minare" filminin galasına gittim.
Mahsun Kırmızıgül'ün çevirdiği bütün filmler, hem sürükleyici, hem de çarpıcı görüntüler ihtiva ediyor ve mutlaka bir
mesajı oluyor. Bu defa da öyleydi. Üstelik birden fazla mesaj mevcuttu. Amerika'da İkiz Kuleler saldırısından sonra ortaya çıkan İslâmofobi (İslâm düşmanlığı) anlatılıyordu. Hoşgörülü din adamı
Hacı Gümüş üzerinden, İslâmiyet ile terörizmin karıştırılmasının ne kadar yanlış olduğu vurgulanıyordu. Son mesaj ise, kan davasıyla ilgiliydi.
Bana en çok "
Fethullah Gülen karakterinin filimde yer alıp almadığı" sorusu soruldu. Uzaktan bir dokundurma var ama tıpatıp Gülen'in aynısı demek mümkün değil. Hacı Gümüş, suçsuz olmasına rağmen, şiddet eylemlerinin yöneticisi olarak suçlanıyor. Bu durum,
Fethullah Gülen'in
örgüt lideri olarak yargılanmasını hatırlatabilir. Ama başka hiçbir benzerlik yok. Filmin vermek istediği mesajları yukarıda sıraladım. Görülmeye değer bir eser. Herkese iyi seyirler dilerim.
Toplantıdan kısa notlar
Yerel medyanın şikâyetleri:
Gönderdiğimiz haberler bazen merkezde çarpıtılıyor.
Yerel ilişkiler, doğru haber verilmesini zaman zaman zorlaştırıyor.
Bir dönem, örgüt il
e devlet arasında kaldığımız oldu.
Haberi verirken, meselâ "
Esnaf kepenk kapattı" diyoruz. Oysa 10 bin esnafın sadece 100'ü kapatmış. Gerçeğin her ayrıntısı yansıtılmıyor.
Ve Mardin Valisi Hasan Duruer'in tesbiti: "
Güneydoğu meselesi bir kimlik meselesidir,
ekonomik değil.
Ekonomi olsaydı,
Yozgat insanı dağa çıkardı.
SABAH