Çin Seddi yıkıldı


Hürriyet, Sabah, Habertürk, Posta gibi gazetelerde reklam gelirlerinin düşmesi nedeniyle reklam içeriği ve haber içeriği arasında olması gereken "Çin Seddi" iyice yıkıldı. Geçen hafta Hürriyet'in ön sayfasında yer alan Selenium Twins ve dün Sabah'ın orta sayfasında yer alan Çengelköy MESA reklamları "Çin Seddi"nin yerle bir olduğunun en büyük kanıtları. Sorun, söz konusu reklamları okurun "editorial içeriğin" parçası sanması. Dolayısıyla da gazetenin "editorial onayından" geçtiğini düşünüp daha inandırıcı bulması... Yapılan okuru kandırmak yani... Gazeteler daha sonra inandırıcılık sorunu yaşamak istemiyorlarsa bu "yalana" son vermeliler. Vermiyorlarsa da gazetelerdeki "yazı işleri" bölümleri mantık değiştirmeli ve okura her haberin içinde reklam olabileceği konusunda bilgi vermeli, onları eğitmeli. Gazeteler yakışan bu... Müşteri nasıl kaybedilir? Hafta sonu Ermenistan'da yapılacak Reklam Festivali'ne jüri üyesi olarak davetliyim. Bilinen sorunlar nedeniyle Ermenistan yönüne istediğin gün ve saatte uçak bileti bulmak biraz zor. İşlerim nedeniyle bu işi eşim Çisil'e havale ettim. O da değişik tur şirketlerini arayıp bilgi almak istedi. Karşısına İcem Tur çıkmış. Telefonda bilgileri almışlar, "Hemen döneceğiz" demişler. Üzerinden on gün geçti, Çisil bileti başka tur şirketinden buldu aldı, İcem Tur hâlâ geri dönüş yapacak! Bitmedi... Üç gün önce Kurban Bayramı tatili için "Ne yapalım, ne yapalım" düşüncesi içerisine girdik. Hava sıcaklığının şu sıralarda 33 derece celcius olması nedeniyle "Dubai tur fiyatlarına bir bakalım" dedik. Evin gezilerden sorumlu devlet bakanının karşısına yine İcem Tur çıkmış. Yine telefondaki görevli bilgileri almış "Hemen döneceğiz" demiş. Bugüne kadar İcem Tur'dan yine haber yok. İcem Tur'un şu dönemde müşteri sorunu yaşadığını düşünmüyorum. Patronlar da son derece durumdan memnundurlar. Ancak kaçırdıkları müşteriler bir gün gelir bu İcem Tur'u tırmalar. Özellikle de şu anda benim yaptığım gibi yapılan "olumsuz" konuşmalar diğer müşterileri de etkiler. Daha iyi hizmet veren turlar ortaya çıkmaya başladıkça da İcem Tur tarih olur. Oysa İcem Tur bize ulaşmak ve kendisini aratmak için ne kadar çok iletişim yatırımı yapmıştı değil mi? Yaptığı iletişimin kendisine yol, su, elektrik olarak dönmesini bekliyordu ancak müşteri hizmetlerini yönetemediği için iletişim ona oldukça yüksek bir fatura olarak geri dönüyor. Geçmiş olsun. Merlion böyle markalaşamaz... Dün bir gazetenin ekinde bir balık markası reklamı gördüm. Sagun isimli şirket öyle anlaşılıyor ki balık ürünleri kategorisinde Merlion ismiyle markalaşmak istiyor. Eli yüzü düzgün bir reklam ama "Herkesin balığı Merlion" başlığı bir şey demiyor. Markayı bir yere konumlamıyor. Bilmiyorum Merlion TV'yi kullanıyor mu, kullanıyorsa da görülmeyecek bir GRP seviyesinde kullanıyor demektir ama özellikle gıda kategorisinde sadece bu tür pozisyonlamayan reklamla ve de gazete reklamıyla markalaşmak çok zor. Mutlaka 360 derece iletişim yapmak ve PR'ı da bu iletişimin göbeğine koymak gerekir. Benden uyarması... DOĞTAŞ'taki tehlike DOĞANLAR Grubu DOĞTAŞ'ın kendini yenileme çabalarını ilgiyle izliyorum. Yeni logo yapıyor, markasını genişletiyor, mağazalar açıyor, mağaza tasarımlarını tek tipleştiriyor. Yurtdışı açılımlar gerçekleştiriyor. Büyük büyük reklamlar yapıp değişimi de duyurmaya çalışıyor. Ama eksik olan bir şey var... Hedef kitle dokunuşu... Markanın kime, neye hizmet edeceği stratejik olarak çözümlenmemişe benziyor. Çözümlenmişse de bu iletişime yansımıyor. Bu nedenle de DOĞTAŞ'ın kendisi, çalışanları bir yeniden "doğum" heyecanı yaşasalar da hedefteki tüketici bu heyecana active olamıyor. Bu çok tehlikeli... DOĞTAŞ bu memleketin bir değeri, başarılı olmasını herkesten çok ben istiyorum ama gördüklerim ve hissettiklerim DOĞTAŞ'ı "uyar" diyor. Uyarıyorum. İnternet'ten Özgürce İnternetin koyunu sonra çıkar oyunu İnternetin değişen yapısı tüketicilerin fikir edinme ve satın alma süreçlerini de etkiledi. Eskiden alım yapmayı düşündüğümüz ürün ulaşabileceğimiz bir yerde satılıyorsa gider eller, koklar, sallar, bakar yani Türk usulü tetkiklerimizi yapar, ardından da internete girip en ucuz fiyatı arar, bulur ve satın alırdık. Hele bir de yakın çevremizde bu ürünü kullanan varsa hemen ona da danışır, doğru kararımızı pekiştirirdik. İçimiz tam anlamıyla rahatlamış olurdu. Peki şimdi neden hiç tanımadığımız insanların tavsiyelerine veya tecrübelerine önem veriyoruz? Giriyoruz internete, bakıyoruz bir iki siteye, okuyoruz yorumları sonrasında ürünün iyi veya kötü olduğuna eminiz. Paylaşılan tecrübelerin gerçek olduğuna inanıyoruz hemen. Normalde insanoğluna "Ay Dünya'dan 382.136 km uzaktadır" derseniz inanır ama "Bu duvar yeni boyandı, dokunmayın" derseniz elini uzatıp değdirerek kontrol eder. Özellikle sosyal medyanın interneti bu kadar domine ettiği bir ortamda değerlendirmelerini okuduğunuz insanları bir gözden geçirmenizde fayda var. Dikkatli takip ettikçe çok çeşitli amaçlara hizmet ettiklerini fark edebilirsiniz. Eeee naparsınız internetin koyunu sonra çıkar oyunu!.. Reklametre (17-23 Ekim 2010) TV İlk Beş 1)Kaynana (Arçelik fırın) 2) Gelin (Renault Kangoo) 3) Soyunma Odası (Avea) 4) Gülen Yüzler (Akbank) 5) Fırsat E. Sayın/Tülin Şahin (Sinpaş GYO) Gazete İlk Beş 1 ) Tasarruf (Arçelik) 2 ) Dokunmadan Duramayanlara (Nokia) 3) Teşekkür Ederiz (Torunlar GYO) 4) Kızartma Makinesi (Finansbank) 5) Fırsat (Sinpaş GYO) İnternet İlk Beş 1) Dalin-Bıcı Bıcı Dansı (www.dalinbicibicidansi.com) 2) GlaxoSmithKline-Hayatın Kadrajı (www.hayatinkadraji.com) 3) Fiat-Auto Show 2010 (apps.facebook.com/fiatautoshow) 4) Dumankaya İkon-Etiketle Kazan (apps.facebook.com/dumankayaikon) 5) AnadoluBank-Paritem (www.paritem.com.tr)
<< Önceki Haber Çin Seddi yıkıldı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER