RÜYAMA GİRİŞ
Aşağıda yazacağımız Hasan Beyin Hanefi
Avcı ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Nedim Bey’in de hiçbir şekilde
Necdet Kılıç ile benzerliği yoktur. Eğer size bunlar arasında bir benzerlik var gelirse bu durum tamamen tesadüftür.
Size aşağıdaki paragraflarda yazacaklarım, benim
rüyamda gördüğüm ve gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan olaylardır. Ola ki siz Türkiye’de yaşanan bazı gerçeklerle, benim anlattıklarımı benzeştirirseniz, bu tamamıyla sizin çıkarımınızdır. Bence uzaktan yakından hiçbir benzerlik yoktur.
GERÇEKTEKİ EMNİYETTEKİLER VE EMNİYETTEKİ PİSLİKLERİN TEMİZLENMESİ
Ayrıca rüyamda bile olsa, bütün ama bütün
teknik takipler ve
telefon izlemeleri usulüne uygun yasal prosedür tamamlanarak yapılmaktadır. Rüyamdaki bütün polisler, hukukun üstünlüğüne, devletin yaptığı her
eylem ve işlemde şeffaf ve
hesap verebilir olmasına, devlet güvenlik güçlerinin yaptığı bütün eylem ve işlemlerden sorumlu olmasının gerekliliğine v
e devlet erkini / yetkisini kullanan kişilerin, yasal olmayan işleri asla ama asla yapmamasının gerekliliğine inanan ve bunu kendi hayatlarında da uygulayan insanlardır.
Bu yazdıklarımı nereden mi biliyorum? Rüyamdaki bu insanlarla yıllardır
emniyet içinde, kurs / eğitim / toplantı /
seminer / çalıştay şeklinde farklı farklı etkinliklerde birlikte olduğum için, onlarla bire bir tanıştığım için, onların Edirne’de de, Hakkari’de de, Van’da da, Siirt’te de, Şırnak’ta da, İzmir’de de, İstanbul’da da, Giresun’da da, Hatay’da da, Tokat’ta da canla başla çalıştıklarını, oralara giderek yerinde gördüğüm için ve onların gece gündüz çalışmaları sonucunda Türkiye’nin geleceğine umut ve ümitle baktığım için biliyorum…
RÜYAMDAKİ HASAN BEY’İN SHOWU VE MEDYAYI KULLANMASI
Hasan Bey tutuklanmadan önce,
canlı yayın medya show yapar. Bunu yaparken de, telefon,
mesaj, cep tel, görsel çekim, tuttuğu el yazısı notların gönderilmesi, eşinin ve sevgilisinin medya önüne çıkıp konuşmaları ile kendi medyası sayılabilecek az sayıdaki gazeteciye açıklamalarda bulunur. Hasan Bey “Benim yapmış olduğum konuşmalarda hiçbir şekilde suç içeren herhangi bir beyanım yoktur” şeklinde de duygularını kendi medyası olan
Ruken Çakar’a, Nedime Şenergezen’e,
Yıldırım Tayfun Rizeli’ye, Necdet Kaçan’a açıklar, haber yaptırır. Bu şekilde de yaparak, adeta ‘Truman Show’ gibi bilgi kirlenmesi ile gerçekleri karartmaya ve kamuoyu ile yargıyı etkilemeye mi çalışır?
RÜYAMDAKİ HASAN BEYİN ÇELİŞKİLERİ VE HASAN BEY İLE NEDİM BEY’İN İLİŞKİLERİ
Ancak durum hiç de Hasan Bey’in söylediği gibi değildir. Eğer olaylar gerçekten de Hasan Bey’in anlattığı gibi ise;
1. Hasan Beyin kendisine, hem kollukta, hem savcılıkta hem de mahkemede sorulan tüm sorulara dolu dolu
yanıt vermesi gerekmez midir?
2. Acaba Hasan Bey mahkemede susma hakkını kullanmayı neden
tercih eder?
3. Yine Hasan Bey, kamuoyuna kendi medyası aracılığıyla sayfa sayfa, kanal kanal,
röportaj röportaj açıklamalarda bulunurken, neden yetkili kişilerin karşısında tek kelime bile konuşmaz?
4. Fakat Lubnatsi (tersinden okumayın) Başsavcısı üzerinden torpil ve tavassut yöntemlerine başvurarak yargıyı adil davranmaktan alıkoymaya mı çalışır?
Hasan Bey’in kendi mecrasında / medyasında çıkan haberlere göre; Hasan Bey, Nedim Bey ile yaptığı görüşmelerde;
1. Savcılığa dilekçe vermesini,
2. Eski dinleme kararını bulduğunu,
3. Devrimcisiz Karargahsız
terör örgütü şüphelisi Nedim Bey’in bunu zaten kitaptan okuduğunu söylemesi,
4. Kendisinin dinleme ile ilgili yeni bir karara ulaştığını,
5. Bu kararın
soruşturma numarasını Nedim Bey’e verildiği,
6. Telefon numarası Nedim Bey adına kayıtlı olmasına rağmen, sahte isimle başkasının adına karar alındığı,
7. Bunu yapanların Lubnatsi
İstihbarat Şubesi personeli olduğu,
8.
Dinlemenin dışında fiziki takibinde söz konusu olduğu,
9. Takibi yapanların normal güvenlikçiler değil D-tipinin adamları olduğu,
10. Bunlardan davacı / şikayetçi olmasını dilekçesinde belirtmesi gerektiği
gibi konularında, gerçekten de konuşmakta mıdır?
RÜYAMDAKİ NEDİM BEY’İN TELEFON ZİNCİRİ VE GEVEZELİKLERİ
Ya da aşağıda yazacaklarımızın hepsi de yalnızca benim kendi kendime kurguladığım hayalimin ürünü (ç)enemin para(noya)larımın rüyamdaki yansımaları mıdır? Ya da şöyle yazalım, bundan sonra aşağıda yazacaklarımın asla ama asla gerçeklerle ilgisi yoktur. Aşağıdaki bu konuşmalar
Hanefi Avcı ile Necdet Kılıç arasında değil, Hasan Bey adlı bir kişi ile Nedim Bey adlı bir diğer şahıs arasında geçmektedir. Gelin şimdi rüyamda yaşadıklarımı ve gördüklerimi sizlerle paylaşayım;
Hasan: Ben senin o eski dinleme kararını falan da buldum sahte isimle aldıkları kararı falan…
Nedim: Evet ben yazılan kitapta okudum zaten dinleme kararı bende.
Hasan: Hı şimdi yenisini öğrendim o senin dinleme ile ilgili mahkemenin kararını da bulduk 2009/1860 sayı ile bilmem almışlar kararı da başka bir adam adına almışlar.
Bir diğer benim rüyamın içinde geçen konuşmada da;
Nedim:
Tarih neydi 2009 mu?
Hasan: 2009/ 1860-0, 7-0/11-0.
Nedim: 7-0/11-0.
Hasan: 2009’a.
Nedim: 2009’a.
Yine rüyamda gördüğüm bir diğer telefon konuşmasında da;
Hasan: Bunu yapanlar da Lubnatsi İstihbarat Şube Müdürlüğü yetkilileridir.
Nedim: Tamam.
Hasan: Bunlardan davacıyım şimdi de şahsi takip ettiriyorlar diyip hepsini anlatarak davacı olmak lazım.
Hasan: Şeyi de anlat bu sahte kararlar dinlemenin devamıdır. Aynı adamlar yapıyor. Aynı adamlar emir teşkilatı aynı cemaatin adamlarıdır. Bunlar normal polis değildir.
Nedim: Tamam, anlaşıldı tamam.
Uzun rüyamın içinde gördüğüm bir diğer telefon konuşmasında da;
Asım: Ne var ne yok?
Nedim: Ne olsun Abi kitabı buldun mu?
Asım: Evet buldum.
Nedim: İyi o zaman 500.sayfayı oku.
Asım: 500.
Nedim: Evet.
Asım: Tamam.
Rüyamın devamındaki bir telefon konuşmasında da;
Nedim: Bana bak yarınki şey yap ya.
Mustafa: He
baba.
Nedim: Kitabı buldun mu? Hasan
beyin kitabını.
Mustafa: Ne kitabını?
Nedim: Ya şu çok satan kitap işte.
Mustafa: Yok.
Nedim: Bulda oku.
Mustafa: Şimdi eee tamam tamam.
Nedim: Yani,
Mustafa: Baktım desem yalan olur da benim çocuklar internetten düşürüyor ya onun için.
Nedim: Valla sana bir şey söyleyeyim mi?
Mustafa: Hıh.
Nedim: Yani gir istersen yani çok ilginç eee bir o kadar da enteresan şeyler var.
Mustafa: Bu Hasan Bey’in kitabını diyorsun değil mi?
Nedim: He he.
Mustafa: Haa.
Nedim:
Hani şu çok satan kitap var ya işte.
Mustafa: Tamam tamam tamam.
Nedim: Tamam, yani okursanız iyi olur.
Mustafa: Tamam, öpüyorum seni.
Nedim:
Kitap yok satıyor zaten tamam hadi.
Rüyamdaki Nedim Bey çok enteresan bir kişilik. Onlarca kişi ile telefonda konuşması ve Hasan Bey’in kitabının okunmasını
tavsiye etmesinin yanında, kendisinin telefonlarını kapatacağını filan da sıklıkla vurgulamakta. İşte bununla ilgili rüyamda geçen bazı başka başka konuşmalar da şöyle;
Nedim: Abi merhaba.
Yücel: Merhaba Nedim geldin mi?
Nedim: Yok gelmedim de geleceğim. Bir haftaya kadar geleceğim. Evdeysen televizyon da varsa bulunduğun yerde Ruken’in programı var MTV’de onu açsana.
Yücel: Yok şu anda yoldayım. Ne vardı?
Nedim: Hasan Beyin açıklamaları vardı. Programı var. Bir de kitabını da okursan çok iyi olur.
Yücel: Kitabını bulamadım aradım.
Nedim: Ben de bulamadım. Burada da zorla buldum. Bugünlerde gelecek. Yarın bugün. Ara bul kitabını tamam mı?
Yücel: Tamam bulurum bulurum. Ne diyor kitapta? Baya yola gelmiş bu herif yaa!
Rüyamdaki diğer bir telefon görüşmesinde;
Nedim: Burada bir inşaat var da oraya geldik. Kitabı buldun mu? Ben kitabı buldum.
Servet: Olay ne biliyor musun? Kedinin fare ile oynadığı gibi çok iyi oldu. Ya bu artı yani, eksi değil, İşe yaradı yani.
Nedim: Arakna’ya, merkeze
tayin istemiş kendi isteğiyle. Arakna da şimdi.
Servet: Tabi tabi tabi akıllı bir herif ya… Neyse gelecekte İçişleri Bakanı yaparız onu … Ben şimdi
pazartesi bakarım onlarda varsa. Yoksa alır sen yollarsın.
Nedim: Olmazsa ben sana evden deneme şeyi veririm. Ama o zamana kadar gelmesi lazım.
Son dönemde gördüğüm rüyalarımın başrol kahramanlarından olan Nedim Bey’in, rüyamdaki bir diğer telefon konuşmasında da;
Nedim: İyi gel de şu telefonu falan kapatalım. Kendiminkini de kapattıracam tamam.
İlhan Kemal: O zaman yarın yapalım. Yarın ben geleyim. Zaten işim var...
Nedim: Abi şimdi bak. Ben kapattıracağım haa sana söyleyeyim. Sana bak ben kaç zamandır söylüyorum sallamıyorsun. Şimdi kapattıracağım. Ondan sonra telefon gelecek bilmem ne yapacak. Kaç gündür ben seni bekliyorum. Ya görüşek görüşek diye.
Rüya kahramanım Nedim Bey, yine rüyamda örgüt şüphelisi Rıza Vuran ile yaptığı görüşmede bundan sonra telefon kullanmayacağını söylerken şunları konuşmaktadır.
Nedim: Kardeş merhaba.
Rıza: Merhaba Nedo nasılsın ya?
Nedim: Valla işte..
Rıza: Ya aradım seni bir kaç kere biliyorsun. Telefonun hep kapalıydı.
Nedim: Hee bundan sonra telefon kullanmıcam zaten.
Rıza: Niye?
Nedim: Telefon kullanmıcam bundan sonra. Devamlı kullanırsam beynimi şey yapıyor dalgalar.
Rıza: Hı.
Nedim: Nerdesin? Ne taraftasın?
Rıza: Evdeyim. Karşıya geçecem çıkıyorum ya…
Nedim: İyi o zaman çık. Karşıya geçtiğinde ben şimdi bir Şatkişeb yapacağım ordan da Yökeyidicem’e herhalde. Senin de gelmen 7’yi 8’i bulur de mi?
Rıza: Evet.
Nedim: Tamam iyi sana bir yarım ısmarlıyım. Bir de
pizza ısmarlıyım.
Rıza: Kitabı istiyorum ama
Nedim: Lan kitap yok satıyor...
Rıza: Hı yeni imzalatacağız. Yani başka çare yok.
Nedim: İmzalamış ancak yenisi başka bir yayın evinden.
Rıza: Ha tamam.
Nedim: Tamam kardeş. Bilmiyorum da konuşuruz gelince tamam.
Nedim Bey, rüyamda
İhsan Telliaba ile yaptığı görüşmede diğer telefonunu kapattığını, bunun için makul sebepleri olduğunu, neden kapattığı ile ilgili açıklamayı da telefonda değil yüz yüze görüştüklerinde anlatacağını söylemektedir.
İhsan: Ha Nedim… Lan lan lan… Öbür telefonunu kapatmışsın Nedim. Ha canım benim.
Nedim: Ha öbürünü kapattım. Şimdi memleketteyim haftaya dönecem. Gelince niye kapattığımı, niye aramadığımı da anlatacam tamam…
İhsan: Tamam canım.
Nedim: Eee yani makul sebepler var.
İhsan: Tamam Nedim’ciğim.
Nedim Bey rüyamda -benim de önceden Hasan Bey aracılığıyla tanıdığım- Necdet Kaçan isimli bir kişi ile yaptığı görüşmede Lubnatsi’ye dün geldiğini, onu ciddi sırıtan bir yerden aradığını, takip edildiğini, gözaltına alınabileceğini, bu durumu ona ve avukatına haber verdiğini söylediği konuşması rüyamda şöyle şekillenmektedir;
Nedim: Ha gardaş ben abiye, Hasan Bey’e de söyledim de takipteyim ben. Herhalde alacaklar beni. Anladın mı siviller…
Necdet Kaçan: Öyle mi?
Nedim: Hı hı… Haberin olsun. Tamam, avukata da haber verdim.
Necdet Kaçan: Tamam abi.
Nedim: Dün geldim işte. Yani ciddi sırıtan bir yerden Abiyi de aradım sırıtan (ankesör) bir yerden. Şeydeler anladın mı?
HASAN BEY İLE NEDİM BEY’İN TELEFON GÖRÜŞMELERİ
Necdet Bey ile Hasan Bey’in rüyamdaki telefon görüşmelerinde de pek çok emniyet sırrı denilecek konular, emniyetçi Hasan Bey tarafından Necdet Bey’e verilmektedir. Şöyle ki;
Hasan: Efendim gardaş
Nedim: Abi sana telefon ettiğim ankösöre aynı adam girdi. Elimde cep telefonu var ben de
giyim mağazasındayım şimdi.
Hasan: Hım…
Nedim: Eeee gözlüklü, hafiften sakallı, elinde pet
şişe var. Şey anladın yani Nis Sokaktan ettim. Şimdi girdi aynı ankesörde şu anda…
Hasan: Aradığın numarayı, aramaya – bulmaya çalışıyordur. Onu öğrenmeye çalışıyordur. Onu öğrenmeye çalışıyordur.
Hasan Bey ile Nedim Bey’in bir diğer rüyamın içine ettikleri ve işi kabusa dönüştürdükleri bir telefon görüşmesinde;
Hasan: Efendim!..
Nedim: Abi bu çocuk daha hala şeyimde. Herhalde beni alacaklar. He yani biraz önce gördüğüm çocuklar şeyde, peşimde. Bu çocuk benim peşimde, beni alacaklar herhalde…
Hasan: Hımm, ama alma niyetleri olsa takip etmezler seni ya…
Nedim: Öyle mi? Tam biçimde ama şey yapıyor. Ya neyse yani. Hıı avukatı arayayım mı avukatımı?
Hasan: Avukatının haberi olsun. Bir şey olduğu zaman. Bir de benim haberim olsun.
Nedim: Tamam abi tamam.
Hasan: Hadi görüşürüz.
Nedim: Tamam.
Rüyamdaki Hasan Bey ile Nedim Bey arasındaki bir başka telefon görüşmesinde de;
Nedim: Yani tamam da, yani sizin de mesleğiniz.
Hasan: Evet.
Nedim: Yani bu kadar niye bariz şey yapılıyor, takip ediliyor. Yani anlamadım ki alacak olacaksa alır.
Hasan: Salak. Salak. Salaklıklarındandır abi. Alma, yakalama değil. Alma olsa salaklıklarındandır, takip ediyor veya kendileri takip ettiklerini zannediyorlar … Onlar şimdi takip yapıyorlardır. Onlar, o inekler farkında değiller. Sen uyanıkken, kendi kendine gizliler zannediyorlar onlar…
Nedim: Öbürlerini taktı peşime de. Onları da atlattım. Bu sefer yanımda Bergamut da var. Bu sefer dedi ki, seni takip etmiyorum. Dedim ki, birşey varsa söyle, niye dedim, beni sabahtan beri takip ediyorsun. Yok diyor. Neyse, şimdi
insan hakları derneğine şey yapacağım, bildireceğim, gazetecilere de…
Hasan: Yani ona da gidebilirsin, bir de savcılığı da şey yapabilirsiniz.
Nedim: Savcılığa vereyim mi dilekçe?
Hasan: Verebilirsiniz. Verebilirsiniz ve dersiniz böyle böyle…
Nedim: Tamam abi.
Hasan: Ben bir şekilde… Yani polis olduğuna tereddüdümüz yok de, en güzeli o…
Nedim: Tamam oldu abicim…
SONUÇ
Size yukarıdaki şekliyle özetlediğim, benim kabusa dönüşmüş rüyalarımdaki bu telefon konuşmalarını ibretle seyreden / duyan / yaşayan birisi olarak ben;
hukukçu, gazeteci, yazar, emniyetçi ve akademisyen kimliğim ile çok ciddi biri handikap yaşıyorum ve eleştirel olarak şu iki sorunun yanıtını bulmakta gerçekten de çok zorlanıyorum;
1. Hasan Bey, çok sayıdaki şüphelilere yönelik sürdürülen teknik ve fiziki bir takibi, açıkça deşifre mi etmektedir?
2. Hasan Bey, çok sayıda şüpheliye yönelik sürdürülen teknik ve fiziki takipte, açıkça delillerin karartılmasına mı neden oldu?
[email protected]