“Bilhassa milliyetçi pozisyonum ve Çin’i Batı kültürü sayesinde düzeltme teşebbüslerimden dolayı Çin kültürünü eleştirme tarzım, Batı kültürünü gereğinden fazla idealize etmemden kaynaklanıyordu.
Batı kültürünün bildiğim kusurlarını
ihmal ettim veya görmezden geldim. Bu şekilde, Batı kültürünün ve insanlığın zayıf noktalarının
eleştirisini yapabilmekten aciz, seviyesiz bir aydın oldum. Batı kültürüne alkış tutmaktan başka bir şey beceremiyordum; sanki bu kültür Çin’i kurtaracak bir
yıldız, tüm insanlığın varmaya çalıştığı hedefti.
Analizi biraz daha ileri götürürsek, Batı kültürünü olduğundan daha önemli göstererek esasında kendimi olduğumdan daha önemli göstermeye çalışıyordum; ve bu ideal sayesinde kendime bir kurtarıcı havası veriyordum.”
***
“Şimdi artık, Batı kültürünün sadece Çin’in bugünkü halini
ıslah edebileceğini ama gelecekte insanlığı kurtaramayacağını biliyorum. Bilhassa Batı’nın üstünlüğü açısından bakıldığında, Batı kültürünün köklü yetersizlikler içerisinde bulunduğunu görüyoruz.
Burada Zhuangzi’nin ‘
Sonbahar suları’ndaki sözlerini aktarabiliriz: ‘Irmak suları yükselebilir, okyanustan bakıldığında her zaman değersizdirler; okyanuslar yayılabilirler, evrenden bakıldığında önemsizdirler. İnsanın kendi mükemmelliğine inanması nafiledir.’”
***
“Bir paralellik kurarsak, Çin’in Batıya göre geri olduğunu, Batı’nın insanlığın bütününe nazaran kısıtlı kaldığını ve insanlığın ise evrenden bakıldığında önemsiz olduğunu söyleyebiliriz. Batı
modernlerinin kendi idealizmlerini kökten bir eleştiriye tâbi tutmaları, Batılı aydınların kendi sömürgeci genişlemelerini ve Beyaz’ların ırksal üstünlüğünü inkâr etmiş olmaları bir şey değiştirmiyor. İçlerinde derin kökler salmış olan, diğer uluslara nazaran üstünlüklerine olan
inanç devam ediyor.
Özeleştirilerini yaptıklarında, kendi cesaret ve samimiyetlerinden dolayı başları bile dönmektedir. Fakat Batılılar, kendilerine yönelttikleri eleştirileri rahatça ve kıvançla kabul etmelerine rağmen, bu eleştirilerin dışarıdan gelmesine tahammül edemiyorlar.
Akılcılığı aklı kullanarak eleştirmenin yerinde saymak olduğunu anlamaya hazır değiller. Aynı zamanda, kim akıldan daha iyi bir eleştiri silahı bulabilecek?”
***
“XX. yüzyılda insanlığın işlediği hatalardan biri de zorluklarını, var olan
medeniyet faziletleriyle halletmeye çalışması oldu.
Bu, Doğu kültürü ya da Batı kültürü olsun, insanlığın içerisinde bulunduğu çıkmazdan çıkmasına yardımcı olamayacak. Batı kültürünün yüksek değeri, Doğuyu daha modern bir yaşama doğru yükseltebilir; fakat modern yaşamın da bir musibet olduğunu unutmayalım.
Bugüne kadar insanlık, nüfus patlamasının sebep olduğu sorunlara, enerji krizine, çevresel denge bozukluğuna, nükleer silahlanmaya çözümler getirebilecek yeni bir medeniyet yaratamadı; insan acılarını ve insan tabiatının sınırlarını ortadan kaldırabilecek bir kültür de yok.”
***
2010
Nobel Barış ödülü sahibi Çinli aydın Liu Xiaobo’nun Batı’ya yaptığı ilk
seyahat 1989 tarihinde New-York’a gerçekleşir.
Bu ziyaret Nobelli düşünürün birçok yanılsamalarının yıkılmasına ve Batı ile ilgili hayranlıktan gelen sorularının saflıklarını yitirmesine sebep olur. Çin modernleşmesinin çelişkilerini sorgulayan Liu Xiaobo, Çin gelenekleri ve Batı idealizminden uzaklaşır ve modernleşme ile bireysel gelişme arasındaki ilişkileri birbirine eklemleyen bir felsefi düşünce geliştirir. Bu önemli dönemeci Liu Xiaobo, 1989’da New-York dönüşünde yazıya aktarır.
Dün, “ikincigrup.com” sitesindeki bu yazıyla
vakit geçirdim...
***
Acaba, sizde konu neydi?
Yoksa gene
türban mıydı?