Bizim gibi, TV'lerde çalışan, hatta dönem dönem yöneticilik yapan insanların en büyük zorluklarından biri de "reklam yönetimi..."
Bu konu Atıf Hoca'nın alanı. Onun için, haddi aşmayalım. Lakin son dönemde sıkça rastlanan tuhaf bir uygulamaya temas etmeden de geçemeyiz, yani...
Televizyon dünyasının son dönemdeki kâbusu "gizli reklam..." İnanın,
gazete ve dergilere gösterilen müsamahanın onda biri televizyon kanallarına gösterilmiyor.
Haber ve haber programlarında, kadraja kazara bir
firma logosu girerse, yandınız. Gizli reklama girer,
RTÜK anında cezayı keser. Bir şirket yetkilisini çıkarıp, mesela isminin altına "
Citibank Kredi
Pazarlama Müdürü" yazamazsınız, reklamdır. En fazla "Bankacı" veya "
Ekonomist" yazabilirsiniz.
Misal, sahadan canlı yayına bağlanan muhabirin arkasında görülen bir şirket tabelası, başınızın belaya girmesi için yeterlidir. Ya da önünüzdeki laptop'ın markası... Hepsi reklamdır ve yasaktır.
Fakat öyle iki durum var ki, sular seller gibi reklam olduğu halde kimse ses çıkarmıyor. Üstelik gizli değil, açık reklam olduğu halde...
İlk örneğimiz bazı "global" markalarla ilgili...
iPhone,
iPad, PlayStation gibi ürünlerle ilgili her türlü bilgiyi, TV'lerin haber bültenlerinden alabilirsiniz. Yeni versiyonlarının ne zaman çıkacağı, kaç paradan satılacağı detaylı olarak işlenir.
Yine...
Ferrari,
Porsche gibi özelliği olan bazı
araba markaları ile ilgili gelişmeleri de sıklıkla izlersiniz.
Oysa Arçelik'in 9 kilo yıkama kapasiteli son
çamaşır makinesinin haberini yapamaz, Vestel'in Türkiye'deki fabrikasında ürettiği üstün enerji tasarruflu LED TV'yi tanıtamazsınız. Bunu yaptığınız anda yüz binlerce lira ceza yersiniz.
İkinci örnek, firma logoları ile ilgili... Canlı yayınlarda, haberlerde görmüşsünüzdür. Bir turnuva, etkinlik,
festival veya
spor karşılaşmasında onlarca
sponsor logosu ile karşılaşırsınız.
Misal... Geçenlerde
Trabzonspor maçının ardından
Avni Aker Stadı'nda
Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut
Kocaman basın toplantısı yaparken üşenmedim arkasındaki logoları not aldım:
Telekom,
Ülker,
Sarar, THY, Radyospor,
Metro, Marshall,
Anadolu Sigorta, Yurtiçi
Kadro, GNC,
Doğuş,
Nike, Medical
Park, Tuttur.com
Bırakın sabit durmayı, bu logolar Kocaman'ın arkasında hareketli bir panoda sürekli akıyordu.
Bütün kanalların haber ve spor yayınlarında bu logolar döndü. Peki, bir yaptırımı oldu mu?
Hayır.
Onun için... "Ekranda görülen her logoya ceza keserim" derseniz, izah edemeyeceğiniz örneklerle karşılaşırsınız. Ayrıca neyin reklam neyin reklam olmadığına tek taraflı bir bakış açısıyla karar veremezsiniz.
Daha fazla yorum haddi aşar, Atıf Hoca'ya ayıp olur.
Havada çekiyor mu?
Bir GSM operatörünün son reklamı enteresan.
Oyuncu, cep
telefonunun havada çekip çekmediğini
test etmek için
Ankara Sheraton'un çatısından uçuyor.
Reklamın amacı, telefonun her yerde çektiğini göstermek. Lakin
teknik olarak "Havada çekiyor mu?" diye sormak ve bunu test etmek ilginç...
Zira, telefon alıcıları havada baz istasyonunu engelsiz görür ve bu yüzden sinyal kalitesi mükemmeldir.
Telefonlar, asıl bodrum katlarda, vadilerde, bir tepenin arkasına düşmüşseniz, çekmez.
Onun için, kuş kanadı takıp uçmak yerine köstebek gibi yeraltına inmek daha doğru olurdu.
GSM şirketlerini yerin üç kat altındaki
Kanaltürk stüdyolarına bekliyoruz.