Avcı'nın şok eden beş yüzü


"Haliçteki Simonlar" kitabıyla gündeme oturan Hanefi Avcı iki büyük iddiada bulunuyordu: "Beni yasa dışı dinlettiler" ve "Bu dinlemeyi Emniyet'teki cemaat mensubu polisler yaptırdı." Aktif istihbaratçılık döneminde kurduğu ilişkiler, Avcı'nın bu iddialarını rahatlıkla yaymasına yardımcı oldu. Kamuoyunda, "Susurluk kahramanı Avcı bile haksızlığa uğradı" gibi bir rüzgâr estirildi. Ancak her iki iddiası da kısa süre içinde boşa çıktı. Avcı'nın dinlenmediği, yasal takipteki bir terör örgütü mensubuyla girdiği ilişkiler nedeniyle dinlemeye takıldığı belirlendi. Eski bir istihbaratçı olarak, bu dinlemeyi kendisine haber vermeyen emniyet mensuplarından da "cemaat" suçlaması ile intikam almak istediği ve bu birimlere kendi ekibinden isimleri getirmeye çalıştığı anlaşıldı. Ancak hepsi bu da değil. Pandora'nın kutusu açıldı bir kere... Ve hemen herkesin "Avcı'yı böyle bilmezdik" dediği bir kişilik ortaya saçıldı. İşte Avcı'nın şok eden yönlerinden beşi... Birincisi, meğer polis katillerine yardım etmiş. Avcı, yasal dinlemeye takılan telefon konuşmasında, terör örgütü mensubuna teknik ve sıcak takipten kurtulması için önerilerde bulunuyor. Hatta kendi meslektaşlarına "aptallar" diyecek kadar yoldan çıkıyor. Üstelik yardımda bulunduğu kişi İstanbul'da bir komiseri şehit etmek suçlamasıyla takip edilen yasadışı Devrimci Karargâh üyesi. İkincisi, meğer hücre evinde yasak aşk yaşamış. Evli olduğu halde evli bir kadınla yasak ilişki yaşayan Avcı, buluşma mekânı olarak da 7 yıl sol terörden hapis yatmış şahsın hücre evini tercih etmiş. Hücre evinin sahibi aynı zamanda polis takibinden kurtulmak için destek alan Devrimci Karargâh üyesi. Bir istihbaratçı için, kritik görevlerde bulunan bir bürokrat için bunun ne büyük bir zaaf oluşturduğu üzerinde durmaya bile gerek yok. Üçüncüsü, meğer işkenceden adam öldürmüş, yargısız infaz yapmış. Avcı, 12 Eylül döneminde Mersin'de sol örgüt mensuplarına işkence yapmış. Sorguda yaptığı işkence sırasında bir solcu gencin ölümüne sebep olmuş. Avcı, DHKP-C lideri Dursun Karataş'ın örgüt içi rakibi Bedri Yağan ve ekibinin "yargısız infaz"a tabii tutulduğu operasyonu da yönetmiş. Ve garip şekilde Avcı bugün sola yakın Devrimci Karargâh örgütü üyesine yardım ederken dinlemeye takılıyor. Eski bir solcunun evini yasak ilişki için kullanıyor. Kitabını da geçmişte sol örgütlerle bağlantıları bilinen isimlerin kitapevinden yayınlatıyor. Dördüncüsü, meğer yasa dışı dinlemeler yapmış. Kitabında yasa dışı dinlemeden şikâyetçi olan Avcı'nın, işyerinde 24 adet yasa dışı dinleme kayıtları yer alan kasetler bulundu. Üstelik devletin bütün kurumlarını eleğe çeviren bir dinleme arşivi. Dinlenenler arasında TSK, MİT, Emniyet'in en üst düzey isimleri ile başbakanlar ve medya yöneticileri var. Savcının mağdur olarak ifadeye çağırdığı isimlerin hemen hemen hepsi özel görüşmelerini de kayıt altında tutan Avcı'dan şikâyetçi oldu. Beşincisi, meğer JİTEM'e de destek vermiş. Bugün Devrimci Karargâh üyesine yardım etmekle suçlanan Avcı, geçmişte JİTEM'e de operasyon desteği vermiş. İddianın sahibi, JİTEM'in kurucusu olarak bilinen Albay Arif Doğan. Doğan, o dönemde Hizbullah'ı kendilerinin kurdurduğunu söylüyor. Söz konusu dönemlerde (1984-1992) Avcı'nın Diyarbakır İstihbarat Müdürü olarak görev yaptığını hatırlatmakta fayda var. Avcı'nın JİTEM'in kullandığı "itirafçı" sisteminin oluşumunda etkin olduğu ve daha sonra da bunların bir kısmı ile ilişkisine devam ettiği kaydediliyor. Halen tutuklu bulunan Avcı hakkında ortaya çıkanlar bunlarla da sınırlı değil. (ancak bu köşenin uzunluğu sınırlı!) Avcı hakkında gerçekler ortaya çıktıkça, kitabını neleri perdelemek için kaleme aldığı daha iyi anlaşılıyor. "Efsane istihbaratçı" attığı iftiraların altında eziliyor.
<< Önceki Haber Avcı'nın şok eden beş yüzü Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER