Anayasa ile ilgili çalışmalar, teşebbüsler,
düzenleme ve değişiklikler sadece bizde söz konusu değil; önemli komşularımızda da bu tür faaliyetler çoktandır gündemde.
Mesela bu çerçevede
Karadeniz komşumuz
Ukrayna bu ayın başında çok önemli bir anayasa değişikliğini gerçekleştirmiş bulunuyor. Bu değişiklikle Ukrayna
Anayasa Mahkemesi 2004 yılında yapılan anayasa değişikliklerini
iptal kararı alarak
ülkede yeniden 1996 Anayasası'nı geçerli kılmış oluyor.
Hatırlatalım, 2004 yılındaki değişikliklerle Ukrayna o zaman geçerli olan geniş
yetkilerle donatılmış
başkanlık sistemini zayıflatarak başbakan ve parlamentoya daha çok yetki vermişti. Ancak yetkiyi devlet başkanı, başbakan ve parlamento arasında yeniden düzenleyen bu değişiklik sonucu Ukrayna son 5 yılda birçok
yönetim krizi yaşamış, ülke adeta yönetilemez hale gelmişti. Hülasa, Anayasa Mahkemesi'nin son kararıyla ülke yeniden güçlü başkanlık sistemine dönmüş oluyor.
Ukrayna'da bunlar olurken bir diğer komşumuz olan
Gürcistan da yaklaşık son bir yıldır yeni bir anayasa
tartışma ve çalışmalarıyla meşgul. Ülkenin son anda bir değişiklik olmazsa bugün uzun süredir devam eden yeni anayasa çalışmalarına parlamentosunda son noktayı koyması bekleniyor.
Bu da şöyle olacak: Bugün parlamento yeni anayasayı kapsayan
kanun tasarısını üçüncü ve son defa ele alarak görüşüp oylayacak ve sonuçta
iktidarın çoğunluk oylarıyla tasarı kabul edilecek ve yeni anayasa 1
Aralık 2013'te yürürlüğe girmiş olacak. Ne var ki,
küçük bir ihtimal olarak parlamentonun bu son görüşmeyi birkaç gün sonrasına ertelemesi de mümkün; zira iktidar
Avrupa Konseyi'ne bağlı olan ve genel anayasa konularını ele alan, inceleyen ve aldığı
tavsiye kararlarıyla dikkate alınması gereken
Venedik Komisyonu'nun yeni anayasa konusunda açıklayacağı son
analiz, değerlendirme ve tavsiye kararını da beklemek, görmek doğrultusunda da hareket edebilir.
Esasen
Venedik Komisyonu baştan bu yana Gürcistan'ın yeni anayasası ile ilgileniyor, tasarıyı analiz edip değerlendiriyor ve bazı tavsiyelerde bulunuyor. Nitekim bu çerçevede ilki geçen temmuzda, ikincisi de bu ay olmak üzere yeni anayasayla ilgili bazı değişiklikleri iktidara tavsiye etmiş bulunuyor. Bunlardan 21 sayfalık olan ikincisi önümde duruyor. Bu tavsiye niteliği taşıyan ön
rapor ya da çalışma çok kapsamlı ve ayrıntılı. Beş bölümden meydana gelen bu raporun analiz bölümü en uzun olanı sayılır. İçinde 27 madde var. Çifte vatandaşlıktan kanunların ilgasına, devlet başkanı olmak için gereken şartlardan devlet başkanının rolüne yetkisine, parlamento
komisyonlarının nasıl tesis edileceğinden hâkimlerin t
ayinlerine, hükümetin nasıl kurulacağından rol ve fonksiyonuna, güvenoylamasının nasıl yapılacağından mahalli yönetimlere, anayasa mahkemesinin başkanının yeniden nasıl seçileceğine kadar pek çok önemli konu bu analizin içinde yer alıyor.
İktidar bunların bazılarını dikkate alarak istenen değişiklikleri tasarıya ilave ederken Venedik Komisyonu'nun anayasa ile ilgili genel
eleştirilerine ise pek olumlu bakmıyor. Komisyon ise nihai raporunu 15-16
Eylül günleri açıklayacağını, bu yüzden parlamentonun bunu görüp değerlendirdikten sonra son görüşmesini yapmasını istiyor. Buna ilaveten Komisyon bu raporun ışığında bir heyetini 16-17 Eylül günleri Tiflis'e göndereceğini, heyetin raporun tavsiyeler konusunda Gürcü yetkililerle görüşmeyi planladığını açıklamış bulunuyor.
İktidar, Komisyon'un nihai raporunu bekleyecek mi, yoksa bunu dikkate almayıp bugün son görüşmelere devam edecek mi, bunu bugün öğreneceğiz. Tahmin yapmak gerekirse birkaç gün daha bekleyip Komisyon'u memnun edeceği söylenebilir; Ancak tabii bu olmayabilir de; zira yeni anayasa konusunda öncülük yapan Devlet Başkanı
Mihail Saakaşvili, Komisyon'u ima ederek "Tavsiye iyi bir şey; ama hiç kimse bizim ülkemizi bizden iyi bilemez, tanıyamaz, hiç kimse ülkemizi bizden iyi kuramaz." diyerek söz konusu eleştiri ve tavsiyeleri pek dikkate almayacaklarını açıkça söylemiş bulunuyor.
Yeni anayasanın özelliklerine gelince; bugün yürürlükte olan başkanlık sisteminde değişiklik yapıyor, başkanın yetkilerini azaltırken ortaya karma bir sistem koyuyor. Bu sistemde başbakan ve parlamentonun yetkileri artıyor. Başkanın rolü devlet kurumları arasında bir tür uzlaştırıcı şekline dönüştürülüyor. Bunlara ek olarak başka önemli değişiklikler de elbette var; ancak bunlar bu yazının hacmini aşıyor. Gürcistan'daki yeni anayasa girişimlerini bizim de her açıdan izlememiz gerekiyor...