Taraf gazetesi Türkiye'nin gündemine yine çok hayati bir konuyu taşıdı. Zehirli 160 bin porsiyon
hamburger yediğimizi Kazım Çeliker'in haberiyle bize duyurdu.
Bu haber üzerine zehirli etlerin izini sürmek için
Tarım Bakanlığı
Teftiş Kurulu bir
soruşturma başlattı. Teftiş Kurulu Başkanı'ına göre zehirli etler aranmasına rağmen bulunamadı. Sırra kadem basan 12 ton zehirli etin köpeklere yedirilerek
imha edildiği ilgili firmalar tarafından ileri sürülüyor. Ama köpeklerin 12 tonluk eti iki ayda yemesinin mümkün olmadığını bilirkişi tespit ediyor. Ayrıca zehirli etleri köpeklere yedirmek de
hayvan hakları yasasına göre ayrı bir suç duyurusu ama şimdilik bunu duyan yok gibi...
Etlerin ne olduğuna gelince...Teftiş Kurulu Başkanı
Metin Süerdem, "Hastalıklı etleri bu millete yedirdiler. Hamburger olarak mı yedirdiler veya kıyma,
sucuk,
sosis olarak mı yedirdiler, onu bilemiyoruz" diyor.
Peki zehirli etleri üreten ve satanlara ne yapılacak, onu biliyor muyuz?
Zehirli etleri üreten ve satanlar, hamburger köftelerinin kendi firmalarından
temiz çıktığı, bakterilerin nereden bulaştığını bilmediklerini ileri sürüyorlar. Anlayacağınız hamburger köftelerini üretenler ve satanlar suçu hamburgerleri yiyen müşterilerin üzerine atacaklar neredeyse.
Dün Taraf gazetesinde Neşe Düzel'le röpörtajında
Veteriner Hekim Prof. Bülent Nazlı, hamburger köftelerinde bulunan listeria bakterisinin yüzde 30-35 ölüme neden olduğunu, özellikle 1-7 yaş arasında çocuklarda daha ölümcül olduğunu belirtiyor. Yine köftelerde bulunan salmonella bakterisinin
gıdanın içinde çoğaldığı zaman tifo ve paratifo yaptığını ileri sürüyor. Hatta bu köftelerin
kırmızı et olduklarının bile
şüpheli olduğunu söylüyor. Hamburger ve köftelere
tavuk eti karıştırılabileceğinden söz ediyor. Aslında bu konuda her konuşan sıradan insanı dehşete düşüren uyarılarda bulunuyor. Bülent Nazlı, AB
ülkelerinde zehirli gıda satmanın cezasının müebbet hapse kadar gittiğini söyleyerek durumun vahametini özetliyor.
Gelelim olayın
vesayet boyutuna... Zehirli hamburger köftelerini yapan ve satanların büyük şirketler olduğu basında yer aldı. Türkiye'de büyük şirketler
tüketici haklarını koruyacak yasaların çıkmasına pek izin vermiyorlar. Büyük paralara sahip oldukları için güçlü
lobi faaliyetleriyle küresel kuralların uygulanmasını geciktiriyorlar. 12 Eylül'de yapılan
Anayasa referandumuyla asker ve yargı vesayetine son verildi. Şimdi de sıra büyük şirketlerin bu ülke insanı üzerindeki vesayetini kaldırmaya geldi. Aksi takdirde bu
toplumun sağlığını, tüketici olarak çıkarlarını korumak mümkün değil.
Tabii bu konuda bir
sivil toplum derneği olarak TÜSİAD'a büyük bir iş düşüyor. İş etiğine önem verdiğini sık sık dile getiren TÜSİAD'ın eğer üyeleri arasında zehirli et satan büyük firmaların sahipleri varsa bazı
yaptırımlar uygulaması şart.