Telefonun ucundaki skandal


Hanefi Avcı'nın 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' kitabı üzerine oldukça uzun, iki yazı yazmış ve kitabı analiz etmiştim. Analizi bitirirken de şöyle demiştim; "Avcı'nın son bir yılında açıklanamayan 'gri alanlar' var. Eğer o gri alanlar aydınlığa kavuşursa Avcı'nın bu kitabı niye yazdığı anlaşılabilir." Beklenmeyen bir şey oldu ve üç gün önce yapılan Devrimci Karargah Örgütü'ne (DK) yapılan operasyon Avcı'nın hayatındaki gri sahaları aydınlattı. Açıkçası tam anlamıyla bir şok hali var. Çünkü Hanefi Avcı ile polis katili DK örgütünün yan yana gelmesi kolay açıklanabilecek bir durum değil. Operasyonun detayları haber sayfamızda var. Çok çarpıcı bir hikâye. İşin içinde bilgi sızdırma var, yasak aşk var ve belki de şantaj var. Özetlersek; DK soruşturmasını yürüten polis, Nejdet Kılıç üzerinden Hanefi Avcı'ya çıktı. Bu konuşmalarda Kılıç'ın bazı adli konularda arkadaşları için istihbarat desteği talebinde bulunduğu tespit edildi. Kılıç'ın kilit bir konumda olduğunu tespit eden polis üzerinde yoğunlaşınca, Kılıç'ın ikamet ettiği adresin baz verileri üzerinden T.Ç adına kayıtlı bir numarayı tespit etti. Telefon numarası şüpheli bulundu çünkü o telefon C.Ü adına kayıtlı bir numarayla irtibatlı. Sadece birbirlerini arıyorlar ki bu organize suç örgütlerinde çok görülen bir şey. Savcılıkta, bu iki telefonun Nejdet Kılıç tarafından örgüte bilgi sızdırmak amacıyla kullanıldığı kanaati oluştu. Hakim kararıyla Nejdet Kılıç'ın telefonu 7 Kasım 2009'da dinlemeye alındı. (Olay Avcı'nın kitabında farklı yer alıyor.) Fakat dinlemeye alınan numaranın Nejdet Kılıç tarafından değil kimliği tespit edilemeyen bir kadın tarafından kullanıldığı ortaya çıktı. Yapılan çalışmada bu telefonu kullanan kişinin edebiyat öğretmeni Kezban K. olduğu görüldü. Hattın diğer ucundaki isim ise adeta şok etti. Çünkü başkasına kayıtlı bu telefonu kullanan kişi Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'ydı. Yine şok bir gelişme de gerçekleşti: Hanefi Avcı ile öğretmen Kezban K. Nejdet Kılıç'ın evinde buluşuyorlardı. Akıllara takılan temel soru ise şu: Acaba Avcı'nın K. ile görüşmeleri örgüt tarafından kaydedildi mi? Örgüt Avcı'ya şantaj yaptı mı? Bostancı'da yapılan operasyonda DK'nın teknolojiyi en üst düzeyde kullandığı görülmüştü. Acaba buluşma ya da buluşmalar kayıt edildi mi? Çünkü Avcı, kitabın basımından sonra çıktığı NTV yayınında cemaate yüklenirken 'herkes korku içinde benim de bir şeyim çıkacak mı' mealli ifadeler kullanmıştı. Eğer Avcı'nın örgüt evinde yaşadığı bir yasak aşk varsa ve bu kaydedilmişse, geçmiş yıllarda Ergenekon'u ilk ortaya çıkartan şahıslardan biri olan Avcı'nın kitabında Ergenekon'u boşa çıkarmaya çalışması farklı bir durumu ortaya koyuyor. Avcı'nın öğretmen K. ile ilişkisini Nejdet Kılıç üzerinden yürüttüğü biliniyor. Bu durumda örgütün Avcı'nın yaşadığı ilişkiyi kontrol altında tutması, Kezban K'yı kullandığı örgüt evinde yaşadığı ilişkiyi kaydetmesi de kuvvetle muhtemel. Bu süreçte yaşanan bir başka hadise var ki olayı daha da ilginç kılıyor. Çünkü Avcı kitabında Nejdet Kılıç'ın dinlendiğini açıkça yazdı. Böylece polis ve MİT'in gizli operasyonu deşifre oldu. Dinlenildiklerini/izlenildiklerini fark eden örgüte yönelik operasyon öne çekildi ve üç gün önceki gözaltılar gerçekleşti. Avcı kitabının 491. sayfasında yalnızca bire bir, iki telefonun karşılıklı görüşme ve mesajlaşma için kullanıldığını (05.. ... .. 92 ve 05.. ... .. 94) İstihbarat şubesinin görev alanına girmemesine rağmen dinlendiğini iddia etmişti. Oysa sadece sonu 94 ile biten numara mahkeme kararıyla dinlemeye alındı. Fakat bu iki telefonun Avcı ve ilişkide olduğu iddia edilen Kezban K. arasında kullanıldığı görülünce vaktinden önce (26.01.2010) çıkış yapılarak dinleme bitirildi. Yani Avcı'nın iddia ettiği gibi bir telekulak hadisesi yok. Kulislere göre de Avcı'nın Adalet ve İçişleri bakanlıklarına yaptığı başvurular 'süren soruşturmayı açık edeceği için' cevapsız bırakıldı. Avcı'nın öğretmen K. ile olan ilişkisi sadece ikisini ve kendi ailelerini ilgilendirir. Buna diyecek bir şey yok. İlişki başladığında her ikisi de evliydi. Öğretmen K. daha sonra boşandı. Kulislere göre Avcı da eşinden boşanacaktı. Hatta bu durum Avcı'nın eşiyle ve onun ailesiyle arasında gerginliğe de neden oldu. Fakat bütün bunlar olayın kahramanlarının özel hayatı. Sadece kendilerini ilgilendirir. Fakat bu durumu gizlemek için Avcı'nın emniyeti, yargı camiasını ve Gülen Cemaati'ni bir suç örgütü gibi göstermeye çalışması anlaşılamaz bir durum. Ergenekon, Danıştay, Kafes ve Balyoz gibi hayati soruşturmaları boşa çıkarmaya çalışması en basit tabirle Avcı için talihsizlik oldu.
<< Önceki Haber Telefonun ucundaki skandal Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER