NEW YORK
Birleşmiş Milletler toplantıları için Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ile birlikte
New York’ta bulunan
Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan’la bir araya geldik. Gündemdeki gelişmeleri değerlendiren Babacan, Türkiye’nin yılın ilk yarısında iki haneli
büyüme rakamı yakaladığını, bunun kaynağının iç piyasadaki yatırım ve
tüketim olduğunu söyledi. Özel
sektörün yılın ilk çeyreğindeki yatırımlarının tutarının 41 milyar lira düzeyinde olduğunu ifade eden Babacan, kamunun yıllık yatırım miktarının 20 milyar lira olduğunu hatırlattı.
Komşuya
kriz dersi
Yatırımlarda güvenin önemine değinen Babacan,
Yunanistan olmak üzere bugün ciddi sıkıntı yaşayan
Avrupa ülkelerinin kamu açıklarının tedirgin edici şekilde büyüdüğüne dikkat çekerek, “
Güven yoksa,
özel sektör parası varken yatırım yapmaz,
tüketici parası olmasına rağmen harcamaz. Hükümetlerin en önemli görevlerinden biri bu güveni sağlamasıdır. Biz OVP’yi çıkarınca, dünyada birçok ülkenin
kredi notu düşerken, bizimki arttı” dedi.
IMF ve Avrupa Birliği’ne (AB) Yunanistan’a kriz yönetimi konusunda deneyim aktarma önerisi götürüldüğünü belirterek buna sıcak yaklaşıldığını anlatan Babacan şöyle konuştu:
“IMF ve AB, bu önerimize sıcak bakınca, Sayın Başbakanımıza durumu aktardım. Hemen Sayın Papandreu’yu aradı. Gidip kendilerine deneyimlerimizi aktardım.”
Yunanistan
Maliye Bakanı’ndan yeni
mektup aldığını bildiren Babacan, reformlar konusunda ortak çalışma yapmak istediklerini aktardı. Babacan, Yunanlı Bakan’ın önümüzdeki günlerde Türkiye’ye geleceğini dile getirerek birlikte çalışılacağını kaydetti.
‘Rezervler düşük’
Son dönemde ihracatçıların, kur konusunda eleştirdikleri, Başbakan’ın da döviz rezevlerinin artması yönünde görüş açıklayarak dahil olduğu
Merkez Bankası tartışmasına Babacan da değindi. Ekonomisi sağlam olan ülkelerin para birimlerinin değerli olduğunu ve Türkiye’nin bu süreci yaşadığını kaydeden Babacan, bir gazetecinin, “
Merkez Bankası rezervlerini yeterli buluyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Düşük buluyoruz. Rezerv konusunda üç kritere bakılır. Yıllık ithalatı karşılama gücü, cari açık karşısındaki düzeyi ve borç ödeme kabiliyeti. Ben bunlar arasında borç ödeme kabiliyetini dikkate alırım. Rezervin, kamu-özel toplam bir yıllık borcu kapatabilecek rezerv bulundurmakta yarar var. 100 milyar dolar dolayında olmalı.”
İlaçta sıkı pazarlık
Babacan, birkaç ay önce ilaç şirketleriyle yaptıkları pazarlıkların perde arkasını da anlattı. 2009 yılında devletin ilaç faturasının 16 milyar lirayı bulduğunu aktaran Babacan rakamın bu yıl 18 milyar liraya yükselmesinin söz konusu olduğunu kaydetti. İlaç şirketleri ile sıkı pazarlık yapıldığını ifade eden Babacan, “Amerika’nın, İngiltere’nin büyükelçileri devreye girdi,
yabancı ilaç şirketleri için
lobi yapmak istedi. Kendilerine, ‘Bu diplomatik bir sorun değil. Biz müşteriyiz, onlarla pazarlık yapıyoruz. Ticaretin kuralı da budur’ dedik. Pazarlık sırasında, gerekirse Çin ve Hindistan’ı da baz alabileceğimizi söyledik. Bir ara ilaç şirketleri eczaneleri boykota yönlendirdiler. Sonunda
fiyat indirimi sağladık. Yıllık tasarrufumuz 2.5 milyar doları buldu” dedi.