Demek ki buraya kadarmış...
Yüzde 58 Evet dedi ve sonunda
vesayet rejimi delindi...
Dedikleri çok doğru... Bu defa 'Halk, yönetime el koydu..' Yani
demokrasi kazandı...
Şimdi burada 'darbeciler nasıl yargılanacak, yargı demokratik bir yapıya nasıl kavuşacak, ombudsmanlık, pozitif ayrımcılık..vs' gibi konulara girmeyeceğim.. Zaten yeterince tartışıldı.. Bekleyip neler olacağını göreceğiz...
Hayır cephesinin hezimetini konuşalım.. Halk statükoculara, vesayetçilere nasıl tokat attı, ona bakalım...
Kılıçdaroğlu '
CHP başarılı olmuştur, yüzde 42 güzel bir sonuçtur..' diyor...
Bahçeli memnun değil, '
Türkiye karanlık bir döneme girmiştir..' diyor. (Halka sorulur mu hiç!.. Sorarsan işte böyle kendini karanlığa gömer!..)
BDP
referandum sonuçlarını, boykot başarılı oldu düşüncesiyle havai fişeklerle kutluyor...
Netice ne?.. Yüzde 58 Evet!...
Ben siyasetçi değilim.. Sade bir vatandaş olarak sonuçla ilgili çok basit ve pratik bir değerlendirme yapacağım..
Her ne kadar
AK Parti bunun bir
seçim olmadığını, sonuçların siyasi bir
tercih olarak kabul edilmeyeceğini defaatle söylese de, bu bazı gerçekleri değiştirmez...
Tamam Erdoğan'ın dediği doğru;
evet diyenler de, hayır diyenler de, boykot edenler de kazanmıştır... Zira vesayet rejimi delindiği, demokrasi kazandığı için
halk kazanmıştır...
Ama 'hayır'cı partiler kaybetmişlerdir...
Neticede Meclis'te grubu bulunan partiler göz önüne alındığında, üç muhalefet partisine karşı tek başına 'Evet'
kampanyası yürüttü AK Parti.. Ve yüzde 58 gibi önemli bir 'Evet' oranıyla kazandı...
"Yok efendim aslında AK Parti'nin oyu şu kadar, ama şu partililer yanlış kampanya yürüttüler, tabana yanlış
mesaj verildi, halk anlamadı, onlar daha çok
pankart astı, vaktimiz yoktu, çobanlar devreye girdi!"..vs, gibi züğürt tesellisi tadında yorumlarla kendinizi boşuna kandırmayın...
(Eskiden seçim kaybettiklerinde şöyle bir mazeret de öne sürerlerdi; Efendim bunlar 'tepki oyları..' Ne demekse?!..)
Ne
derseniz deyin, AK Parti'nin politikaları halk tarafından itibar görüyor...
Bu saatten sonra
Ankara Partileri'nin, halka rağmen sürdürdükleri devletçi politikalarının bir işe yaramadığı açıkça görülüyor...
Kısaca söylemek gerekirse
demokratikleşme sürecinde bu
referandum sonucu bir milattır...
Zira 'elimizde bir tek yargı silahı kaldı..' diyen darbeciler ve Ankara Partileri kaybetmiştir..
Halk darbecilerle, vesayetçilerle hesaplaşmak istemiştir o kadar...
Peki, bakalım muhalefet bundan bir ders çıkartacak mı...
Kendi memleketinden bile 'hayır(!)' görmeyen Bahçeli hiç ders almışa benzemiyor.. '
Vatan elden gidiyor..' muhabbetine devam ediyor...
O kadar köpürttükleri, parlattıkları Kılıçdaroğlu ise 'yüzde 58 AK Parti'nin oyu değildir' diyor.. Lakin yüzde 42'yi tamamen sahiplenip kendi partisinin başarısı olarak görüyor... Onun da ders almadığı anlaşılıyor.. Henüz kendisine bir talimat verilmediği için de şimdilik durumu idare ediyor...
Ama Kılıçdaroğlu bu... Ne yapıp edip bir şekilde güldürmeyi becerir!...
Millet 'Hayır' desin diye yırtındı, koşuşturdu, çalıştı, çabaladı..
Ama kendisi oy kullanamadı.. Ülke tarihine geçti, oy veremeyen genel başkan olarak..
'Ana muhalefet lideri tebdil-i mekanda 'Hayır' vardır diyerek mi evini değiştirdi?!.' bilemiyoruz.. Ama muhtara haber vermeyi unuttukları kesin...
Çok absürt bir durum...
Daha önce uyarmıştım... 'Aylık ödemede zorlanıyorum, villamı satıyorum..' diyen, cebinin hesabını bu kadar kötü yapan bir adama
ülke ekonomisi teslim edilmez' diye...
'Hayır' kampanyası başlatıp, 'Hayır' oyunu kullanamayan, dolayısıyla 'kendine hayrı dokunmayan' adamdan bu memlete hayır mı gelir?...
Kendi oyunu kullanamayan lider!..
Valla Baykal'ı boşuna göndermişsiniz...
Bu adam da 'Hayır'sız çıktı!!!...