Mehmet Paksu Hoca'nın bir kitabında görmüştüm. Hz. Ayşe zaman zaman
Efendimize sitem de edermiş.
Ama bu sitemin düzeyi Efendimizi üzmeyecek derecede olurmuş.
Böyle zamanlarda Hz. Ayşe konuşurken "Muhammed'in Rabbine
yemin olsun ki" yerine "İbrahim'in Rabbine yemin olsun ki" dermiş.
Şu nezakete bakar mısınız!
Hem sitemini belli ediyor hem de muhatabını hiçbir şekilde incitmiyor.
Bu güzelliği Facebook'taki sayfamda arkadaşlarla paylaştım. Bunun üzerine Hz. Ayşe ve Efendimiz arasında geçen öyle güzel diyaloglar yazdı ki arkadaşlar, bunlar öyle hoşuma gitti ki sizlerle paylaşma ihtiyacı hissettim.
Bir defasında Hz. Ayşe Peygamberimize "Beni seviyor musun" diye sormuş.
Efendimiz de "Seviyorum " diye
cevap veriyor.
"Nasıl seviyorsun" diye soruyor Hz. Ayşe... Efendimiz de "Kördüğüm gibi seviyorum" diyor.
Hz. Ayşe zaman zaman Efendimize "Kördüğüm ne durumda, ne âlemde" diye sormayı da
ihmal etmezmiş. Her zaman aldığı cevap da "İlk günkü gibi" olurmuş.
Peygamberimiz
vefat ettiğinde Hz. Ayşe'nin odasındaydı ve başı Hz. Ayşe'nin göğsündeydi.
Hz. Peygamber, Hz. Ayşe'nin yanındayken kendisine vahiy geldi. Bu durum diğer eşlerinin yanında hiç gerçekleşmedi.
Bütün bunlar Hz. Ayşe'yi Efendimizin diğer eşlerinden farklı kılıyor.
Bu durum hiçbir zaman onların insani vasıflardan sıyrılmalarını gerektirmedi, gerektirmiyor.
"Yusuf'u görenler benim Efendimi görselerdi, bıçakları ellerine değil kalplerine saplarlardı" sözü de Hz. Ayşe'ye ait.
Hz. Ayşe ile ilgili son bir not:
Allah'ın Resulü Hz. Ayşe'nin kapısını çaldığında Hz. Ayşe kapıyı hemen açmaz, Efendimizi kapıda biraz bekletirmiş!
Sebebi:
"Diğer hanımları görsün, Peygamber, Ayşe'nin kapısında bekliyor diye düşünsünler."
Bu kadar güzellikten sonra artık bu konuda bir kitap önermek lazım.
Reşit Haylamaz yazdı, "Müminlerin En Mümtaz Annesi Hazreti Ayşe(r.a.)"