İktidarın cesurca hatasını kabul edip gerekirse geri adım attığı; muhalefetin ise başarılı bir icraatı takdir etmekten çekinmediği bir
demokrasi kültürünü görmeye inşallah ömrümüz yeter.
Anamuhalefet lideri
Kemal Kılıçdaroğlu, pek iyi niyetle olmasa da bu açıdan umut veren bir adım attı. Öyle bir adım ki,
AK Parti'nin ne kadar çabalasa da anlatamadığı ekonomi alanındaki başarısı başka türlü anlatılamazdı. Zira Kılıçdaroğlu, yakın zamana kadar Amerika'dan,
Avrupa'dan, IMF'den para dilenme konumunda olan
Türkiye'nin, artık Avrupalı siyasetçileri satın alacak duruma geldiğinden bahsediyordu.
"
Anayasa değişikliği Türkiye'nin ve halkının
refah seviyesinin artmasına yardımcı olacak." diyen
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen Ruijten'e çok kızan Kılıçdaroğlu, Avrupalıların bu açıklamaları, AK Parti hükümetinden aldıkları 'hediyeler' karşılığında yaptığını söylüyordu. Kızgınlığını alamayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam ediyordu: "AB yetkilileri, Türkiye'ye ne zaman geldiler? Kimlerle görüştüler? Altlarına Limuzinleri kim verdi? Nereleri gezdiler? Kapalıçarşı'ya götürülüp ne hediyeler aldılar? Bunlar araştırılsın."
Hükümetin ekonomideki başarısını takdir adına önemli bir
itiraf değil mi? Öteden beri söylenen, zengin Batılıların bizim gibi fakir ülkelerde parayı basıp istediği kişileri satın aldığı yönündeydi. Demek devran değişmiş. Artık Türkiye, Avrupa'da istediğini satın alıp, istediği gibi konuşturma noktasına gelmiş!
Anlaşılan, bu uğurda öyle az buz da para harcanmamış. Çünkü
anayasa paketinin olumlu olduğunu söyleyenler, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen Ruijten'le sınırlı değil. Değişikliğin, Türkiye'de demokratik standartları yükselteceğini söyleyen Avrupalıların ardı arkası kesilmiyor. Biri susuyor, diğeri başlıyor. Otobanda ters yöne giren Temel'in dediği gibi 'hepisu, hepisu'. Satın alınan isimlerin başında Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokrat Grubu Başkan Yardımcısı
Hannes Swoboda olmalı. Zira
Avusturya gibi Türkiye'ye sempatinin yerlerde süründüğü bir ülkede Türkiye'ye
destek veren ender bir isim olan Swoboda, anayasa paketiyle ilgili şöyle konuşmuştu: "AB olarak her zaman Türkiye'nin demokratikleşmesine ve reformlarına destek veriyoruz ve bu gördüğümüz anayasa paketi de reformlara, özgürlüklere açık bir anayasa paketi. Dolayısıyla biz bunu destekliyoruz. Çünkü sosyal demokrat değerler de getiriyor bu değişiklik.
CHP'ye ve yeni liderine tavsiyemiz bu paketin arkasında durması. CHP sosyal demokrat bir parti olmak istiyorsa bu reformları desteklemeli."
AB Komisyonu sözcülerinden Ferran T. Espunyn de satın alınanlar listesinde galiba. Çünkü o da "Paketin olumlu adım olduğu inancımızı koruyoruz." dedikten sonra referanduma sunulacak önerilerin AB'nin yıllardır ilerleme raporlarında ve
katılım ortaklığı belgesinde vurguladığı Türkiye'nin noksanlarına çözüm ürettiğini söyledi. AB dışındaki kurumlardan da kandırılanlar olduğu açık. Mesela Türkiye'nin kurucularından olduğu Avrupa Konseyi'ne bağlı
Venedik Komisyonu. Hukuk açısından otorite kabul edilen kurumun Genel Sekreteri
Thomas Markert, haziran ayında yaptığı açıklamada, paketteki değişiklikleri memnuniyetle karşıladığını,
Anayasa Mahkemesi,
HSYK ve askerî yargıya ilişkin düzenlemelerin Venedik Kriterleri'ne uygun olduğunu vurgulamıştı. Dün Samanyolu Haber'de yayınlanan Avrupa Masası'na konuşan aynı komisyonun İtalyan Başkanı
Gianni Buquicchio da referandumdan '
evet' çıkmasını
ümit ettiğini; 'hayır' çıkması halinde Türkiye'nin geri gideceğini söyledi. Listeyi daha da uzatmak mümkün, ama gerek var mı?
Satın alındığı söylenen isimler şaşkın. Türkiye Raportörü Oomen Ruijten, "Bu iddialar çok saçma." dedi. Yeşillerin lideri Bendit, açıklamaların saçma, aptalca ve çılgınca olduğunu söylüyor. AB Komisyonu üyesi Stefan Füle'nin sözcüsü ise "
Rüşvet aldığı söylenen arkadaşımız Türkiye'ye gitmedi bile." diyor. Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'nin Avrupalı devlet adamlarını satın alacak düzeye geldiğini düşünmesi hoş. Ama bu ülkeyi çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmayı
hedef edinen Atatürk'ün partisinin, bugün Avrupa'nın hukuk ve demokrasi standartlarını hatırlatanlara savaş açması ibretlik değil mi?
Bayramınızı
tebrik eder, gergin dünyalarımıza huzur ve bereket getirmesini dilerim.