Prizren- Yurtiçinde ve dışında Türk
Hava Yolları ile birçok yere uçuyoruz. Her yolculuğun farklı bir amacı oluyor. Ya haber takibi için
yabancı bir ülkeye gidiyoruz; ya da toplantı için güzel bir şehrimize düşüyor yolumuz. Bunların çoğunda THY'nin rolü, bir vasıta olmakla sınırlı. Halbuki bu kez farklıydı. THY'nin yolcusu değil,
misafiriydik. Kendisi gibi kurumların ve
Hakan Şükür gibi şahısların desteğiyle
Kosova'da açılan
iftar çadırında orucumuzu açacaktık. Üstelik her şeyiyle bizden olan
Priştine ve Prizren'de, tarihe ve kültüre
yolculuk yapacaktık.
İstanbul'un değerler iklimimize katılmasından çok önce bizim olmuş bu coğrafyaya, hele
Ramazan'da gitmek tarifsiz güzeldi. Şehit Sultan Murad'ın, Kosova Meydan Savaşı'nın yaşandığı ovanın ortasındaki türbesini ziyaret ederken, akıncıların naralarını duyar gibiydik. Fatih
Camii, Saat Kulesi, Türk mahallesindeki konaklarıyla tarihe şahitlik eden ve nihayet
bağımsızlık özleminin gerçekleştiğini görmenin coşkusunu yaşayan Priştine çok şey anlatıyordu.
Kısa gezinin ardından,
Eyüp Sultan Vakfı'nın 3 yıldır şehrin merkezine kurduğu iftar çadırındaydık. Her gün 2500 kişi iftar ediyordu burada. Maliyeti 3500
Euro idi. Bu yıl
Bosna,
Karadağ ve Arnavutluk'ta da iftar veren THY, buraya bir musiki grubu da getirmişti. İftar sahibi,
protokol misafirlerini de çağırıyordu. Kosova
Çevre Bakanı,
Türkiye Büyükelçisi, birçok
vekil oradaydı. Her gün bir köyden
otobüs dolusu misafir iftara getiriliyordu. İşsizliğin yüzde 50'nin üzerinde olduğu ülkede, organizasyon 40 kişiye de iş veriyordu. İftara gelenlerin çoğu Arnavut idi. Nedenini,
vakıf yetkilisi İskender Yanova açıkladı: "Hedef, Türkler değil. Arnavutların bizi doğru tanıması."
Prizren'deki askerî birliğimiz, polislerimiz,
A haberleri'>TİKA ve Kızılay'ın yanı sıra Türkiye'den hemen herkes bölgede aktif. 10 yıl önce Mehmed Akif Koleji adıyla açılan ve 1250 öğrencisi olan
Türk okulları da her yerde olduğu gibi çok başarılı. Cumhurbaşkanı, başbakan ve genelkurmay başkanı veliler arasında. Kosova'nın nüfusu 2 milyonun üzerinde. Yüzde 95'i Arnavut. Kalanı Türk,
Boşnak ve
Sırp. Türkler, kimine göre 20, kimine göre 50 bin. Durum, 2011 sayımında netleşecek deniyor. Arnavutların neredeyse tamamı
Müslüman.
Mevsim Ramazan olunca, Kosova'da İslam'ın nasıl yaşandığını merak ediyoruz. Balkanlar'a yolu düşen herkesin mutlaka görmesi gereken ve tarihçi-
şair rehberimiz Murteza Büşra'nın "Bizim Safranbolu'muz" dediği Prizren'i,
Ankara İlahiyat mezunu Müftü Lütfi Balık'la geziyoruz. Kosova'da 740 cami var. 200 bin nüfuslu Prizren'de ise 32.
İmamların çoğu yüksek
lisans, doktora yapıyormuş. Maaşları ise Vakıf'tan. Devletten özerk bir yapı. Müftü seçiminde, her camiden imam ve 2 cemaatin katılımıyla oluşan kurul etkin. Baş
müftü, kurulun belirlediği 10 isimden birini
tercih ediyor. Her Ramazan, minaresine yeşil renkli kelime-i tevhid bayrağı çekildiği için '
Bayraklı' ismini alan tarihî camide, 12.00 ile 03.00 arası gece namazı kılınıyor. Cemaatin çoğu
genç. Camide itikafa girmiş insanlar vardı. Dinî nikâhlar müftülükteki deftere işleniyor ve çiftlere bir
belge veriliyor.
Mevcut din kadrosunun yüzde 98'i Arap ülkelerinde eğitim görmüş. Misyonerlikten olduğu kadar selefiliğin yayılmasından da endişe var. Komünist dönemde Türkiye ile bağları önlemek için düşünülen bu
politika yavaş yavaş değişiyor. Diyanet'in Kosova Koordinatörü Tevfik Yücesoy, bugün Türkiye'de 70 öğrencinin ilahiyatta, 30 öğrencinin imam hatipte, 300 öğrencinin Kur'an kursunda okuduğunu söylüyor. 20 de master ve doktora öğrencisi var. Burada tarikatlar kesintisiz yaşıyor. Halveti, Rufai, Kadiri en yaygın olanları. Şehrin merkezindeki faal bir Halveti dergahında bu sürekliliği görmek mümkün. Kapıları ardına kadar açık, bakımlı avlunun ortasındaki şadırvanın suyu, sanki yüzyıllardır aynı şevkle akıyor.
Evet, Manhattan'da cami; İsviçre'de minare için fırtınaların koptuğu bir dünyada, Prizren yaşayan hoşgörü abidesi gibi. Şehri ikiye bölen Dirim Çayı'nın bir noktasından bakınca,
Sinan Paşa Camii'ni, Katolik ve Ortodoks kiliseleriyle aynı karede görülüyor. Müftü de tam
Osmanlı sentezi: Baba Türk,
Anne Arnavut, eş Boşnak. Arnavutça resmî dil, ama Prizren'de
Türkçe de resmî dil statüsünde. Çocuklar, Tito zamanından beri Türkçe eğitim görüyor. Resmî tabelalar Türkçe ve Arnavutça. 1 saat mesafemizdeki Prizren varken, bir arada yaşama kültürü adına uzaklarda formül aramaya gerek var mı?