Eski
YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun “facebook” sayfasını ve üyeliğini iptal etmişler.
Kim etmiş?
Herhalde ilgili sitenin
Türkiye mümessili...
İptal gerekçesini okudum, çok saçma buldum.
Faruk Bey, kendisi için açılmış sayfayı “amacının dışında” kullanıyormuş.
Birkaç “amaç dışı”
eylem sıralamışlar.
Bunların arasında “internet üzerinden karı kız kovalıyor” anlamına gelebilecek çirkin, çok çok çirkin bir yakıştırma da var... Faruk Bey de haklı olarak
isyan ediyor ve iddia sahipleriyle mahkemede
hesaplaşacağını söylüyor.
Hesaplaşsın...
Burada destekliyorum kendisini...
Fakat, sayfasında paylaşıma sunduğu videoda söylediklerinden dolayı da eleştiriyorum.
Faruk Bey, bir
Yargıtay
Cumhuriyet Savcısı’dır. Herhangi biri değildir. Dolayısıyla, eylemlerine dikkat etmek, söylediklerini tartmak, lafın nereye gideceğini iyi hesap etmek durumundadır.
Beyanatlarına ve eylemlerine bakıyoruz, karşımızda hükümetin (ve tabii parlamentonun) yapıp ettiklerini eleştiren celil bir “muhalefet sözcüsü” görüyoruz.
Eskiden, sadece “eleştirmekle” yetinirdi.
Üslubu sertti...
Bir Başbakan’a vururdu.
Bir Cumhurbaşkanı’na.
Dönüp bir parlamentoya...
Eleştirdikleri üzerinden, “
demokratikleşme” ve “AB hedefi” de payını alırdı.
Konu
Ergenekon olunca, birden rikkati artar,
sanıkları anlayan ve kollayan açıklamalar yapardı.
Mesela, “yargılamaları” eleştirirdi. Darbe örgütleriyle ilişkili olduğu öne sürülen gazetelere “geçmiş olsun ziyaretlerine” giderdi. Evinde
arama yapılan sanıkların basın toplantılarını izlerdi. Sanıkların durumuyla ilgilenirdi. Sanık avukatlarına taktikler verirdi.
Şimdi sadece tahkir ediyor...
Paylaşıma sunduğu video kayıtta da çok ağır tahkir cümleleri var.
Hükümete “faşist hükümet” diyor mesela... Parlamentonun ön ayak olduğu ve referanduma sunulan anayasa değişikliği paketinin yargı bağımsızlığını ortadan kaldıracağını söylüyor...
Erzurum’da
İlhan Cihaner’in değil, Cumhuriyet’in yargılandığını öne sürüyor... Ve, faşist hükümetin yapıp ettiklerine karşı “mücadelelerinin artarak devam edeceğini” ekliyor.
Bir
hukukçu üslubu mudur bu?
Bir
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı üslubu mudur?
Faruk Bey, Ergenekon soruşturmasından hoşlanmıyor.
Hoşlanmayabilir.
HSYK ve
Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirecek anayasa değişikliği paketinden nefret ediyor.
Edebilir.
Referandumda “
evet” çıkması durumunda yargı bağımsızlığının ortadan kalkacağına inanıyor.
İnanabilir.
Fakat, yargının siyasete karşı bağımsız olması gerektiğini savunan Faruk Bey neden şu “brifingler serisi”ne
itiraz etmiyor? Yargı, Silahlı Kuvvetler’e karşı da bağımsız olmak zorunda değil midir?
Hükümete “faşist” diyor, mevcut HSYK’ya toz kondurmuyor, Ergenekon sanıklarını anlayan ve kollayan açıklamalar yapıyor da, neden
kabak gibi ortada duran bombaları, cinayetleri,
darbe planlarını, andıçları, lahikaları, şunları bunları görmüyor?
Neden bazı mahkemelerdeki “
zaman aşımı tezgâhına” itiraz etmiyor?
Neden eski bir bakandan emir alır duruma gelen HSYK’nın nokta atamalarıyla, “zaman aşımı” arasında irtibat aramıyor?
Madem yargı bağımsızlığına bu kadar düşkün bir arkadaşımızdır, bari
Orgeneral Saldıray Berk’in Erzurum Adliyesi üzerinde uçurduğu jetlerle ilgili bir cümle söylesin.
Ki, inandırıcılığını sorgulamayalım!