CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu 24 Temmuz'da
Batman ve Van'daydı.
O
gezi bölgede tarihinin en dip noktasını yaşayan CHP için belki bekleneni vermedi ama bir başka önemli gerçeğin dile getirilmesi açısından önemli oldu.
O günkü yazımda Kılıçdaroğlu' nun Van'da yapacağı konuşmaya dikkat çekerek şöyle bir çağrıda bulunmuştum:
"Tam 6 yıldır Vanlıları rencide eden bir görüntü var.
2004'te
Kara Kuvvetleri Komutanlığı '33
Kurşun Olayı'nın yaşandığı Van'ın
Özalp ilçesinde bulunan sınır taburundaki kışlaya
Mustafa Muğlalı adını verdi. Yani 33 kişinin
ölüm emrini veren ve idama mahkûm edilen bir asker yıllar sonra, o ölenlerin akrabalarının gözünün içine baka baka kahraman yapıldı.
Acaba CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Van'daki konuşmasında bu konuya bir açıklık getirecek mi?"
Doğrusunu isterseniz bu soruya bir
cevap beklemiyordum. Çünkü riskli ve CHP tarihiyle yüzleşme açısından zor bir konuydu.
İsmet Paşa'nın koluna girip
Erzurum ve Van'da dolaştırdığı iddia edilen Mustafa Muğlalı olayına Kılıçdaroğlu'nun hiç giremeyeceğini düşündüm.
Ama Kılıçdaroğlu zoru seçti ve beni şaşırttı.
Van meydanından hükümete seslenerek şöyle diyordu:
"Başbakan'dan rica ediyorum.
Hükümetin Başbakanısın, toplumun duyarlılığı var. 33 köylünün kurşuna dizildiği bir yerde 33 kurşunun adını bir kışlaya vermeyin ve onu değiştirin, istirham ediyoruz. Devlet kin tutmamalı. Yurttaşına eşit davranmak ve kucaklamak zorunda."
Hakkını vermek gerekiyor, bu açıklama yeni bir yaklaşıma işaret ediyor.
Ayrıca CHP Genel Başkanı'ndan gelen bu çağrıya, toplumsal uzlaşma adına önemli bir fırsat olarak bakıyorum.
Bakıyorum çünkü o birliğe bu adı verenlerin hedefledikleri şey beni korkutuyor. Bu ülkenin vatandaşı, 33
Kürt köylüsünü sorgusuz sualsiz kurşuna dizen (biri yaralı kurtuluyor) bir asker, yargılanıp idama mahkûm edilecek, 61 yıl sonra da adını öldürülen o köylülerin çocuklarının, torunlarının yaşadığı ilçedeki bir birliğe vereceksiniz...
Bu işte bir tuhaflık var.
Muğlalı ismini kim koydu?
Vanlı bir vatandaş o tuhaflığı şöyle açıklıyor:
"Bize 33 köylünün nasıl öldürüldüğü hatırlatılmak isteniyor..."
Ürkütücü değil mi?
Ayrıca tarihe de dikkat! PKK'nın silahlı mücadeleyi yeniden başlattığı 2004 yılı.
Merak ediyorum, 2004'te
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda Muğlalı isminin o birliğe verilmesini kimler ve hangi gerekçeyle önerdi? Darbe girişimcilerinin bu isim koymayla bir ilgisi var mı?
Bu soruların cevabının bulunması ve bu topraklarda düşmanlığın sürmesini isteyen aklın açığa çıkması için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun çağrısı önemli...
Çünkü son dönemde ilk kez aynı noktadalar... Hükümet Sözcüsü
Hüseyin Çelik bir süre önce şöyle diyordu:
"Özalp ilçesindeki bir birliğe Mustafa Muğlalı ismi vermek, kardeşliğin, barışın değil, kin ve nefretin bir göstergesidir."
Biri
iktidar öteki ana muhalefet olan
AK Parti ve CHP uzlaştıklarına göre geriye işin gereğini yapmak kalıyor.
O da hükümete düşüyor.
Gerçi
Milli Savunma Bakanı Vecdi
Gönül bu konuda bir çalışma olmadığını söylüyor ama bu zor bir iş değil.
Tabii burada bir önemli nokta daha var, o da şu:
TSK'da yeni
yönetim dünden itibaren göreve başladı. Belki de en iyisi yeni
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Işık Koşaner ve arkadaşlarının toplumda yükselen bu sese
kulak vermesi...
Sivil siyaseti karıştırmadan,
Türk Silahlı Kuvvetleri nasıl İsim Verme Yönergesi kapsamında bu ismi vermişse öyle de kaldırabilir.
Bu, ordunun demokrasilerde olması gereken yerde durması için de, Kürtlerin kendilerini dışlanmış hissetmelerini sağlayan uygulamalardan birine son vermek için de önemli bir fırsat...