Hakan Balta,
Lucas Neill ve
Servet; sözüm ona ülkelerinin milli
takımlarında oynayan oyuncular. Ama son saniyelerde yenen gole baktığımızda üçünün de bırakın
Galatasaray'da oynamayı,
futbolla alakalarının kesilmesi lazım. Kötü oynuyorsunuz, son dakikada
rakip defans oyuncusunun ayağı kayıp düşünce golü buluyorsunuz ve böylesine hayati bir maçta 3 dakika daha dayanamıyorsunuz. Üstelik rakip 10 kişiyken. İddia ediyorum 1930'ların Galatasaraylı oyuncularını mezardan çıkarıp iskeletlerini son üç dakika sahaya koysak, Galatasaray için turu alıp İstanbul'a gelirlerdi. Ama Galatasaray Ukrayna'da tarih yazdı! Hem de ne tarih.
Maça baktığımızda Galatasaray zaten turu hak edebilecek bir futbol oynamadı. Rakip Karpaty Lviv ancak
Bank Asya 1. Lig'inde oynayabilecek bir takım. Dan dun vuruyorlar,
teknik kapasiteleri çok az. Galatasaray bu takıma karşı gol dışında neredeyse bir tane bile pozisyon bulamadı. Golde de rakip stoper kayıp yere düşmese Aydın o golü öylesine rahat atamazdı. Takımda Ayhan dışında vasatı bulan tek bir
futbolcu yok.
ARDA TURAN BİTMİŞ
Arda adeta kafa olarak da bitmiş. Barış'a bakıyoruz; önemli ataklara
imza attı, ama yaptığı ortalar tamamıyla komedi. Milan
Baros hem güçsüz hem de forvette yalnız başına kalıyor. Orta sahadan takviye gelmeyince onun da yapabileceği fazla bir şey yok. Galibiyete ihtiyacınız olan maçta rakibi çıkarken yakalayamıyorsunuz. Oysa böylesine takımları atağa çıkarken hataya zorlayabilirseniz çok önemli pozisyonlar yakalayabilirsiniz. Galatasaray'da maalesef kondisyon da eksik.
CAMİA FOKURDUYOR
Artık Galatasaray'da hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
Avrupa bitti, ligde büyük sıkıntı var.
Camia fokur fokur kaynıyor ama Adnan
Polat ve ekibi Galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en kötü teknik direktörü Rijkaard'a sahip çıkmaya devam ediyor. Bakalım artık sahip çıkabilecekler mi? Bakalım artık arkasında durabilecekler mi? Galatasaray gerçekten tarih yazdı.