Patronlar Kulübü TÜSİAD’ın “utangaç” ve kendini gizlemeye çalışan açıklamasını okudunuz...
Ben birkaç kez okudum.
Bir şey anlamadım.
Hayır, geçen haftanın gündemine dönmeyeceğim...
Patronlar Kulübü’nün esasında ne demeye çalıştığını ve “yeni anayasa” önerisinin ne kadar ciddi olduğunu anlamaya çalışıyorum. Çünkü, açıklamadaki tek somut cümle, “yeni anayasa” önerisiydi...
Dediğim gibi, mahut açıklamayı birkaç kez, dikkatle, satır satır, kaçırdığım bir şey var mı insiyakıyla okudum.
Bir şey anlamadığım gibi, sonradan anladığımı sandığım hususları da anlamamış olduğumu fark ettim.
Çalışmış çabalamış, yememiş içmemiş, ilk kez “bir şey dememeyi” başarmışlar.
Referandumda tavırları ne olacak, belli değil.
Doğrudan “
evet” diyemiyorlar... “Hayır” da diyemiyorlar.
Korktukları için mi? Hayır... İşlerine öyle geldiği için.
Esasında “hayır”a yakın duruyorlar da, bunun bilinmesini, konuşulmasını, etrafa yayılmasını istemiyorlar...
Baş
bakan’ı üzmek istemiyorlar...
Eski zamanlarda
işbirliği yaptıkları (işbirliği yaptıkları ve her defasında suçüstü yakalandıkları) “
demokrasi dışı odakları” üzmek istemiyorlar...
Piyasaları (ne demekse) üzmek istemiyorlar...
Bankaları üzmek istemiyorlar...
Biraz cesaret bulsalar, “İlişmeyin bize. Keyfimizi boz
mayın. Şimdilik bu tartışmalardan muaf tutun... Ne güzel paramızı kazanıyoruz işte...” demeye getirecekler de, doğrudan bunu da diyemiyorlar. “Mırın kırın”a yatarak, kendilerince müşteri memnuniyeti gözetiyorlar.
Bu kılı kırk yaran “ne olur bizi bulaştırmayın” tavrı yanıltmasın sizi... Kendilerini “
siyaset dışı” bir varlıkmış gibi sunmalarına da
kulak as
mayın... Daha düne kadar siyasetin biricik “kurucu, yapıcı ve yönlendirici” öğesiydiler.
Hükümet yıkıp hükümet kurarlardı...
Kabine listesi yaparlardı...
Bakan atarlardı...
Ecevit hükümetini, mesela,
gazete ilanlarıyla bunlar düşürmüşlerdir.
İşin ilginç tarafı ne, biliyor musunuz?
Bu
örgüt “yeni anayasa” istiyor. Bu talebini de, her yıl, periyodik aralıklarla yineliyor.
Bugüne kadar hiçbir anayasa çalışmasına katılmadılar, hiçbir öneriye katkı sunmadılar, hiçbir taslağa
destek vermediler ama “sıfırdan” anayasa istiyorlar.
Hatta, bir ara, bir
taslak hazırlayıp TBMM’ye sunmuşlardı.
Bu taslakta, “Patronlar uçmuş” dedirtecek öneriler vardı.
Mesela, anayasanın “değiştirilmesi
teklif edilemez” maddelerinden sadece birinin, “
Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir” bölümünün muhafaza edilmesini istiyorlardı.
Başka?
Darbe anayasasının ürünü olan YÖK kaldırılacaktı...
Genelkurmay Başkanlığı
Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanacaktı... MGK tamamen sivilleştirilecekti... Düşünce özgürlüğü sağlanacaktı...
HSYK ve
Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılacak...
Peki, bu taslağın altında kimin imzası vardı?
Kimin olacak? Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’le, yeni CHP’li Süheyl Batum’un...
İnsan sormadan edemiyor:
Bu kadar cesaretle uçuyorsunuz da,
referandum sürecinde oyunuzun rengini belli etmekten neden çekiniyorsunuz?
Ben Başbakan’ın yerinde olsam, yeni anayasa çalışmasını, TÜSİAD’ın taslağı üzerinden yürütürdüm...
Bakalım ne yapacaklar?
Bakalım Teziç ve Batum nereye kaçacaklar?