HSYK’DA SOĞUK DUŞ VE YENİ PLAN


HSYK’nın yaz kararnamesinde kriz çıkacağı haberleri günlerdir belliydi. Kurul üyelerinden başta Ali Suat Ertosun olmak üzere 4 kişinin korsan kararnameyle kurulun gündemine bir liste getirecekleri bugün bazı gazetelerin de manşetiydi. Samanyolu haber bu gelişmeyi dün gece bülteninde seyircilerine duyurdu. Beklendiği gibi de oldu. Bu sabah HSYK’da kriz patlak verdi. HSYK üyeleri Adalet Bakanlığının atama kararnamesine karşı kurul gündemine unvanlı hakim ve savcılarla ilgili 84 ilave isim getirdi. Ayrıca 140 ismi de durumları değerlendirilerek gerekirse kararnameye eklemek üzere teklif ettiler. Yani toplam 224 tane yeni ismi önerdiler. HSYK üyelerinin amacı devam eden dava ve soruşturmalara ilave hakim ve savcı ataması yaparak mahkemelerin yapılarının değişmesini sağlamaktı. Kurul gündemine getirilen korsan kararnamede özellikle İstanbul, Erzurum ve Diyarbakır özel yetkili mahkemelerinin ve savcılıkların yapısını tamamen değiştirmeye yönelik bir niyet ortaya çıktı. Yapılmak istenen; halen görülmekte olan davalar ve yürüyen soruşturmalara doğrudan müdahale etmeye çalışmaktı. Korsan kararnamenin amacı mahkemelerde üstünlük sağlamak ve böylece devam eden soruşturmaları ve davaları istedikleri şekilde yönlendirmekti. İşte bu noktada HSYK üyelerinin daha önce hiç görmedikleri ve beklemedikleri bir gelişme oldu. Başından beri toplantılara katılan Adalet Bakanı ve müsteşar, bu müdahalenin birçok hakim ve savcının durumunu ilgilendirdiği ve özel yetkili mahkemelerin yapılarının değiştirilmek istendiği gerekçeleriyle yaz kararnamesinin tamamını kurul gündeminden geri çekti. Bakanlığın atama kararnamesini geri çekmesi, HSYK üyelerinin beklemedikleri bir hamle oldu. Ayrıca bakanlığın bu durumu hemen kamuoyuna duyurması da korsan kararnamecileri zor durumda bıraktı. Adalet Bakanlığı; HSYK’da yeni bir kriz çıktığını ve bunun sorumlusunun kurulun gündemine korsan bir şekilde müdahale etmek isteyen üyeler olduğunu açıkladı. Ayrıca kamuoyu tarafından yakından takip edilen soruşturma ve davaların görüldüğü mahkemelere müdahale amacı taşındığının da bakanlık tarafından kamuoyuna açıklanması HSYK’da soğuk duş etkisi yaptı. Adalet Bakanlığı atama kararnamesini geri çektiği için şu anda kurul yaz atamalarını görüşemeyecek. Prosedür olarak bu tür atama kararnamelerini Adalet Bakanlığı hazırlayıp kurulun gündemine getiriyor. Kurulun gündemini de Adalet Bakanı belirlediğine göre; eğer Adalet Bakanı istemezse referandum sonrasına kadar yaz kararnamesi kurul gündemine gelmeyebilir. Bakanlık yaz kararnamesini; referandumdan çıkacak “evet” sonucuna göre yapısı yeniden düzenlenecek olan yeni HSYK’nın gündemine getirebilir. Genişletilmiş ve temsil kabiliyeti daha demokratik bir yapıya kavuşmuş yeni HSYK, kararnameyi görüşür ve atamaları yapar. Bütün bu yaşananlar ellerindeki son kozu da kaybeden HSYK üyelerini fena köşeye sıkıştırdı. Korsan kararnameye karşı bakanlığın net tavrı üzerine, bazı HSYK üyelerinin korsan kararnameyi kurul gündemine getiren Ali Suat Ertosun’a, bu hareketin kendi aleyhlerine olduğunu ifade ederek tepki gösterdikleri belirtiliyor. Adalet Bakanlığının; yaptığı çıkışla referandum öncesi HSYK’ya karşı tepki oluşacak şekilde iyi bir hamle gerçekleştirdiğini düşünen kurul üyeleri, bu durumun referandumda vatandaşı “evet” demeye yönlendireceğinden endişe ediyor. Şimdi burası çok önemli. Yargı çevrelerinden gelen bilgilere göre adeta kendi kazdıkları kuyuya düşen korsan kararnameci HSYK üyeleri, şimdi referanduma kadar kurulun gündemine kararnameyi yeniden getirtip pazarlık yapma fırsatını aramaya çalışacak. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise Ferhat Sarıkaya ve Osman Şanal olaylarında olduğu gibi bu kez yanlış yapılmamasında kararlı. Kurulun korsan kararnameci üyeleri, bakanın dik duruşunu nasıl kıracaklarını düşünürken farklı yöntemler denemeye çalışıyor. Kurul üyeleri özellikle hükümet içinde Adalet Bakanına etki edebileceğini düşündükleri kendilerine yakın kişilerle irtibata geçip referandumdan önce son operasyonlarını yapabilecekleri yeni bir ortam hazırlama peşindeler. Adalet Bakanının dik duruşundan hiçbir şekilde taviz vermemesi gerekiyor. Unvanlı hakim ve savcıların yaz kararnamesinin referandum sonrası oluşacak yeni HSYK’ya kalmasının hiçbir sakıncası yok. Statükoyu korumak için yanlış strateji yürüten HSYK üyeleri bu kez adeta baltayı taşa vurdu. Fakat HSYK üyeleri bir yandan hükümeti yeniden masaya çekmek için çabalarken diğer yandan da devletin imkanlarıyla referandum için “hayır” kampanyası yürütüyor. Adliyeleri dolaşarak anayasa değişikliğine “hayır” propagandası yapan kurul üyeleri “hükümetle savaşımız var” diyerek hakim ve savcılar üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Zaten kapalı kast sistemi yüzünden hakim ve savcılar HSYK’nın yapısına tepki gösteriyor. Kendilerinin temsil edilmediği bir yapının gelecekleriyle ilgili kararları verdiğine dikkat çeken hakim ve savcılar, kurul üyelerinin sebep olduğu kararname krizi yüzünden atamaların belirsizlik ortamına sürüklendiğini vurguluyor. Dolayısıyla “hükümetle kavgamız var” diyerek hakim ve savcılardan “hayır” oyu isteyen HSYK üyelerine gittikleri bazı adliyelerde “biz hakimiz, hükümetle kavga etmek bizim işimiz değil” diyerek tepki gösteren hakimlerin sayısının her geçen gün arttığı ortaya çıkıyor. HSYK’nın bu son hamleyle iyice köşeye sıkışması da hakim ve savcıları kendilerine baskı yapan kurula karşı daha cesur durmaya sevk ediyor. İyice köşeye sıkışmış bu yargı vesayetinin demokratik Türkiye’nin önünden çekilmesi için hükümetin yakaladığı bu fırsatı çok iyi değerlendirmesi bir takım kaygılarla hiçbir şekilde geri adım atmaması çok önemli.
<< Önceki Haber HSYK’DA SOĞUK DUŞ VE YENİ PLAN Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER