Futbolda sessiz bir devrimin kıyısındayız... Malum, ulusal
takımlar büyük turnuvalara 23 kişiyle sınırlandırılmış kadrolar götürübiliyorlar.
Avrupa kupalarına katılan kulüpler için de (altyapı
oyuncularının yazıldığı B listesi hariç) limit 25... Şimdiyse bu kadro sınırlamasının yerel liglere sıçraması gündemde.
Uzun zamandır
Blatter, kadrolarda 40-50 oyuncu tutmanın çağdaş kölelik olduğunu savunuyor, özellikle adanın devlerini bu konuda suçluyordu. Milli takımı Dünya Kupası’ndan hayal kırıklığıyla dönen
İngiltere Futbol Federasyonu da
sürpriz radikal hamleyi yaptı:
Premier Lig’de kadrolar 25’er kişiyle sınırlandı. Üstelik de bu 25 kişilik kadro içinde 8 oyuncunun 21 yaşına kadar adada 3 yıl altyapı görmüş olması gerekiyor.
Aldığı üç buçuk milyar euroluk payla dünyanın açık ara en pahalı şampiyonası konumunu yıllardır koruyan Premier Lig’de bu radikal değişikliğin büyük bir probleme neden olacağını,
Arsenal’in
Chelsea’nin bu kadar altyapı oyuncusuna sahip olmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü sahipler!
Mesela Chelsea’nin “altyapı oyuncusu
kuralı”na uyan 8’i
yerli, 4’ü
yabancı 12
futbolcusu var. Arsenal’in, M.United’ın, Tottenham’ın, hatta şu sıralarda
transfer pazarında “züccaciyeye dalmış fil misali” para harcayan Manchester City’nin bile kadrolarında en az 8’er altyapı oyuncusu bulunuyor.
Türkiye’deki durum
“Bu kural gerçekten İngiltere Milli Takımı’na oyuncu yetişmesini sağlar mı” ya da “Benzer bir sınırlama Süper Lig’de de uygulanmalı mı” sorularının cevaplarını başka bir yazıda arayacağız. Bugün bu öyküyü anlatmama neden olan soruysa şu: Arsenal, Chelsea, M.City gibi sınırsız transfer bütçelerine sahip kulüplerin kadrolarında en az 8’er altyapı oyuncusu yer alırken Süper Lig’in devlerinde durum nasıl? Eğer TFF şu anda benzer radikal bir karar alsa, büyük kulüplerimizin tepkisi ne olur?
Bu konuda elimizdeki en güncel veri, Avrupa’da sahne almış 3 temsilcimizin
UEFA’ya verdikleri oyuncu listeleri... Çünkü UEFA da turnuvalarına katılan kulüplere (Premier Lig’e ilham olan) 25 kişilik bir sınırlama ve 8 altyapı oyuncusu zorunluluğu getiriyor: A listenizde (en az 4’ü kendi kulübünüzde, kalanları da ülkenizde yetişmiş) 8 tane altyapı oyuncusu olmak zorunda. Eğer elinizde 21’ine kadar kulübünüzde üç yıl altyapı eğitimi görmüş 4 oyuncunuz yoksa, UEFA’ya 25 kişilik “A listesi” bildiremiyorsunuz. Mesela sadece iki altyapı oyuncunuz varsa kadronuz 23’le, bir tane varsa 22’yle sınırlanıyor.
Örneğin
Beşiktaş’ın UEFA’ya verdiği 23 kişilik oyuncu listesinde kendi altyapısında 3 yıl eğitim görmüş sadece 2 oyuncusu bulunuyor (Nihat ve
Necip)... Fenerbahçe’nin A listesinde
Semih,
Volkan Babacan, Mert,
Okan ve Gökay var. Galatasaray’da da Aydın,
Arda ve Sabri gözüküyor.
Netice
Türkiye’de zaten yabancı sınırlaması olduğuna (ve hemen hemen bütün yerliler en az 3 yıl
yurt içinde altyapı gördüğüne) göre TFF, bu tarz bir karar alırsa kapsamı herhalde UEFA örneğindeki gibi olur: Süper Lig kulüpleri kadrolarını 25’er oyuncuyla sınırlayacaklar. Bu futbolcuların 8’i de (veya 4’ü de) kulübünde 3 yıl altyapı eğitimi görmüş olacak.
Tabii böyle bir değişim şu anda çok uzak gibi. Çünkü o durumda mesela Beşiktaş 25 kişilik kadrosuna A2’den Atınç,
Ali Kuçik gibi oyuncuları ekleyip
yıldızlarının bir kısmından (mesela Delgado’dan, Tabata’dan) feragat etmek zorunda kalacak.
Sivas için,
Konya için veya
Buca için de durum farklı değil. Süper Lig kulüplerinin ilk 18’lerine 2 (hatta 1) altyapı oyuncusu yazamadığı için puanlarının silinmesinin gündeme geldiği hadiseler hâlâ tazeliğini koruyor.
Öyleyse bizim elimizdeki netice de aşağı yukarı şöyle bir şey oluyor: TFF’nin kulüplere 25 kişilik liste sınırlaması getirmesi kısa vadede bir hayal.
Liste sınırlaması gelse bile, sekiz (hatta dört) altyapı oyuncusu zorunluluğu daha büyük bir hayal... Hele de (yaş sınırlamasının kalkmasından çok memnun olmamıza rağmen,
gençlerin oynamasını garanti edecek bir
kota konulmadığı için) A2 Ligi, takımların Süper Lig’de şans veremedikleri futbolcularla dolup taşar, gençler orada da oynayamamaya başlarsa ay-yıldızlı formaya Türkiye’den yıldız yetişmesi de bir başka hayal olacak.
Umut UEFA’da... Dilerim UEFA, Avrupa kupalarında uyguladığı kadro yönetmeliğini orta vadede yerel liglere de önerir.
Kadrolar 25’le sınırlanır, oyuncu listesinin de sekizinin (veya en azından altısının) o kulübün altyapı oyuncusu olması şartı getirilir.
Bir başka hayal
Geçtiğimiz hafta Caen’de İspanya’yla
Fransa arasında Avrupa 19 yaş altı Futbol Şampiyonası finali oynandı. Bizim
eleme turunu kendi evimizde (Eskişehir’de) oynamamıza rağmen katılamadığımız turnuvanın finali bu...
Caen’deki finalde karşılaşan İspanya’yla Fransa takımlarının toplam 36 oyuncusundan 19’u daha önceden birbirlerini tanıyorlardı! Çünkü aynı 19 oyuncu, iki sene önce yine bizim evimizde (Antalya’da) oynanan Avrupa U17 Futbol Şampiyonası’nda da yine finalde karşılaşmışlardı!
Altyapıya yüklediğimiz anlamlar göz önüne alındığında, bu da bizim için başka bir
tatlı hayal galiba...
Ve bir kâbus
19
Ağustos 2006 Cumartesi akşamı, saat 21:40 sularında Türkiye’de televizyon başındaki milyonlarca kişi, Meduna isimli bir genç adamın yeşil çimlerin üstüne yığılışını canlı izledi. Manisalı oyuncu futbolu bırakmak zorunda kaldı, ailesi feci bir şok yaşadı, milyonların boğazı
ekran başında düğümlendi.
Aradan 4 yıl geçti. 2010 yılı 14 Ağustos’unda saat onda İzmir’de, 15 Ağustos saat yedi buçukta Ankara’da, 16 Ağustos saat dokuzda İstanbul’da, 21 Ağustos akşamında da Meduna’nın kenti Manisa’da lig maçları oynanacak.
Benzer iklim kuşağında olduğumuz
İtalya ve İspanya’daysa futbol ay sonunda başlıyor. Hem de ligleri bizden 4 hafta uzun olmasına rağmen...