Balbay’ın suçu ne?


Ergenekon davası tutuklusu gazeteci Mustafa Balbay’la hiçbir hukukum yok. Sadece medyadan tanırım. Dolayısıyla ne tür işlere karışıp karışmadığı konusunda iddianamelerde sunulan malumatların dışında bir bilgiye sahip değilim. Şimdi söyleyeceklerim, ne Balbaygilleri savunmak adınadır, ne de süren bir yargısal işlemi etkileme amacı taşımaktadır. Ortada seçilmiş hükümete karşı bir darbe girişimi olduğu söyleniyor. Doğrusu ben de aynı kanaatteyim. Balbay’ın bu darbecilerle işbirliği içinde olduğu belirtiliyor. İşte orasını bilemem. Mahkeme hükmünü verinceye kadar susmayı tercih ederim. Balbay’ın içinde olduğu darbe girişiminin asıl failleri kim peki? İsimlerini tek tek sıralamak gereksiz, biliniyor zaten. Peki bu üst düzey generaller nerdeler? Bir kısmı süreç içinde tutuklanıp bırakıldı. Şimdi tamamı dışarıda... Balyoz davasında hakkında yakalama kararları çıkartılanlar da yapılan itirazlar üzerine salıverildiler... Burada çelişkili bir durum yok mu? Hiç kimsenin haksız yere bir tek gün dahi yatmasına gönlüm razı olmaz. Sadece şunu bilirim: Hukuk herkese eşit uygulanmalıdır. Beni rahatsız eden soru şu: Asıl fail oldukları belirtilenler niçin dışarıda da, onların işbirlikçileri oldukları söylenenler içeride? Bunun bizim bilmediğimiz bir hukuki açıklaması varsa, biri çıksın da açıklasın ki, vicdanen rahat edelim biz de... Hep birlikte suç işlemişlerse bu farklı uygulama niye? Ya onlar da içerde olmalı, ya da içerdekiler de salıverilmeli. Her halukarda eşit olmaları gerekmez mi? Mustafa Balbay haklı olarak soruyor: “O serbest bırakılan generallerin darbe girişimi eksik de bizimkisi mi tam?” 102 subay için çıkartılan yakalama emrinin nasıl yerine getirilmediği apaçık görüldü. O subayların orduevlerinde korunduklarına dair ortaya ciddi iddialar atıldı. O aranan komutanlardan biri İçişleri Bakanı ile Adana’da yan yana yürüdü. Bir diğeri YAŞ toplantısına katıldı. Hatta Cumhurbaşkanı ile aynı masada yemek yedi. Sonrası malum. Hepsi için çıkartılan yakalama kararı toptan kaldırıldı. Merakımı mucip diğer soruyu da sorayım: Mustafa Balbay mı o komutanlara emir verecek konumdaydı, yoksa Balbay emir alan kişi konumunda mıydı? Şimdi emir-komuta mevkiinde olanlara bakınız, bir de onlardan emir aldıkları söylenen Balbay gibilerin durumlarına... Eşitlik bunun neresinde diye sormazlar mı? Üzülerek belirteyim ki, bu görüntü, toplumun hukuka ve adalete güven duygusunu sarsıyor. Dahası, Ergenekon davasına gölge düşürüyor. Derya Sazak’ın şu sözleri hem bir durum tespiti, hem de haklı bir itirazı içeriyor: “Ordunun bir gücü var; komutanlarını ifadeye göndermiyor, yakalama kararlarını kaldırabiliyor. Gazeteci arkadaşımız Mustafa Balbay’ın ordusu yok. Silivri’de tutuluyor. Darbece cuntacı genareller serbest.” (Milliyet, 09.08.2010) Bu sözler, “Ordu göreve!” anlayışını seslendiren sözde gazeteci ve siyasetçilerin kulaklarına küpe olsun mu? Demek ki günün birinde hukuk hesap sorduğunda en baştakiler sadece kendi başlarını kurtarmayı düşünüyorlarmış! Darbe yoldaşlığı tam da böyle bir şey olsa gerek. Bilumum darbe heveslilerine ibret olsun diye duyurulur.
<< Önceki Haber Balbay’ın suçu ne? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER