Böyle önemli
mesajları duymakta nedense hep geç kalıyorum. "Geç olsun, güç olmasın" diyelim ve son
CHP Kurultayı'nda
Merkez Yönetim Kurulu üyesi seçilen Prof.
Süheyl Batum'a biraz yakından bakalım...
Anayasa değişikliği halkoylamasında 'Evet' oyu kullanacağını açıklayan Sezen
Aksu için "Ne bilelim biz onun 'sazan' olduğunu" demiş Prof Batum...
İşe bakın siz.
Değerli bir 'anayasa hukuku' profesördür kendileri; lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kampanyasına da bayağı katkısı olmalı.
Hani, Ordu'ya gittiğinde, "Var mı bu değişikliklerde fındıkla ilgili bir husus?" diye sordu ya Kemal Bey, Kayseri'de "Ne yani, anayasa değişirse ilinize
liman mı gelecek?" diye de sorabilir. Ya da, Başbakan'dan söz ederken 'Recep Bey' ile başlayıp 'Recep' diye devam etmesinde, en son genel seçimde halkın yüzde 47 oyunu almış bir kadroyu '
kalpazan' olmakla suçlamasında da katkısı olabilir...
Tahminimin sebebi, halkın sevdiği bir sanatçının ismiyle 'Sezen-Sazan' diye oynaması... Keskin zekâsından partisini de yararlandırıyordur diye düşünüyorum.
Süheyl Batum başka saflarda dolaştıktan sonra CHP'de yerini buldu. Önce, 2002 yılında, ülkemize 'makul çoğunluğun lideri' diye çağrılan
genç bir diplomatın kurucu kadrosunda onun da yer alacağı duyulmuştu. Girişim akamete uğrayınca yine 'sağcı' çevrelere yakın durdu Süheyl Bey, adı hep
Hüsamettin Cindoruk ile birlikte anıldı.
Gazeteleri tarayın göreceksiniz; 'Süheyl Batum' ile ilgili haberlerde adı genellikle "Cindoruk'un yerine geçecek genç" diye anılıyor...
Hafif bir
vücut çalımıyla sağdan sola, DP'den CHP'ye atlayıverdi. Ardından verdiği "
Hüsamettin Cindoruk'u da CHP'de görmek istiyoruz" mesajı gerçekten hoştu; hem hoş, hem de kadirşinas bir mesaj... Hüsamettin Bey 1957'de
Hürriyet Partisi'ni kurarak Menderes'e ilk
isyan bayrağı çekenlerden olduğunu nasıl unutturmuş ise, CHP'ye girdiğinde de bir zamanlar DP'ye genel başkan seçildiğini unutturabilir...
ABD'deki büyükelçiliğimizde müsteşar iken Türkiye'ye 'makul çoğunluğun lideri' olarak getirilen genç politikacının, daha yolun başında, kendisini meydana sürenler ve kadrosu tarafından terk edilmesinin sebebini hatırlayanınız var mı?
Müsaadenizle ben hatırlatayım: Genç diplomat, politikaya atıldığı günlerde, vaktiyle
bakanlık yapmış babasını Meclis'e gönderen ile teşekkür sadedinde bir
jest yapmaya karar vermiş ve "İlk çıkış yerim
Adapazarı olacak" demişti. Bir cuma günü gidecekti Adapazarı'na ve güne cuma namazıyla başlayacaktı.
Kıyamet bu açıklamayla koptu. Bir gün öncesine kadar kendisini "Türkiye'yi kurtarmaya gelen lider" olarak alkışlayanlar "Desteğimi çektim" demek için sıraya girdiler. Kendisini
teşvik eden, daha gelmeden tanıtımını yapan kalemler... İlki, "Bu beni çok ama çok rahatsız etti" diye yazdı güne cuma namazıyla başlayacağını ilân etmesinden sonra; bir diğeri geç bir süfle verdi: "
Namaz kılacak mısınız gibi bir soruya ben ondan şöyle bir
cevap beklerdim: Bu benimle
Allah arasında bir şeydir. O nedenle müsaade ederseniz, bu soruya cevap vermeyeyim." Bir başkası 'düş kırıklığı yaşadığını' ilân edecek, bir diğeri "Ben peşin desteğimi çektim bile" diye yazacaktı.
Aralarında Süheyl Batum'un da yer aldığı kurucu kadro da arkasından çekiliverdi genç politikacının...
Süheyl Batum'un arkasında kapı gibi bir güç odağı var:
Mustafa Kemal Derneği... 1947 yılında kurulmuş
dernek, saflarında, eski
Genelkurmay başkanlarını, eski bakanları, akademisyenleri barındırıyor. Bir ara kendilerinden söz ettiğimde, derneğin başkanı Kamran Baran haklarında daha geniş bilgi göndermiş, ben de o vesileyle 'Encümen-i Daniş' ile ortak bir akademisyenler kurulu listesine sahip olduğunu öğrenmiştim.
Şu isimlere bir bakınız da, daha 1996 yılında, Süheyl Batum'un kimlerle birlikte olduğunu görünüz: Profesörler: Vakur Versan, İsmet Giritli, Mustafa Aysan, Yılmaz Altuğ, Hikmet Altuğ, Tayfun Akgüner, Derviş Manizade, Hüseyin Gezer, Kemal Önen, Kemal
Kurtuluş,
Vural Savaş, Durmuş Dündar, Nüket Güz, Muhteşem Giray,
Erol Cihan ve Doç. Süheyl Batum... Emekli
generaller: Tuğg. Hüseyin
Yıldırım, Korg. Kemal
Gökçe,
Org. İbrahim Türkgenci, Org.
Suat Aktulga, Org. Doğan Özgöçmen, Org. Nahit Özgür, Org. Ecmel Kutay, Org. İrfan Özaydınlı, Org.
Halit Toroslu, Korg. Sebahattin
Ergin, Org. Necdet Üruğ, Org. Necdet Öztorun, Korg.
Selçuk Saka, Org. Doğan Bayazıt.
1982 yılında,
darbe lideri Kenan
Evren'e "Türk milletinin gerçek duygusunu yansıtan kararınıza yürekten ve inançla teşekkür ederiz" mesajını çeken bir derneğin önemli bir kişisi elbette "Anayasa değişse de
Kenan Evren yargılanamaz" fetvasını verecek ve elbette "Değişikliğe
evet" diyenlerle alay edecek.
Ne bekliyordunuz ki?