Sadece şunu söylemek yeter: OFK Belgrad'a Kewell'ın tecrübesi yetti. Özel bir
oyuncu olduğunu yıllardır her seferinde kanıtlayan Avustralyalı belki
gençlik yıllarındaki süratinde değil, ancak taktik bilgisi, oyunu
okuma yeteneği ve sürekliliği
Galatasaray için
tarif edilmez bir avantaj. Sağlığı biraz daha yerinde olsa, daha önemlisi Galatasaray kadrosu daha "tam olsa" Türkiye'ye gelmiş en iyi, en çok iz bırakmış yabancılar arasına girecek. Talihsizliği, Prekazi ya da
Hagi gibi çok çok iyi
takımlara gelmemiş olması. Dün maçta ortaya koyduğu inisiyatif ve soğukkanlılık Galatasaray'ı farklı bir takım yaptı.
Avustralyalı ile birlikte Arda'nın,
Mustafa Sarp ve Sabri'nin de oyunun ciddiyetini özümsemiş olması, Galatasaray'ı maç genelinde diri tuttu. Aykut, goldeki fundamental hatası dışında zaman zaman yaptığı kurtarışlarında Galatasaray'ı ayakta tuttu. Sadece 2-1'den sonra ve ikinci yarının başında rakibin gençliğinden kaynaklanan direnciyle oyun Galatasaray kalesi çevresine yıkıldı ama bunun da altından kalktılar.
Genel olarak favori takımın kendisini çok zorlamadan rahat kazandığı bir maç oldu diyebiliriz. Yeni
transferlerden Pino'nun Galatasaray için bir
kazanç olma ihtimali yüksek.
Cana ise önüne yaratıcı bir oyuncu transfer edildiğinde kendisini tam olarak gösterecektir.
Olumsuz olarak söyleyebileceğimiz az sayıdaki olaydan biri kağıt üzerinde oldukça güçlü olan Galatasaray savunmasının zaman zaman düştüğü zor durumdu. Bu, orta saha oyuncularının top defanstayken boşa çıkma konusunda çok dikkatli davranmamalarından kaynaklanıyor.