Batman,
Kürt siyasetinin güçlü olduğu illerin başında gelir; birkaç hafta önce Milliyet’in düzenlediği bir toplantı nedeniyle
Hasankeyf üzerinden kente giderek
sivil toplum örgütlerince düzenlenen bir panele katılmıştık.
Demokratik
açılım sürecinin kesintiye uğramasından, “barış”a yaklaşılmışken yeniden çatışma ortamına girilmesinden hayli rahatsızdı aydınlar. 1990’lara dönüşte ısrarın, savaş lobisine yarayacağını, Türkiye’ye “
ihanet” olacağını söylediğimizde beklemediğimiz ölçüde olumlu tepki almıştık. Kürt kimliğinin tanınması, siyasi ve kültürel haklar üzerinden yapılmakta olan mücadelenin yeniden “
askeri alan”a çekilmesinden rahatsızdılar. Ancak
PKK’nın da şiddeti tırmandırmasından da aynı ölçüde kaygılıydılar.
Korkulan oldu; PKK’nın Batman petrol sahasında çıkardığı
yangın üzerine olay yerine giden bir
araç yola döşenen
mayına çarptı.
Özdemir ailesi, geride kalan kardeşleri Sabri Özdemir’in isyanına yol açan ifadesiyle, “30 yıllık barış mücadelesinin sonunda” yola döşenen mayının kurbanı oldular.
“Kör şiddet” Batman Barosu eski Başkanı Sedat Özevin, İHD Batman Şubesi eski Başkanı Sadi Özdemir ve eski BDP’li
Salih Özdemir ile Almanya’dan ziyarete gelen kardeşleri Sofi Özdemir’i sevdiklerinden aldı.
Mayın yangından sonra köye gelecek askerler için döşenmişti!
Demokrat Kürt siviller öldü.
Sabri Özdemir’in sözleri PKK’nın “aktif
savunma” adına kendi evlatlarını da katletmesine tepkinin ifadesidir: “Salih ağabeyim, 30 yıl
demokrasi için mücadele etti. Silahı tasvip etmedi. Barış istediğinden, partide kalması için iradesini istediler. O da vermeyip köye çekildi. Hediyesi mayın oldu. PKK köyün ağabeyime ait olduğunu bile bile mayını neden koydu?”
İşte PKK’nın açmazı burada yatıyor.
Sınır birlikleri, karakollar derken “savaşı şehirlere yayma” adına
Kürtler de ne zaman biteceği belli olmayan bir mücadelenin tutsağı haline geldiler. Hasankeyf’te köyüne çekilen bir insanı “
ölüm” neden bulur?! Silahların susmadığı bir ortamda “barış” nasıl olur? Osman Baydemir’in “
demokratik özerklik” nutuklarına kim inanır?!
Kahredici, “öldürücü” bir soru giderek Kürtlerin de aklını kurcalıyor.
Taraf’ta Neşe Düzel’le konuşan
Kemal Burkay da dikkat çekmiş: “Ne zaman demokratik gelişme olsa
sınır karakolları baskına uğruyor. Bazı eylemler var ki, bizzat
Ergenekon mu, kontrgerilla mı,
JİTEM mi yaptı belli değil; mesela Bugün gazetesinin ortaya attığı Heron olayı. Amaç, AB sürecini sabote etmek, AKP’yi hükümet edemez duruma düşürmek ve bir cunta gerekçesi yaratmak. Bu kirli savaş Türk halkının da yararına değil. Militarizmin kendi çıkarı için sürdürdüğü bir oyun bu. Yoksa PKK olayını bitirmek kolay.
Savaştan beslenen
derin devlet,
CHP ve MHP içindeki statükocular engel olmasalar PKK
silah bırakır.”
Batman’daki mayın cinayeti soyut bir “barış” kavramının Kürtlere de zarar verdiğinin resmidir.