Meşhur fıkrayı hatırlayacaksınız.
Temel, arabası ile trafikte seyrederken, polis radyosunu dinlemektedir.
Bir ara
müzik aniden kesilir ve
spiker anonsa başlar: Sayın sürücüler, aldığımız habere göre otoyola giren bir
araç ters istikamette ilerlemektedir, dikkatinize... Anonsu duyan Temel, dışarıya bakar ve kendi kendine konuşur: Uyyy kaç bi tane, kaç bi tane...
Avrupa değerlerinin gerektiğinde baskıyla
Türkiye'ye transferine öncülük etmiş
CHP'nin son 4-5 yıldır
Avrupa Birliği ile ilişkisi Temel'in durumuna benziyor. 17
Aralık 2004'te tam üyelik
müzakerelerine kapıyı açan reformlarda
AK Parti'ye büyük
destek veren CHP, ne olduysa son dönemde ters bir yola girdi. Öyle ki, Belçika'dan İsveç'e, Avusturya'dan Almanya'ya birçok ülkeden, hem de CHP ile aynı ideolojik çizgideki Avrupalı
siyasetçilerden gelen
eleştirilere parti, Temel gibi tepki veriyor.
Onur Öymen'in de etkisiyle Deniz Baykal'ın üslubuna hakim olan bu çizgi,
Kemal Kılıçdaroğlu döneminde fazla değişmeyeceğe benziyor.
Zira CHP, Avrupa'dan gelen
tavsiye ve eleştiriler karşısında kendi politikalarını gözden geçirmek yerine eleştiri sahipleriyle
kavga etmeyi, hatta zaman zaman onları aşağılamayı yeğliyor. Bazen AK Parti'nin oyununa gelmekle suçluyor; bazen daha da ileri gidip bu gazeteyi ve Today's Zaman'ı
hedef alıyorlar. Güya Avrupalılar, gelişmeleri bu gazetelerden takip ettiği için CHP hakkında olumsuz düşünüyor. Bir süre önce, CHP milletvekili
Şahin Mengü kendini tutamamış ve menfi yargıların kaynağı olarak
Brüksel Temsilcimiz
Selçuk Gültaşlı'yı göstermişti. Mengü, Brüksel'de CHP'nin
ofis açma gerekçesini de buna bağlamıştı: "Ben Brüksel'de yaşamışım,
tanık oldum. Orada bir dinci gazetenin çok frapan temsilcisi var. Çok ciddi de para veriyorlar herhalde. Her gün AB'nin Türkiye ile ilgili yetkin kişileriyle bir arada bu adam. Ve Avrupalı, bizi bunların ağzından tanıyor. Burada hata bizde. Biz bu hatadan dönmeye başladık. Duymuşsunuzdur, CHP evvela Brüksel'de bir temsilcilik açtı."
CHP'nin Avrupa ile son kavgasının nedeni, işte bu temsilciliğin
Avrupa Parlamentosu Sosyalist grubuna, başkan yardımcısı
Hannes Swoboda aleyhine yazdığı
mektup. AB içinde ülkemize desteğin en düşük olduğu Avusturya'da siyaset yapmasına rağmen Türkiye'ye sıcak
bakan Swoboda'nın suçu ise "CHP sosyal demokrat olmak istiyorsa, anayasa değişikliklerini desteklemeli" demesi.
Swoboda, şöyle demişti: "AB olarak Türkiye'nin demokratikleşmesine destek veriyoruz. Bu anayasa paketini de reformlara, özgürlüklere açık olduğu için destekliyoruz. Sosyal demokrat değerler de getiriyor. CHP'ye ve yeni liderine tavsiyemiz, bu paketin arkasında durması ve desteklemesi. CHP sosyal demokrat parti olmak istiyorsa, bu reformları desteklemeli."
CHP Brüksel temsilcisine göre bu sözler, "Türkiye'deki demokratik güçlerin gerçek mücadelesine açıkça ve skandal şekilde saldırı". Sosyalist grup üyeleri mektup için 'kaba ve skandal' deyince, bu kez Genel Başkan Yardımcısı
Suha Okay konuştu. Ona göre ise Avrupalılar, AKP'nin dezenformasyonuna uğruyor ve AKP sözcüsü gibi davranıyordu.
Avrupa elbette sütten çıkmış ak kaşık değil. Ama bu algıya göre, Avrupalı saf siyasetçiler Türkiye'de olup biteni bilmiyor; bu yüzden AKP'nin dolduruşuna geliyordu. Halbuki müzakereler sürecinde nasıl Türkiye, AB'nin her alandaki müktesebatını incelediyse, Avrupa da asker-
sivil ilişkisinden
gıda güvenliğine, yüksek yargıdan çöp toplama merkezlerine Türkiye'nin röntgenini çekti. Her yıl yayımlanan ilerleme
raporu, iğneden ipliğe her şeyi gözden geçiriyor; Ankara'daki AB Temsilciliği her ay düzenli olarak Türkiye'de yaşananları rapor ediyor. Üstelik Swoboda, daha önce Türkiye raportörlüğü yapmış; ülkemizi tanıyan biri.
Ayrıca bu, CHP'ye ilk eleştiri değil. Almanya'nın eski
Dışişleri Bakanı ve Sosyal Demokratların lideri Steinmeier'i, İsveçli Sosyal Demokrat siyasetçi Ludvigsson'u ve birçok başka ismi de AK Parti mi kandırdı? Kimi CHP'nin son dönemdeki çizgisine 'faşist' derken, kimi Sosyalist Enternasyonal'den atılmasını önerdi. Nitekim önceki gün Cihan Haber Ajansı'na konuşan Swoboda, kimsenin kendisine fikir enjekte edemeyeceğini ve anayasa paketine olumlu baktığını söyledi. Keşke CHP Brüksel ofisi, Avrupalılara
akıl verdiği kadar, partinin merkezine de izlediği politikaların günümüz değerleriyle ne kadar çeliştiğini anlatsa...