KAYBETMEYİ GÖZE ALMAYAN KAZANAMAZ!


Elindeki tohumları toprağa bırakmayı ve onların çürümesini göze almadığın sürece, o tohumların büyüdüğünü de göremeyeceksin. Bir süreliğine elindekinden ayrılmayı göze alabilirsen daha fazlasını kazanmak için bir fırsat yakalamış da olacaksın. Ama hayır elimde olan garantidir. Garanti olmayanın peşinden gitmeye cesaretim yok diyorsan, onu bilemem. Çocuklarımızın başına birşey gelmesin, onları koruyalım derken bizatihi çürümelerine neden oluyoruz. Dünyayı tehlikeli bir yer olarak tanımladığımızda ve çocukları korumak adına onların bütün işlerini biz yaptığımızda onların büyümelerine olgunlaşmalarına izin vermiyoruz. Geçici olarak çocuklarımızdan ayrılamadığımızda onlarıhayattın içine katamadığımızda denemeden kaybetmiş oluyoruz. Oysa denememek baştan kaybetmektir. Denerseniz kaybetme olasılığınız yüzde ellidir. Denemediğinizdeyse zaten baştan kaybetmiş olursunuz.Bu şu demek değil elbette. Hikmetsizce herşeyi deneyip sonra ya tutarsa diye bekleyelim. Metaforumuzda tohumlarımızı attığımız yer toprak . Çimentonun içine atıp da beklemiyoruz. Tohumlarımızı toprağa vererek kaybetme riskini, kazanmaya tercih ediyoruz. Yanlış anlaşılmasın! Bazen farklı yollar denemek insana risk almak gibi gelebilir.Hafta sonları piknik için ormana gitmeye niyet ettiğimizde ne zaman farklı bir yol denesek yolumuzu kaybetme riskini göze alarak, geriye dönme yorgunluğuna katlanarak o zaman ormanda yepyeni bir gizli köşe keşfetmişizdir. Denemeseydik göremeyeceğimiz pek çok güzelliği ufak bir risk alarak görme şansını yakalamışızdır. Bazı şeyler denemeden asla bilinmez. Ama herşeyi de deneyerek öğreneceğim diyenin hayatta canının çok yanması olasıdır. Bu nedenle dengeli bir tutum içinde davranmak bizi daha keyifli bir hayatın içine taşıyacaktır. Evlilik ilİşkilerinde de durum böyledir. Eşini kaybetmemek için sıkı sıkıya yapışan insanlar gendelde sevdiklerini kaybederler. Bazen ilişkiler çıkmaza girdiğinde gitmek isteyen ısrarla gitmek istediğini dilendirdiğinde karşı taraf yalvarıp yakarmaya onsuz asla yaşayamayacağını söylemeye başladığında ilşkide taraflar da çok fazla örselenir. Sözünüzü samimiyetle söyleyin sevginizi bütün netliğiyle ifade edin sonra bekleyin. Tohumlarınızı atın ve bekleyin...Ya yeşerecekler yada...Bırakın gitmek isteyeni ,istediği yere gitsin. Kaybetmeyi göze alın. Eğer gitmekten vazgeçerse gerçekten kalacaktır. Siz göndermediğiniz için yanınızda kalmışsa ne yazık ki siz kaybeden olmuşsunuzdur. Söyleyin kalmasını istediğinizi ama tercih hakkını elinden almayın. Bırakın kendisi seçsin kalmayı yada gitmeyi. Siz kararlı olduğunuzda, gitmeyi seçmesinin riskini aldığınızda kazanacaksınız sonunda. Yok eğer yine de gitmeyi seçerse, emin olun zaten ruhu çoktan gitmiş olduğu için gitmiştir çoğu kere. Yada hiç yanınızda olmamıştır belkide... Alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz. Alışkanlıklarımızı kaybetmeyi göze alamıyoruz. alışkanlığımızı bırakmak kendimizden veya bir parçamızdan vazgeçmek gibi geliyor. Oysa yenilenmek için bazı alışkanlıklarımızı kaybetmeyi göze almalıyız. Yeni bir alışkanlığa geçmek için eski olanı bırakabildiğimizde yeni bir hayat formunada geçmiş oluyoruz. Sabahları erkenden uyanmak için, onbirlere kadar yatma alışkanlığından vazgeçmek güneşin doğuşuyla tanıştırıyor mesela bizi... İlişkilerimizde de çoğu zaman alışkanlıklarımız çatışıyor aslında . Birimizin sevdiğini diğeri sevme diye diretiyor. Oysa alışkanlıklarımızın bildik sahilini terketmedikçe,kötü bir alışkanlığı kaybetmeyi göze almadıkça yeni bir keşfin güzelliğini de yakalayamamış oluyoruz. Kendi iddiamızdan vazdeçip denemeyi göze aldığımızdaysa yeni bir anlam kazanıyoruz. Ya kıyıda bir kaşık suda çırpınıp öleceğiz yada denize doğru açılma cesareti taşıyarak dengeli duruştan asla vazgeçmeden denizi keşfedeceğiz seçim sizin... [email protected]
<< Önceki Haber KAYBETMEYİ GÖZE ALMAYAN KAZANAMAZ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER