Vurdular. Neyi?
Ulus-devlet’i. Nerede? Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda. Ne zaman? Geçtiğimiz
Perşembe günü. Ulus-devlet ne?
Sanayi Dönemi’ndeki toplumsal
örgütlenme biçimi...
Ulus-devlet’in
Fransız Devrimi sırasında tarih sahnesine çıkmış olduğu kabul edilir.
Bu aynı zamanda feodalizmden kapitalizme geçiş sürecini belirleyen dönemdir.
Feodal devlette
egemen olan meşrutiyet anlayışına gör
e devletin sahibi ve meşrutiyetin kaynağı monarşi idi. Feodal sistemin zayıflamaya başlamasıyla birlikte güçlenen burjuvazi sınıfı, politik etkinliğini pekiştirmek için kitlelerin desteğini arkasına almak zorunda idi.
Sermaye birikimini rahatlıkla yapabilmek için diğerlerinin rekabetinden uzak, mutlak hâkimi olduğu bir “
ekonomik pazara” ihtiyacı vardı.
Buradan hareketle egemenliğin kraldan alınarak halka verilmesi süreci içinde milliyetçi akımların güç kazanması, milli egemenlik fikrinin kitlelerde geniş yankı bulmasını sağlamıştı.
19. yüzyıl
Avrupa’sında Sanayi Devrimi sürecinde yazılı basının gelişimi ve öğretimin kurumlaşması gibi etkenlere bağlı olarak ortak dil, kültür ve değerlerin yaygınlaşmasının önü açıldı, ulus devletin oluşumu hızlandı.
***
Bugün ise...
Kapitalist dönemden sanayi sonrası döneme geçiyoruz. Burjuvazinin yerini “yaratıcı beyinler” almakta...
Para değil,
buluş çağı...
Yerel pazarlara değil, yerkürenin tümünde ekonomik faaliyete ihtiyaç var. Örgütlenme modeli de değişiyor...
Ulus ölçeğinde değil, küresel düzeyde, “insan” odaklı yeni bir çağ gelmekte...
Bunun ilk sinyali “ulus üstü” bir örgütlenme olan
Avrupa Birliği tarafından verildi.
***
Bunları yazıyorum...
Çünkü...
Uluslararası Adalet Divanı’nın
Kosova’nın 2008’de ilan ettiği
bağımsızlık kararının meşru olduğu yönünde görüş bildirmesinin tarihsel bir anlamı var. Uluslararası Adalet Divanı’nın açıkladığı görüş, “coğrafi bir bölünme” konusunda aldığı ilk karar niteliğinde. Mahkeme,
Sırbistan yönetimine karşı Kosovalı Arnavutların aldığı bağımsızlık kararının, uluslararası hukuku ihlal etmediğine karar verdi.
Ulus devletlerin “dokunulmazlığı” bitiyor.
“Bölünebilecekleri” hukuksal bir kabul görüyor.
***
Kosovalı Arnavutlar, 17
Şubat 2008’de bölgenin bağımsızlığını ilan etmişlerdi.
Halen 69
ülke Kosova’nın bağımsızlığını tanıyor. Bunların arasında
Türkiye, 22 AB üyesi ülke ve ABD de bulunuyor.
Ancak Belgrat yönetimi, Kosova’nın bağımsızlığının uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunuyor. Üstelik Uluslararası Adalet Divanı’nın görüşünün alınması için 2008 yılında BM nezdinde
lobi faaliyetinde bulunan da Sırbistan olmuştu.
***
Çağı okuyamamak...
Zamanın ruhunu anlayamamak...
Tarihin temposunu izleyememek...
Yerküre üzerindeki “büyük resmi” görememek, insanı körleştiriyor...
Bu demeçlere, tavırlara, yaklaşımlara da yansıyor. Örneğin, Sırbistan
Dışişleri Bakanı Vuk Jeremic, “Lahey’deki
mahkeme tek taraflı bir ayrılığın meşruiyetini desteklerse, dünya üzerinde içinde ayrılıkçı isteklerin barındığı hiçbir sınırın artık güvende olmayacağını” söylemişti.
Hâlbuki...
Helsinki İnsan Hakları Komitesi’nin Sırbistan’daki Başkanı Sonja Biserko:
“Sırbistan’ın bölgenin gerçeklerini kabul etmesi gerekiyor. Buna Kosova’nın bağımsızlığı da dâhil” demekte...
Tabii ki Lahey’den çıkan kararın boyutları, Balkanların sınırlarını çok aşıyor.
***
İspanya’dan Gürcistan’a kadar ayrılıkçı güçlerle mücadele eden pek çok ülke...
Ya da...
Uluslararası Adalet Divanı’ndaki görüşme süreçlerini yakından izleyen pek çok ayrılıkçı örgüt, çıkan kararın yasal bir içtihat oluşturup oluşturmayacağını tartışsa da...
Yaşanan çağın temel dinamikleri ve sosyolojik değişim, yeni ulus-devletlerin, ırkçılığın daha çoğalarak hayat bulmasını imkânlı kılmıyor...
Kosova kararının önemli yanı, “Kosova devletinin” kurulmasından ziyade Sırbistan “devletinin” bölünebilirliğini kabul etmesinde.
Ulus devlet, bir yandan “Kosova” örneğinde olduğu gibi “küçülerek”, bir yandan da Avrupa Birliği örneğinde olduğu gibi “ulus üstü” yapılarla “genişleyerek” iki uçtan birden yokoluşa gidiyor.
Gelen, “insan odaklı”, ideolojisi “pan-hümanizm” olan, ulus üstü bir örgütlenmeyi hayata geçiren yeni bir çağ... İnsanlık
nimet ve külfetleriyle bu hedefe doğru yol alıyor...