Orduda değişim


Genelkurmay Sözcüsü Tuğgeneral Metin Gürak’ın 23 Temmuz’daki basın açıklamasında hükümlü, tutuklu ya da yasal kovuşturma altında olmayan subayların Yüksek Askeri Şûra’ya girip terfi de alabileceklerini söylemesinden birkaç saat sonra, ordunun bundan böyle alacağı şekle en önemli müdahale geldi. Bu müdahale ‘Balyoz’ iddianamesinin sunulduğu İstanbul 10’uncu Mahkemesi tarafından alınan ve eski kuvvet komutanlarının yanı sıra görevdeki 13 generalin de yakalanıp tutuklanmasını isteyen karardı. Generaller, 2003’te İstanbul’daki 1’inci Ordu Komutanlığı’nda yapılan masa başı tatbikatına görevli olarak katılıp, zaman içinde terfi edip bugün önemli noktalara gelmişlerdi. Balyoz iddianamesi, o tatbikatı dönemin 1’inci Ordu Komutanı olarak yöneten Çetin Doğan’ın aslında AK Parti hükümetini devirmeye yönelik bir tertibin içinde olduğunu öne sürüyordu. Genelkurmay’dan aylardır o toplantıda aslında ne olduğuna ilişkin -zamanında- çelişkili raporların karargâha iletilmiş olabileceğine dair kuşku işaretleri alınıyordu. O toplantıya görevi gereği katılıp bugün önemli noktalara gelmiş subayların 1-4 Ağustos’ta yapılacak Yüksek Askeri Şûra’da terfi alma ihtimalinden Başbakan Tayyip Erdoğan’ın duyduğu rahatsızlık, kendisine yakın medya organlarında bir süredir dile getiriliyordu. Hatta Erdoğan’ın ordudan YAŞ kararıyla atılmalara şerh koyduğu gibi bu terfilere de koyabileceği, belki veto edeceği imasıyla yazılıyordu. Gürak’ın yasal zemine işaret eden açıklamasından birkaç saat sonra Mahkeme’nin 5 ay sonra yapılacak ilk duruşma için yakalama kararı alması Başbakan’ı bu zorluktan kurtardı. Böylece Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve bir ay kadar sonra ondan görevi devralması beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner’in önündeki terfi ve tasfiye seçeneklerini kısıtladı; ama bir başka açıdan bakarsak tartışmaya yol açacak terfi kararları almak durumunda kalmalarını da önledi. Birinci Ordu’nun 2003 çalışmasına katıldıkları için Şûra’ya giremeyecek 13 general-amiral Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Orgeneral Koşaner başkanlığında oluşacak yeni üst komuta-kurmay heyetinde böylece yer bulamayacak. Tam böyle bir durumda Başbakan Erdogan’ın, dünkü Bingöl konuşmasında Anayasa değişikliğine YAŞ kararıyla TSK’dan atılan subayların yargıya itiraz hakkı için de ‘evet’ oyu istemesi anlamlıdır. Aynı şekilde, Başbakan’ın aynı konuşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 22 Temmuz tarihli Radikal’de yer alan ‘12 Eylül ile hesaplaşmak istiyorsa 35’inci maddeyi neden değiştirmiyor?’ sorusuna iki gün gecikmeyle cevap vermesi de anlamlıdır. Kılıçdaroğlu’nun sorusu ile Erdoğan’ın, yasa değişikliği için Meclis çoğunluğu yetmesine karşın ‘O zaman uzlaşma komisyonu kuralım’ cevabı arasında bazı önemli olaylar vardır. Sayalım: * Kılıçdaroğlu’nun sözleri Radikal’de yayımlandığı gün, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Başbuğ ve diğer üst yöneticiler İstanbul’da Harp Akademisi diploma töreninde birlikteydi. * Kılıçdaroğlu’na ilk desteği ‘Şimdiye dek yapılmamış olması eksikliktir’ diye (AK Parti hükümetlerindeki üst görevlerine rağmen) veren Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin de, bu desteği ardından o törene katılmıştır. * Gül, Erdoğan ve Başbuğ arasındaki haftalık görüşmeler İstanbul’dayken yapılmıştır. * Genelkurmay’ın basın açıklaması yapacağı, açıklamanın yapılacağı 23 Temmuz cuma sabahı, yani ‘son dakikada’ haber merkezlerine duyurulmuştur. Açıklamada PKK ile mücadele eden generallerin haklarındaki suçlamalara rağmen görevlerinin başında bulunduğu, çünkü yasaların tutuklanmadıkça buna engel olmadığı söylenmiştir. * Bu konuda somut örnek olarak son Şemdinli saldırısı ardından Başbakan Erdoğan’a ve Orgeneral Başbuğ’a siperde eğilmek zorunda kaldıkları brifingi veren 3. Taktik Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya verilmiştir. * Cumhurbaşkanı Gül, Kılıçdaroğlu’nun sözlerine ilk tepkisini bu aşamada, ‘İktidar ve muhalefet değiştirmek isterse, ben de yeniden yazılmasından yanayım’ şeklinde vermiştir. O sırada Malatya’ya gitmek üzereyken soru sorulan Kılıçdaroğlu tutumunu sürdürmüş, bu kez özellikle 28 Nisan 2007’deki e-muhtırayı veren Orgenerel Yaşar Büyükanıt’tan neden hesap sorulmadığı üzerinde durmuştur. * Akşam üzeri hakkında yakalama emri ile birlikte şura dışına çıkarılanlar arasında Kaya da vardır. Bu gelişme, özellikle Deniz Kuvvetleri’ndeki terfileri derinden etkileyecek niteliktedir. * Başbakan Erdoğan, günlerdir AK Parti sözcülerinin ne diyeceğini bilemez hale son vererek, Kılıçdaroğlu’nun restini görmüştür. * Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın müstehzi ‘geri adım atar’ öngürüsü bir yana, ‘Açık çek veriyoruz. Komisyona gerek yok, getirsin, destekleyelim’ sözüyle ordunun siyasete müdahalesine yasal dayanak yapılan 35’nci maddenin sonunu ilan etmiştir. Bu gelişmeler sonuç verirse Türkiye’deki sancılı asker-siyaset ilişkilerinin yeni bir zemine oturmaya başlayacağı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Koşaner ile birlikte yeni bir dönemin kurulacağı söylenebilir. İşte sadece referandum yüzünden değil, bu yüzden de önümüzde demokrasinin geleceği açısından çok dikkatli olunması gereken bir süreç bulunuyor.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER