Tuğ
general Metin Gürak, tutuklanan
subayların açığa alınıp alınmayacağı sorusuna önceki gün,
Askerî Personel Kanunu'nun 65. maddesini kaynak göstererek
cevap veriyor.
Sonra ekliyor: "Bu
kanun gizli değildir. Her yerde bulunup okunabilir. Çok net olan bu kanun okunmadan yapılan yorumlar ve ortaya atılan iddialar gayri ciddidir." Genelkurmay'ın basını bilgilendiren generali önceki gün tutuklanan subayların ve generallerin açığa alınamayacağını, hatta bugüne kadar haklarında ağır cezalık
dava açılan bütün askerî
personelin aynı işleme tabi tutulamayacağını söylemiş oluyor. Ama ciddiyet hepimize lâzım.
Tuğgeneral'in işaret ettiği kanun gerçekten de gizli değil. Üstelik bu kanunun "
açığa alma"yı düzenleyen 65. maddesi, bir tuğgeneralin bile kendince yorumlayamayacağı kadar açık. Kanun aynen şöyle diyor: (65/a/1)"Haklarında ... ağır
hapis cezasını gerektiren veya ... 5 yıl ve daha fazla
hapis cezasını gerektiren bir cürümden ...dolayı kamu davası açılanlar mensup oldukları
bakanlıklarca açığa çıkarılabilirler." Bu hükümde anlaşılmayan bir hüküm var mı? Şayet bir TSK personeli hakkında "ağır hapis cezasını gerektiren" veya "5 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren bir cürümden dolayı "kamu davası açılmışsa" o personel "açığa alınabilir" deniyor. Açığa alacak olan kim? İlgili bakanlık. Yani askerî personelin bağlı olduğu Millî
Savunma Bakanlığı veya
İçişleri Bakanlığı.
1967 sayılı bu kanuna, bahsi geçen 65. maddenin 1982 yılında, yani askerlerin ülkeyi yönettikleri sırada bu hale geldiğini ekleyelim. Bu madde askerleri korumak amacıyla ancak bu kadar esnetilebilmiş.
Gelelim ikinci kısma. Aynı maddenin (e) fıkrası şöyle diyor: "Terfi sırasına girenlerden...(1) açıkta bulunanların... (3)
tutuklu bulunan ya da
tahliye edilmekle beraber kovuşturma veya duruşması devam eden veya hakkında verilen hüküm henüz kesinleşmemiş bulunanların...
terfileri ve kademe ilerlemeleri yapılmaz.
"Bu maddelerde anlaşılmayacak veya farklı yorumlanabilecek bir husus var mı? Tekrarlayalım. Birincisi "5 yılı aşan bir kamu davası"nın sanığı olan bir askerî personel bakanlıkça "açığa alınabilir." Yani? Bu durum bakanlığın takdir
yetkisine bağlı. Millî
Savunma Bakanı Vecdi
Gönül veya İçişleri Bakanı Beşir
Atalay beş yıldan daha ağır bir cezayı gerektiren suçlardan yargılanan
muvazzaf subay ve generalleri açığa alma yetkisine sahip. Ekleyelim. Açığa alma yetkisi bir "takdir yetkisi" ve bu yetki yargının denetimine açık değil. İkincisi ve ordumuzu şu anda ilgilendiren en önemlisi şu hüküm: Açığa alınmasa bile "terfi sırasına girenler" arasında "tutuklu bulunan veya tahliye edilmekle beraber kovuşturma veya duruşması devam eden"lerin "terfileri ve kademe ilerlemeleri yapılamaz." Ne kadar açık değil mi?
Askerî Personel Kanunu gizli bir kanun değil. Bu kanunun 65. maddesine göre bakanlığın 5 yılı aşan bir suçla soruşturulan askerî personeli açığa alma yetkisi var. Üstelik bakanlık bu yetkisini kullanmasa bile bu personelin terfileri ve kademe ilerlemeleri (e) fıkrasına göre otomatik olarak duruyor. Kısaca
Yüksek Askerî Şûra, şu anda başta
Balyoz davası olmak üzere görülmekte olan davalarda beş yıldan daha ağır bir suçla yargılanan subay ve generallerin terfilerini görüşme yetkisine sahip değil. Görüşürse? Kanunun açık hükmünü çiğnemiş olur.
Bir memurun görevden uzaklaştırılması, yani açığa alınması 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nca düzenleniyor. Haklarında
soruşturma açılanların ellerindeki kamu gücünü kendilerini temize çıkartmak, yani delilleri karartmak veya yine elindeki gücü istismar etmesini engellemek amacıyla "açığa alma" tedbiri alınıyor. Görevden uzaklaştırma, haklarında ceza soruşturması bulunan kamu personelinin kovuşturma ve soruşturmalarının her türlü kuşkudan uzak bir biçimde yürütülebilmesi amacını taşıyor. Şayet kanunun açıkça belirttiği şekilde suçlanan personelin YAŞ'ta terfilerine bakılırsa ordu bürokratik bir direnç içinde kanuna karşı suç işlemiş olacak.
Türk Silahlı Kuvvetleri soruşturma geçirenleri değil, bu ülkeyi korumakla görevli. Hukukun olmadığı bir ülkeyi hiçbir güç koruyamaz.
Ordumuz bu duruma düşmemeli.
Açığa alma konusu ise yine kanunun açıkça yazdığı şekilde bakanlığın yetkisinde. Şükür ki savaşta değiliz. Ordumuzda general ve subay kıtlığı da yok.