Kahraman Türk Ordusu'nun
PKK ile mücadelede neden bu derece kayıp verdiği konusu her
karakol baskınında, her şehit haberi geldiğinde zihnimi kurcalamıştır.
Her şehit haberinin...
Her karakol baskınının...
Her patlayan mayının...
Her düşülen tuzağın bende uyandırdığı soru şu olmuştur:
Nasıl olur?
Paraysa para...
Yasaysa
yasa...
Silahsa
silah...
Vatan için şehit olacak vatan evlatlarıysa işte onlar...
Eksik olan nedir?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir avuç
teröristle başa çıkması, onları ülkemizin dağlarından silip atması, hatta yok etmesi için ne gerekiyor da yapılmadığı için kahraman ordumuz bunu gerçekleştiremiyor!
Bu nasıl bir savaştır ki 30 yıldır sürebiliyor?
Aklıma gelmiyor değildi ama...
Eğer böylesine ağır kayıplar veriliyorsa "kurt elmanın içinde olmalı, değilse mümkün değil"di.
Aklım bunu söylüyor, fikrim buna inanıyordu.
"Ama" diyordum.
"TSK ile
ihanet kelimesi yan yana gelmez, gelemez, olmaz, olamaz" diyordum.
Meğer öyleymiş.
Meğer gerçek buymuş...
Meğer işin içinde ihanet varmış.
Meğer ben olaylara hep iyimser bakarak
şarkıda söylendiği gibi, "ben ne çok hata yapmışım meğer..."
Gözüm kapalı bakmışım meğer...
Yıllar geçmiş ben saymışım meğer...
O halde...
Ağlamam artık üzenlere, ihanet edenlere...
Şimdi...
Gazetemiz Bugün PKK
Ergenekon bağlantısına ilişkin şüpheleri ispat eden en
kral haberi yaptı.
İhaneti belgeledi!
Şehit sayısının neden bu kadar fazla olduğunun gerekçesini ortaya koydu.
Elmanın içindeki kurdu deşifre etti.
Meğer...
Meğer olay biliniyormuş...
Meğer MİT durumu TSK'ya yazmış...
Meğer olayın üstü kapatılmış...
Tıpkı Bingöl'de 33 erin şehit edilmesi olayında olduğu gibi...
Meğer ihanet varmış işin içinde...
Dağlıca'da olduğu gibi, Aktütün'de olduğu gibi.
Gazetemiz Bugün ihaneti ortaya koyarak milletimize çok büyük bir
hizmet etmiştir!
İhaneti göstermiş, elmanın içindeki kurdu tespit etmiş, topu
İlker Paşa'ya paslamıştır.
Top artık Paşa'da...
İki gündür sesi çıkmıyor.
Bekliyoruz ne zaman ses verecek?
Ne zaman "lanetleyecek" ihaneti?
Ne zaman bu konuda da "Lanetliyorum" diye haykıracak?
Yoksa yine çıkıp "Mütareke basını" mı diyecek?
Kim kimin bir yılını değil, milletin yıllarını...
On yıllarını...
Yirmi yıllarını...
Otuz yıllarını çalmış bakalım.
Terör milletin on yıllarını, anaların kınalı kuzularını çalıyorken, hem de ihanetin olduğu yerde...
Senin bir yılının esamisi okunmaz.
Top sizde artık Paşa...
Gereğini yapmak size düşer!
Referandumda "Evet" için
propaganda malzemesi önerileri...
MHP 12
Eylül Anayasası'nın hiç değilse bir bölümümün değiştirilmesine "hayır" diyecek.
MHP "hayır" diyecek ya, ona uygun propaganda şarkısı için Barış Manço'nun "
Hayır hayır yüz bin kere hayır" şarkısını kendisine
hedef seçmiş.
Manço'nun varisleri ise MHP'ye "hayır" demiş.
İyi olmuş!
"Evet" propagandasında kullanılabilecek bir kaç şarkı önerim var.
Ebru Gündeş'in "Evet" şarkısı referandumda "
evet" için güzel olabilir.
Hem
Ebru Gündeş oldukça güzel "evet" diyor hem de hareketli bir melodi var bu şarkıda:
"Evet, söylüyorum evet.
İstiyorum evet
seviyorum aşığım sana evet."
"Evet" propagandasında Acun Ilıcalı'ya da iş çıkabilir.
Ilıcalı'nın "Evet diyooooor" sözleri evet propagandası için oldukça uygun. Çünkü "hayır"ın karşısında "evet" deniliyor. Hem de daha büyük
kazanç için "evet" deniliyor.
Zeki Müren'in "Bir evet yeter" adlı şarkısı var.
"İstemem bir gölge düşsün sevdama
Razıyım ömrümce gönül y
arama...
Beni öldürmeye hançer arama
Bir
mektup, bir mendil, bir
veda yeter...
Bir
ümit, bir ışık, bir evet yeter..."