O sıralar Amerika'ya daha sık gider olmalıyım; Eric Edelman'la ilgili anılarım, daha çok Washington'da bulunduğum sırada
kulak misafiri olduğum veya
tanıklık ettiğim olaylarla ilgili: Atanacağını o sayede ilk ben duyurmuş, Senato'dan onay aldığı gün yaşananları orada öğrenmiştim; hükümete kızgınlığını ATC Konferansının yapıldığı Mandarin Otel'de yüzüme boşaltmış,
Ergenekon sürecini başlatan ilk iddianamede ismi grubun lideri olarak geçen Paşa'yı, ATAA toplantısında komşu masalarda dinlemiştik...
Eric Edelman kendi başına hareket etme kararlılığını 1
Mart'ta (2003) dünyaya duyurmuş Türkiye'ye özel misyonla gönderilmiş bir diplomattı. Her gün
Meclis koridorlarında dolaşarak 'nabız tutan' ekibinden aldığı "
Tezkere geçecek"
raporları selefi Robert Pearson'un sonunu getirmiş, ABD
Dışişleri Bakanlığı kendisini göndermeden önce
Ankara Büyükelçiliği'nin bütün
kilit noktalarını boşaltmıştı.
Özelliği, Ukrayna'dan ABD'ye doğru yola çıkarken birkaç yıl Türkiye'de bulunmuş bir ailenin ferdi olmasıydı Eric Edelman'ın; Washington'a o sırada hâkim 'Neo-Çılgınlar' grubunun
Dick Cheney tarafından oluşturulmuş
Beyaz Saray çekirdek kadrosunun da üyesiydi.
Senato'da yapılan oylamada en yüksek oyu almış,
yemin töreni sonrası Kongre'nin bir odasında yapılan dar kapsamlı
kutlama katılanları müthiş heyecanlandırmıştı. "Bir tür örgüte inisiyasyon töreni gibiydi" diye bana anlatacaktı bir katılımcı tanık olduğu töreni; "
Bush hariç, olması gereken herkes oradaydı..."
Ülkemize âlâ-yı vâlâ ile geldi, ama ABD büyükelçileri arasında Ankara'da en kısa süre kalanı o oldu. Türkiye'yi hizaya getirsin diye kendisini Ankara'ya gönderenler, iki yıl sonra, nedenini açıklamadan Edelman'ı Washington'a çektiler.
Kaç aydı unutmuşum, dört ay da altı ay da olabilir, hayli uzunca bir süre
Başbakan Tayyip Erdoğan kendisine randevu vermedi.
Randevu verildiğinde gecikmeye gerekçe gösterilen "Unutmuşuz" açıklaması süresini kısaltmış olabilir Edelman'ın...
Bir defasında, Büyük
elçilik rezidansında düzenlediği basın toplantısında bizim gazetede çıkmış bir yazıya eleştirilerini dinlemiştim. Müthiş öfkeliydi. Yazı, Irak'taki
Amerikan askerlerinin yerel halka uygun olmayan davranışlarda bulunduğunu anlatıyor, cezaevlerindeki işkencelerden söz ediyordu. Edelman, "Araştırdım, yazının Amerikalı yazarının bir porno sitesi varmış, bu da orada çıkmış" dedi gözlerimin içine bakarak...
Seymour Hersh'ün Ebu Gureyb Cezaevi'ndeki
akıl almaz işkenceleri anlattığı fotoğraflarla destekli ünlü yazısıyla patlayan skandaldan sadece birkaç hafta önce oldu bu Yeni
Şafak azarlaması...
Gazetecilerin yanında orada ne aradığını anlamakta zorlandığım biri daha vardı rezidansta; 'Siyasi
Müsteşar John Kunstadter'in yakını' kontenjanından orada bulunduğunu kulağıma fısıldadılar.
İngilizce bilmeyen o kişinin Türkçeyi anadili gibi bilen J.K. ile
Anadolu'yu dolaştıklarını,
1 Mart tezkeresi öncesi Meclis'e tebelleş olduğunda da J.K.'nin yanında aynı kişinin bulunduğunu orada öğrenecektim.
J.K. o sıralarda diplomat kisvesiyle sıkça çıktığı Anadolu turlarında çektiği fotoğraflardan oluşan bir sergi açmış, onun kontenjanından
büyükelçilik rezidansını ikinci adresi haline getirmiş kişi ise, Tempo dergisine verdiği röportajda görüşlerini Genelkurmay'a rapor ettiğini açıklamıştı.
Şimdilerde ismi pek anılmayan o kişinin olağanüstü ilginç görüşleri vardı.
Aslında yukarıda yazdıklarımın bütününü ve hatta fazlasını o yıllarda sizlerle paylaşmıştım; bu sebeple link vermiyorum. Ancak Dani Rodrik'in, kayınpederi
Org. Çetin Doğan lehine kamuoyu oluşturmak için tanıklığını gündeme taşıdığı, Eric Edelman dönemiyle ilgili Org.
Hilmi Özkök'ün Hürriyet'ten Metehan Demir'e anlattıkları önemli. Bulun ve okuyun o tanıklığı...
Hürriyet'te çıkan haberin son bölümüne şu not düşülmüş: "Bazı güvenilir kaynaklar ise o dönemde ABD Büyükelçiliği'nde görevli J.K. isimli bir diplomatın, Büyükelçiliğe gelen bu mektubu daha sonra başkentte çeşitli noktalara ulaştırmada rol oynayabileceği iddiasında bulunuyor: "O günlerde ihbar mektupları sadece Amerikalılara değil, bazı büyük ülkelerin büyükelçiliklerine de gidiyordu. Özellikle Amerikalı diplomat J.K. bu konularla çok ilgili idi. J.K., Edelman'ın orijinalliğini
kontrol için elçilik personelinden istekte bulunması sonrasında tanıdığı kişilere bunu ulaştırmış, onlar da TSK'da bazı isimlere bunu taşımış olabilir."
J.K.'nin yanında gezdirdiği "Raporlarım Genelkurmay'a gidiyor" diyen kişi aracılığıyla...
Önceki yazımda "Edelman'ın sözünü ettiği
belge 2004 dolayımındaki bir
darbe hazırlığıyla ilgili değil, olsa olsa 28 Şubat'ta Amerikalılar'ın rolüyle ilgili İngilizce bir belge olabilir" tahminime, "Edelman'a gelen belgelerin hepsini biliyor mu?" tepkisini vermiş Dani Lodrik. Nereden bileceğim, ama Edelman'ın belgeleri bilerek karıştırdığından kuşku duyuyorum işte...
Okumaya hazırsanız, anlatacak başka Eric Edelman öykülerim de var.
YENİŞAFAK