Anayasa Mahkemesi dün hem herkesi saşırttı, hem de ülkeyi yeni bir gerginliğe atmayacak, daha doğrusu gerginliği artırmayacak çözümü buldu.
Aslında saşırmamalıydık.
Anayasa Mahkemesi (AYM) bunu daha önce de yapmıştı.
AK Parti aleyhine açılan
kapatma davasında da
mahkeme yine böyle bir orta yol
icat etmişti.
Tam Süleyman Demirel’in ‘Meşru zeminlerde çare tükenmez’ sözünü doğrulayacak şekilde AYM hukukun bütün imkânlarını kullanarak hem kimseyi küplere bindirmeyen, hem de kimseyi tam olarak tatmin etmeyen çözüme vardı.
Kriz durumlarında bazen en uygun çözüm kimseyi tatmin etmeyen, kimseye
zafer duygusunu tattırmayan çözümdür.
Mahkeme kararının şaşırtıcı olması, biraz zamanlamasından kaynaklandı. Mahkeme genel olarak salı ve perşembe günleri toplanıyor. Nedense bu alışkanlık bir zorunluluk olarak algılandığından, karar en
erken ihtimalle bugün için bekleniyordu. Dün
Meclis kulisinde vekiller muhabirleri ‘Siz gazetecisiniz, duymuşsunuzdur’ diye sorguluyordu.
Mahkeme ne yaptı?
Mahkeme Baskanı
Haşim Kılıç, üyeleri tam bir karartma başarısıyla medya ve siyasete sezdirmeden topladı ve kararını tam bir
sürpriz etkisiyle açıkladı.
Mahkeme dünkü kararıyla şunları yapmış oldu:
1-
CHP’nin değişiklikleri tümden iptal basvurusunu reddetti. Karar CHP’yi tatmin etmedi, ama başvuru yine de AK Parti’ye her istediğini yaptırmamış oldu.
2- AK Parti’nin ‘Görüşemezsin’ itirazını dikkate almadı. Mahkeme, sistemdeki
denetleme-dengeleme mekanizması boşluğunu ve buna izin vermeyeceğini hatırlattı.
3- Maddelerin görüşmelerine geçilmesi oylaması 7’ye 4 sonuçlandı ve bazı maddeler oybirliğiyle çıktığına göre,
Haşim Kılıç dahil, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün atadığı son üyeler dahil kimse ‘Görüşmem, ilkelerime aykırı’ demedi. Yani AYM hükümete bir anlamda ‘İşime karışma’ demiş oldu.
4- Mahkeme bu kararıyla Yüksek
Yargı kademelerini de bir ölçüde teskin etmiş oldu. AYM’ye hukuk kökenli olmayan üye almayı geri çevirmesi, siyasi yönlendirmeye açık ‘Herkes bir adaya oy kullanabilir’ kuralını reddetmesi nispi rahatlamaya zemin veriyor.
5- Mahkeme
raportörlerinin yetkileri varmış gibi hüküm belirtmelerinin yasal bir anlamı olmadığını bir kez daha göstermiş oldu. Mahkemenin bu raportör sistemini gözden geçirmesinde yarar var.
Erken
seçim olur mu?
Özetle Mahkeme hem nalına, hem mıhına vurarak, tıpkı kapatma davasında olduğu gibi bir üçüncü yol buldu.
Daha önce de tartıştığımız gibi, mahkeme CHP basvurusunu kabul edip değişiklikler için
referanduma gidilmesini geri çevirseydi,
Başbakan Tayyip Erdogan’ın erken seçim ilan etmesi yüksek ihtimaldi.
Aynı şekilde, AYM ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (
HSYK) üye seçimiyle ilgili maddelerde olduğu gibi iptal etseydi, yine erken seçim ihtimali vardı. Bu da nispeten yüksek bir ihtimaldi, çünkü Başbakan Erdoğan’ın bu iki kararı da sineye çekmesi zordu.
Şimdi
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in ağzından yine AYM kararını eleştirdi AK Parti. Ama yine Ergin, ‘Seçim yok, referandum var’ sözüyle ehveni şer çözumü içlerine sindirebileceklerini gosterdi.
Karar, tam AK Parti’nin istediği gibi çıkmasa da, Cumhurbaşkanı’na AYM’de sağlanan en geniş yetkiler mevcut dengeleri değiştirecek nitelikte.
CHP’den gelen sinyaller dün gece itibarıyla daha karışıktı.
CHP bu haliyle, AK Parti’nin doğrudan yönlendirmesini engelleyen bu karara rağmen referandumda karşı oy kullanabilir. Ama bu durumda referandumda çıkacak olumlu oyların tamamının AK Parti tarafından kendi hanesindeymiş gibi gösterilmesine meydan vermiş olurlar.
Dolayısıyla AYM kimseyi memnun etmeyen bir karar aldı, ama ülkedeki siyasi gerilimin daha tırmanmasında pay sahibi olmayı reddetti; yargıdaki tansiyonu da biraz olsun düşürdü.
Kararın siyasi sonuçları için asıl bugünkü tepkilere bakmak gerekecek.