Hafta sonu
Niğde’deydim... Yaşamına patates ve
elma üreterek devam eden
kentin olağanüstü tarihsel zenginliğine tek kelimeyle vuruldum. Moğol asıllı Sungur Bey tarafından yaptırılan cami ve türbeden tutun da...
... Gümüşler Kasabası’ndaki 8 ila 12. yüzyıllar arasında
kaya içlerine oyulan Gümüşler Manastırı’na kadar etkileyici bir tarihle iç içe bu kent.
Mağaradaki manastırda bulunan freskler arasında yer alan “Gülümseyen Meryem Ana” eğer doğruysa yeryüzünde emsalsizmiş.
Yani bir nevi Mona Lisa...
***
İnsanlığın Niğde’ye bıraktığı çarpıcı tarihsel
miras, organik çilek ve kirazlar, Niğde Tavası, Pazar sabahı kentten ayrılırken hüzünlenerek gördüğüm “
işçi pazarı”nı da buradaki “işsizliği” de yok edememiş.
Kent, sahip olduğu insanlık mirasının bilincinde olsa, iddia ediyorum ki bu konuda liste başı olan kentlerle yarışır ve işsizliği silip süpürmekle kalmaz, kentin bugünkü zenginliğini de defalarca katlar...
***
Kentteki atalet her şeye rağmen, Niğde için bindiğim
Kayseri uçağında okuduğum gazetelerde anlatılan Çin’deki çalışma şartlarına tabii ki tartışmasız biçimde yeğlenecek durumda...
Apple,
Nokia,
Dell ve
Sony gibi dünya markalarının mallarını
taşeron firma olarak Çin’in taşrasında 450 bin işçi çalıştırarak üreten
Foxconn şirketinde yılbaşından beri gündeme gelen işçi
intiharları, dünya medyasının gözünü ve kulağını bu firmaya çevirmesine neden oldu.
İntiharlar, 300 bin işçinin çalıştığı İPhone b
ölümünde meydana geldi. En genci on altı yaşındaki on bir işçi beş ay içinde çalıştıkları kattan atlayarak intihar etti.
Şirketin CEO’su
Terry Gou önceki gün fabrikaların kapısını dünya basınına açtı... Ne var ki son intihar olayı fabrikanın medyaya açıldığı günün akşamı meydana geldi...
CEO’nun alınan önlemlerle ilgili anlattıkları da anında değersizleşmiş oldu...
***
Çinli işçiler neden intihar ediyor?
Çünkü “
Tayvan usulü” çalışma biçimi insanı yaşamından bezdiriyor.
Bir yanda aşırı sert
milyarder bir patron, diğer yanda hata tanımayan, baskıcı, askeri bir
üretim düzeni...
Üstelik...
Bu
cehennemde insanlar günde 12 saat çalışıyor...
Ve asgari
ücret alıyorlar: Türk parasıyla ayda 180 lira...
Günde 12 saat çalışmak yetmezmiş gibi, geçinemedikleri için bir de
mesai yapıyorlar...
***
Türkiye’deki dokuz milyon
kayıt dışı çalışan...
Tuzla tersanesindeki 134. ölüm...
Zonguldak madenlerinde göçük ertesi hala gün ışığına çıkarılmayı bekleyen cansız
madenci bedenleri...
Büyük bir tarihsel zenginliği turizm eliyle servete çeviremeyen Niğde’deki işçi pazarı...
Çin’deki dünyanın gözü ve kulağını çevirdiği cehennem koşullarındaki çalışma mekânlarındaki ardı kesilmeyen intiharlar...
***
Yeryüzü
Sanayi Devrimi’ne geçerken de büyük acılar yaşamış, çok kabarık faturalar ödemişti...
Sanayi Sonrası Toplum’a geçerken benzer acıları şimdi de yaşıyor...
Emek değersizleşerek tarih sahnesinden adım adım geri çekiliyor...
Olan, emeğinden başka bir şeyi olmayan talihsiz yığınlara oluyor...
İşçiler tarih sahnesine gelirken de büyük acı yaşadılar, şimdi giderken de büyük acı yaşıyorlar...
Sistemin ve tarihin insafsızlığı devam ediyor.