2002’de bir
sandık ihtilali yaşadı
Türkiye.
Toplumsal merkez yeni
bir adres buldu, siyasi merkez yer değiştirdi.
Ama
o ihtilalin sonuçları, ‘ana akım’ medyada göstermedi bir türlü kendini.
‘Değişim ajanı’ sandığımız medya, statükonun gardiyanı olup çıkıverdi.
‘Cinema medya’, o gün bugündür parlak bir makinist bekliyor.
Gecikmeli de olsa, şimdi vizyon zamanı.
Son matineyi kaçırmayın...
***
‘Cinema medya’ ne midir?
Şöyle söyleyeyim;
Türkiye’nin değişim serüveni, Cinema Paradiso’yu hatırlatıyor bana.
Bir Sicilya köyünde, 2. Dünya Savaşı’nın hayata neler yaptığını anlatan film...
Her şey, o köy sinemasında
olup bitiyor.
Cepheden gelen haberler, celp duyuruları, şehit haberleri, hasılı bütün havadis orada alınıyor.
Akşam ayininde toplanır gibi matine içtimasına geliyorlar.
Kimsenin kaçırmak istemediği bir randevu bu.
Sessiz sayım veriyorlar; mevcutlar arasında görülmeyen ya
hasta, ya hayattan eksilmiştir...
Sevgiliden müjdeli haber beklercesine bekliyorlar, yeni çıkan bir filmin Alfredo’ya ulaşmasını.
Sinema salonunda yiyip içiyor, eğlenip oynaşıyor, hemhal oluyorlar.
Müthiş bir merkezileştirme
aracı, sinema.
Köylüyü, bir sinema cemaatine çeviriyor makinist Alfredo.
Merkezde sinema; hayat etrafında dönüyor onun.
Makinist dairesini ele geçirmek, köyde
darbe yapmak demek...
Bizde bir zamanlar
radyo
ve TV ne ise, o kadar hayatın merkezinde.
***
Babası, milli şef Duçe’nin savaşına gidip dönemeyenlerden biri,
küçük Salvatore.
Alfredo’yla ahbaplık kuruyor.
Ve, İtalya’yla birlikte sinemanın da 30 yılı akıp geçiyor o film şeridinden.
Afişler peş peşe dizilmiş, karşınızda geçit resmine çıkıyor adeta.
Sinema tarihi akarken, sosyal değişimi de adım adım izliyorsunuz
o perdede.
Bir kere yapıldı, bir daha çekilemeyecek şaheserlerden biridir o film.
Çünkü zaman hızlandı, çünkü
toplumlar internet üzerinden bin parçaya bölündü.
Tekrar bir araya toplamak ne mümkün!
Tek merkezden, tek mikrofondan, tek ekrandan hükmetmek bir daha ne mümkün!
TV-radyo istasyonu ele geçirerek darbe yapmanın mevsimi geçti.
Otoriter cemaatleşmeye, merkezi hiyerarşinin tesisine
hizmet etmiyor artık
iletişim teknolojisi.
Yeni teknoloji farklılaştırıyor, bireyselleştiriyor.
Merkezi müdahale devri sona
erdi yani.
***
‘Cinema medya’, işte bu değişimin çekilmemiş filmidir.
Medyayı ele geçiren, hayatı
kontrol edemez bundan sonra.
Çünkü, toplumu ve siyaseti düzenleyen
bir merkez olmaktan çıktı medya.
CHP’ye yapılan operasyonun altındaki gerçek de budur.
Cinema Paradiso’nun mesajını aldılar.
Direngen aktörler,
yeni çağı nihayet idrak etmeye başladı.
CHP’ye oynamaları, sandıkta hesaplaşmaktan başka çarelerinin kalmadığına işaret...
Küreselleşme çağındaki hiçbir online toplum, medya üzerinden teslim alınamaz.
O devirler mazide kaldı.
Eski alışkanlıkları depreşenler kavrayamasa da öyle!
***
Henüz bu değişimi yansıtmıyor ‘Cinema medya’.
Ama bir gün geriye döndüğünüzde,
gazete manşetleri film afişlerinden farksız görünecek.
Bakacaksınız ki, her biri Alfredo’nun tarihe tanıklık eden afişlerine dönüşmüş...
Türkiye’nin nereden nereye geldiğini anlatmaya başlamışlar size.
Değişimin serencamını medya sinemasında izlemek üzere...
‘Cinema medya’, çok yakında!