'Sakin Güç' olarak tanımlanan,
CHP'nin çiçeği burnunda lideri
Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasıyla aslında iyi bir polemikçi olduğunu da ortaya koydu.
Özellikle de 'Recep Bey açılımı'yla hızlı bir giriş yaptı.
Başbakan'dan bahsederken müstehzi bir ifadeyle 'Recep Bey' demesi CHP'lileri coşturdu ama AK Parti'yi de kızdırdı.
Recep, başbakanın ön ismi olduğu için 'ne var bunda' denebilir. Fakat Kılıçdaroğlu'nun üslubu ve konuşmanın geneline hakim olan hava farklı anlamaya müsait. Hatta
kavga çıkarmaya da...
Görünen o ki Kılıçdaroğlu, başbakanı zayıf noktasından yakalayıp, onunla şahsı üzerinden polemiğe girmek istiyor. Nitekim dün Zonguldak'tan da benzeri sortiler yaptı.
Fakat başbakana alaycı bir üslupla, ön adıyla hitap etmek yakışık almadı. En azından Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar çizdiği üsluba tezat.
Peki nereden çıktı bu 'Recep Bey?' Çünkü siyasette bugüne kadar görülmemiş bir durum.
Fakat bir yandan da ilk değil.
Şöyle ki;
Ergenekon iddianamelerini okuyanlar bu üslubu aslında tanıyor. Lideri cezaevinde olan radikal bir siyasi parti zaman zaman başbakandan bahsederken 'Recep' ya da 'RTE' diyordu.
Aynı şekilde, bazı
emekli paşaların da başbakandan bahsederken 'Recep' dedikleri kayıtlarda mevcut.
Mesela
Balbay Günlükleri'nde bu açık seçik gözüküyor. Kendi aralarında konuşan dönemin kudretli paşaları başbakandan bahsederken 'Bu Recep...' diyorlar.
Balbay'ın 23
Nisan 2003 tarihli notlarında; 28 Şubat'ın mimarlarından, dönemin
Genelkurmay Adli Müşaviri
Tümgeneral Erdal Şenel'e ait şu cümleler not edilmiş;
"
Karadayı bizi uyuttu. Az sonra dedi, hemen dedi.
Hükümet devrilsin ondan sonra dedi. Artık gelip 10-15 yıl gitmeden işleri halletmek gerekiyor.
Bugün durum çok kötü. Çok. Bir numara teslim olmuş durumda. Bunun lamı cimi yok. Onunla Recep arasında hat var."
Şenel'in söylediği Recep, Başbakan Erdoğan. Arasında hat var denilen kişi de dönemin
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök.
Kılıçdaroğlu, 'Recep Bey' hitabını nereden buldu, bu polemiğe nasıl karar verdi bilinmez. Duyumlar çalışılmış bir strateji olduğu yönünde.
Recep Bey polemiği aslında siyasetin ısınacağının da göstergesi. Çünkü CHP'deki lider değişimi tabanı hareketlendirdi.
Kılıçdaroğlu'nun 'halkçı söylemi' etkili olacaktır. Aş, iş, geçim konuları dünyanın her yerinde
taraftar bulur.
CHP'de yeni
yönetim hafta sonu şekillenecek. MYK oluştuktan sonra
iktidar ve muhalefet arasında sert atışmalar görmek mümkün.
Fakat şimdiden not edilmesi gereken bir durum da var. Kaset komplosu ile bir anda sahanın dışına itilen Deniz
Baykal önceki gün adeta 'yıkılmadım, ayaktayım' mesajı verdi.
Sürpriz bir şekilde iki televizyon kanalına birden çıktı ve 'siyasetten çekilmiyorum, hep buradayım' dedi.
Bu çıkışı 'CHP'de oyun kurarken beni
ihmal edemezsiniz' şeklinde okumak da mümkün. Zaten, Baykal gibi 40 yıllık kurt bir siyasetçinin bir anda kenara çekilmesini beklememek lazım.
CHP'nin devrik lideri eğer
kaset komplosunu deşifre edebilir, hele de bu çevrelerin 'CHP içinden uzantılarını' bulursa CHP'de tüm taşlar yerinden oynar. Bu ihtimali yabana atmamak lazım.