Keşke Deniz
Baykal'ın
kaseti ile ilgili o basın toplantısını yapıp "Görüntülerdeki Baykal ve
Nesrin Baytok değil, kaset tamamıyla montaj" demeselerdi.
Çok
komik oldular çünkü.
Ulusal Kriminal Bürosu denilen
büro ilgililerinin açıklamaları ile Baykal'ın kasetinin gerçek olduğu adeta ispatlanmış oldu.
Kasetin gerçekliğinden baştan beri kimse şüphe etmiyordu zaten.
En başta
Deniz Baykal ki "kaset sebebiyle"
istifa etti!
Eğer kaset gerçek olmasa, ortada Baykal'a yönelik sadece bir montaj,
komplo olsa Baykal istifa eder, yıllardır gözü gibi koruduğu koltuğunu terk eder miydi?
Etmezdi!
Deniz Baykal istifa konuşmasında "görüntülerin iki haftalık olduğunu" söyleyerek gerçekliği konusunu kabul ettiğini işaret etmişti.
Kaldı ki, Deniz Baykal eğer istifa etmezse kasetin ikinci ve alengirli bölümünün yayına verileceği, yani
şantajın süreceği de ifade ediliyordu.
Siyaseti dizayn edenlerin şöyle bir kuralı vardır:
İndiremeyeceğiniz kişiyi yükseltmezsiniz!
Dolayısıyla derin çalışanlar, üzerinde
operasyon yapmaları gerekecek kişiler hakkında böylesi şantaj çalışmalarını önceden mutlaka yaparlar.
Kendilerine göre de zamanı gelince ortaya çıkarır ve muhatabı alaşağı ederler, Deniz Baykal örneğinde olduğu gibi.
Şimdi...
CHP'de yaşanan "yeni tanzim" olayının kendiliğinden yaşanan bir olay olmadığı çok açık.
Ve Baykal'ı
tasfiye edenler CHP'den çok uzakta değiller!
Yani
Kemal Kılıçdaroğlu siyasetin
doğal seyri içinde parti genel başkanlığına gelmiş biri olmayacak.
Kılıçdaroğlu önceki genel başkanı komplo ile indirenlerin Baykal yerine seçtikleri adamdır!
Kılıçdaroğlu'nun sırtındaki damga budur!
Dolayısıyla Kılıçdaroğlu'ndan CHP politikalarında
demokratikleşme, "devlet" yerine "
halk"ı koyma gibi bir çabanın beklenmesi çok iyimser bir yaklaşım olur.
Kılıçdaroğlu'nu getirenlerin ondan beklediği, Baykal'dan "daha sert ve haşin" olması, ülkedeki gerginliği artırma yeteneğini göstermesidirl
Baykal'a yaptıramadıklarını Kılıçdaroğlu'na yaptırmak isteyeceklerdir.
Kılıçdaroğlu, Baykal'ı indiren ve kendisini onun koltuğuna oturtanların adamı olup olmama konusunda ciddi ikilem yaşayacaktır.
Baykal'ı indirip Kılıçdaroğlu'nu bindirenlerin CHP'nin çok da uzağında olmadıkları meydanda.
Kılıçdaroğlu'nu bindirenler, Baykal'ı indirenlerdir.
Değilse Kılıçdaroğlu'na da müdahale ederlerdi!
Öyle ya da değil.
Kılıçdaroğlu bu kongreye Baykal'a komplo kuranların, Baykal'ı indirenlerin adamı olarak giriyor.
Koltuğa oturduğunda sırtında bu damga olacak.
Kılıçdaroğlu ilk büyük imtihanı da
Anayasa referandumunda verecek. 12
Eylül Anayasası'nı mı savunacak yoksa değişimi mi?
İşte biz o zaman anlayacağız Kılıçdaroğlu'nun fendini...
Bakalım Kılıçdaroğlu Türkiye'de solun en büyük talihsizliği olan Ulusalcı ve Devletçi Kemalizmi
savunma zorunluluğunu nasıl aşacak ya da bu konuyu nasıl bastırıp kapatacak?..
Gerçekten bu anlamda başarılı olmasını istiyorum.
Çünkü bu gerçekleştiğinde artık Türkiye'de
iktidar alternatifi olarak ortaya bir parti daha çıkacak ve alternatifsizlik sebebiyle darbelerin yolu da kapanacak.
Dersim'de 100 bine yakın masum insanı katleden CHP'nin başına bugünden itibaren bir Dersimli geçecek!
Bu MHP'nin başına bir Kürt'ün geçmesi gibi bir şey.
Valla her şey olabilir!
Hadi hayırlısı...