Hey gidi gençlik!


Şaka gibiydi hakikaten. Hoş, kendisinin bana “şaka gibi” gelmeyen yazısı pek olmadı ya bugüne dek! Ciddiyetle yazılmış fikirlere gülmeyi bir tür saygısızlık saydığım, böyle durumlarda gülünce içten içe utandığım için belki de, epeydir okumuyordum yazılarını. Ama önceki gün, bizim yazıişlerinden bir arkadaşım, “oku” dedi, “şaka gibi bir yazı...” Okudum. Son genel seçimlerde AKP’ye yüzde 47 oranında oy veren seçmeni, yani halkı, aklınca aşağılamak için, kendisini büsbütün küçülttüğünü herhalde hiç kavramaksızın, “bidon kafalılar”dan, “göbeğini kaşıyan adam”lardan dem vurabilmiş olan o komik yazar, şimdi kasetçi-gazeteci işbirliğiyle CHP’nin başına geçirilmeye hazırlanan Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Sevimli... Sempatik... İlginç... Şehre gelmiş inşaat işi arayan Haymana köylülerine benziyor...” diye övüyordu. Kılıçdaroğlu’na bakınca, “torbasından domates-ekmek çıkartıp yiyecekmiş gibi geliyor”muş insana, ama azık yerine “yolsuzluk-hırsızlık dosyaları çıkartıyor”muş. Baktım, bu satırlar yine güldürecek beni, güldürdükçe utandıracak... Tam elimden bırakacaktım ki tutamadım kendimi, kahkahayı basıp kulaklarıma kadar kızardım. Vallahi, aynen şöyle yazıyordu: “Seçime giderken; yepyeni bir CHP... Toplumun benimsediği, güven duyduğu bir genç lider...” Bir yazarın, okurlarının zekâsını bu kadar aşağılaması, onları hakikaten “bidon kafalı” sayması ne utanç verici bir durum Allahım. Yine de güldüm... Güldüm. Hayır, ideolojisini, programını, temel politikalarını ve kadrolarını değiştirmeyen, sadece “değiştirilmesi teklif bile edilemez” olduğu cümle âleme belletilmiş liderini, o da bir kaset komplosu sonucu mecburen değiştirme noktasına gelen CHP’nin, akşamdan sabaha nasıl olup “yepyeni” bir partiye dönüştüğü sorusunun havada asılı kalması değildi beni güldüren. Demagojinin kofluğunu pek komik bulmam. Ama “genç lider” lafına çok kikirdedim doğrusu. Sonra, “öyle ya, her şey izafi” diye teskin etmeye çalıştım kendimi. 62 yaşındaki bir siyasetçi “gençliği” ile, 65 yaşındaki bir köşe yazarını cezbedebiliyor demek ki! Düşünün, CHP gibi bir partinin başına Kılıçdaroğlu gibi “genç” bir lider geçecek. Tamam, her şey izafi de... Neye göre? Kılıçdaroğlu, sadece 65 yaş ve üstünün değil, tüm Türkiye’nin teveccühüne aday bir lider olmayacak mı? Bu toplumun Kılıçdaroğlu’yu “genç” bulması mümkün mü acaba? Sahi, bu toplumun yaş ortalaması 26,5 değil mi? Türkiye nüfusunun yüzde 90’ından fazlası 62 yaşının altında, yani Kılıçdaroğlu’dan genç değil mi? Bu sorularla büsbütün utanınca, “acaba komik yazar, Kılıçdaroğlu’ya ‘genç’ derken toplumun genelini değil de, sadece siyaseti mi baz aldı” diye düşündüm ben de. Nitekim Deniz Baykal, Allah uzun ömür versin, 72 yaşında bugün, yani zoraki halefinden on yaş büyük. Vay, ne gençleşme! Milletvekilliğine ilk kez 54 yaşında seçilen Kemal Bey, ilk kez milletvekili olduğunda 35 yaşında olan Deniz Bey’in yanında dünkü çocuk... Kabul ama siyaset deyince, CHP dışına da şöyle bir bakmaz mı insan? Bakmaz olaydım... Baktıkça daha beter kikirdedim, kikirdedikçe daha beter utandım. Başbakan Erdoğan mesela... Malum, sekiz yıldır başbakan ve henüz 56’sında; “genç lider” Kemal Bey’den altı yaş küçük velhasıl. Cumhurbaşkanı Gül derseniz, Recep Bey’in “Abdullah ağabeyi” olur kendisi, zira 60’ıncı yaşını 29 ekimde kutlayacak; ilk kez 41 yaşında milletvekili seçilmiş, 52’sinde başbakanlık yapmıştı, şimdi Çankaya’da ve “genç lider” Kemal Bey’den iki yaş küçük. Ya dünya? Ah, bari şu dünya olmasa... Amerika Başkanı Obama, 49 yaşında mesela. Britanya’nın yeni Başbakanı Cameron 44’ünde...Başbakan Yardımcısı Clegg sadece 43. Seçimleri kaybedince genel başkanlığı bırakma basiretini gösteren İşçi Partisi eski lideri ve eski Başbakan Brown bayağı yaşlı kalıyor yanlarında, zira 59’a bastı. Brown’ın yerine, parti liderliğinin en güçlü adayı olan Miliband, bu yaz 45’ine girecek; Britanya Dışişleri Bakanı olduğunda ise 41’indeydi. İspanya Başbakanı Zapatero var sonra, 50 yaşında; Rusya Devlet Başkanı Medvedev ise sadece 45... yani bizim “genç lider” Kemal Bey’den on yedi yıl sonra doğmuş! İlahi komik yazar... Beni çok güldürdü; Allah da onu güldürsün. Öte yandan, komik yazar ve benzerleri tarafından “genç lider” diye etiketlenerek “komik” duruma düşürülmesi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun suçu değil, tabii... Kendisine geçmiş olsun diyorum; hayırlı bir kurultay dileğiyle, geçmiş Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER