Kılıçdaroğlu koalisyonu


"Lider her şeydir" diyenlerdenseniz, Kılıçdaroğlu'nun liderliğinin CHP'de her şeyi değiştirebileceğini düşünebilirsiniz. Ama, bizzat Kılıçdaroğlu gibi "Lider değil kadro" diyenlerdenseniz, Kılıçdaroğlu'nun nasıl bir koalisyonun içinden çıktığını görmek zorundasınız. -Kılıçdaroğlu evet, Gürsel Tekin'le birlikte yürüdü ama Baykal'a altın vuruşu Önder Sav gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu operasyonunda aslan payının Önder Sav'a ait olduğu gün gibi aşikâr. Önder Sav'ın da kadim dostu (!) Baykal'ın ipini çekerek operasyonu başlattığı aşikâr. Bunu "demokratik mücadele" diyerek içe sindirmek, Baykal kasetini içe sindirmeye benziyor ki, bunu CHP'li il başkanları bile beceremedi ve sonunda kusmak zorunda kaldı. Önder Sav, Kılıçdaroğlu koalisyonunda kilit isim. "Yeni" CHP'nin beyin takımının ilk üyesi. Nasıl, Önder Sav ile parti yenilenir mi? "Baykalcı" kalan MYK üyelerinin "Eskimiş, pörsümüş, dünyayı anlamaktan uzak, bütün siyasi ikballerini Baykal'a bağlamış bir ekip" olduğunu anladık. Peki Önder Sav, bir iki günlük vücut çalımı ile başka bir kişiye oynayınca, bütün değişimin motoru haline gelme payesine erişmeli mi idi? Eğer "vefa"dan söz edilecekse, kaybedene oynayan MYK'lılar daha vefalı gibi durmuyor mu? Vefasızdan vefa üretmek, Kılıçdaroğlu için ne ölçüde "erdemli ve sağlıklı" bir tavır olmaktadır? -Kılıçdaroğlu'nu omuzlara taşıyan başka "kadim CHP'liler" de var. Kemal Anadol, Hakkı Süha Okay ve diğerleri. Onlar aslan payı istemeseler bile, tilki payı isteyecekler. Onlar ki, düne kadar Baykalizmin müritleri idiler. Birdenbire "Kurtarıcımız Kılıçdaroğlu" diye haykırmaya başladılar. Baykal, istifasını açıklarken gözlerinden yaşlar fışkırmış mıydı göremedim ama şimdi omuzlara Kılıçdaroğlu'nu alırken yüzlerindeki beşaşeti herkes görüyor. Yaptıklarını, çok samimi bir memleketseverlik örneği olarak görüyor musunuz? Nasıl, sizce bu kadim kadrolarla CHP yenilenir mi? -Ya şu il başkanları? Hiçbirine nazar değmesin. Birdenbire "Kral öldü, yaşasın kral" havasına giriverdiler. Ellerinde küreklerle, Baykal'ın gömü merasimine aşkla şevkle iştirak etmekte beis görmediler. "Sakın dönme" çağrısı yaptılar. Bu cümlenin bir ilerisinde "Sakın dönme seni savunacak gücümüz yok" ifadelerinin bulunduğu kesin. Sorarım: Baykal gerçekten dönecek olsaydı, bu biraderler böylesine aslan kesilirler miydi? İnsan diyor, "Bunlar ya Baykal'a karşı samimiyetsiz idiler ya Kılıçdaroğlu'nu idare ediyorlar." Şimdi Kılıçdaroğlu, eski başkanlarını gömen bu anlı şanlı il başkanları ile birlikte yürüyecek. Taa ki, kendi gömü merasimine sıra gelinceye kadar. Ben, koskoca İsmet İnönü'nün, Ecevit'e selam duran kurultay salonunda çaresiz kaldığı günleri onun adına içim ezilerek hatırlıyorum. -CHP tabanı, Kılıçdaroğlu'na selam durmuş gözüküyor. Adil Gür'ün kamuoyu yoklamasına göre CHP tabanı "Aman Baykal gelmesin" havasında imiş... Yüzde 70.4. İyi mi? Bu, 18 yıldan bu yana, Baykal'ın kendi elleriyle inşa ettiği CHP. Meğer herkes Baykal'ın gidişine hazırlanmaktaymış, bunu nasıl hissetmez Baykal, anlamak mümkün değil. Sadece bir cenaze levazımatçısı gerekiyormuş o kadar. CHP tabanı deyip geçmemek lazım. O tabanda, Mersin'de çarşaf çiğneyenler var, İzmir'de Cumhuriyet mitingine katılanlar var... O CHP tabanı özel bir taban. Özel duyarlılıkları olan bir taban ve asıl o taban, CHP'deki açılımların önünü keserek geliyor. Necla Arat çizgisine bakın, o tabanın bir kesiminin durduğu yeri anlarsınız. Nasıl, Necla Arat çizgisi, Kılıçdaroğlu'nun "halkla bütünleşme" hedefine uyum gösterir mi? Unutmayalım, Necla Arat da Kılıçdaroğlu'cu... Acaba Nur Serter nerede duruyor? Acaba bir kısım CHP'linin Baykal'ın üstünü çizmesinde, istifa sırasında söylediği "Pensilvanya notu"nun etkisi var mı? Merak ederim Kılıçdaroğlu, Pensilvanya konusunda Baykal'ın dediklerine katılıyor mu? -Medya var koalisyonun bir yerinde tabiii. CHP'de olan bitenle çok yakından ilgili bir medya. Türkiye'de CHP'ye özel misyon yükleyen ve bu misyonu "AK Parti karşıtlığı"na, onu da "Cumhuriyeti koruma kollama" misyonuna eklemleyen bir medya... Patronlar olmasa bile, köşeler ve yazı işleri kadroları... "Biri gelsin, kurulu düzenin CHP damarını işletmeyen AK Parti'yi yensin!" Beklenti bu. İster İnönü gibi tarih karizması ile ister Ecevit gibi karaoğlanlıkla, ister Baykal gibi cerbeze ile ve isterse "Gandi" rolünü oynayarak.... Size göre bu medya, mesela "Bir sol lider çıksın işsizliği sona erdirsin, gelir dağılımını daha adil hale getirsin vs..." gibi sosyal projeler peşinde bir CHP lideri mi arıyor yoksa AK Parti'yi bir an önce devlet içinden kovacak bir siyasetçiyi mi? Kılıçdaroğlu, medyanın "Gandi Kemal" satışına malzeme vermeyi çok sevmiş görünüyor. Amma velakin "Gandi Kemal" hangisi olacak? Yarın "AKP'yi yıktın, artık sana ihtiyacımız yok, sosyal projelerin senin olsun. Tepe tepe kullan!" demesinler... -Ben yarın, derin CHP'lilik ruhuyla TÜSİAD'çıların bile Kılıçdaroğlu'na destek seremonisine katılacağını tahmin ediyorum ve gelir dağılımcıları adına hüzünlü bir tebessüme gömülüyorum.
<< Önceki Haber Kılıçdaroğlu koalisyonu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER