Yeni CHP?!


KEMAL Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve seçilmesi kesinleşti, CHP’nin oyları da bu ilk rüzgârla yüzde 32’ye çıkmış gözüküyor. Böyle mi devam eder, azalır mı artar mı? Bunu Kılıçdaroğlu’nun yeni ekibine, izleyeceği politikaya göre zaman gösterecek. Ama herhalde ‘eski CHP’den daha güçlü bir CHP çıkacak sandıktan. Her yenilik yeni bir umuttur çünkü. Kılıçdaroğlu’nun ilk açıklamalarını hayli umut verici buluyorum, “Katı devlet Türkiye’nin önünü tıkar” diyor: “Tam tersine, üreten sanayicinin önünü açmamız lazım... Bürokrasiye boğulan bir yönetim anlayışı sadece Türkiye’de değil dünyanın hiçbir tarafında başarılı olamaz...” CHP’nin tarihsel bürokratik devletçilik anlayışını tarihte bırakan bu sözler yükselen girişimci orta sınıfların beklentilerine de uygun. Belediye seçimleri sırasında kendisiyle CNN Türk’te yaptığım mülakatta Kılıçdaroğlu CHP ile geniş halk kitlelerinin arasında “kültürel duvarlar” olduğunu, bunu aşmaya çalıştıklarını söylemişti. Bu, ekonomik faktörden daha önemlidir. CHP’nin bildik yasakçı ve şüpheci dili yerine daha özgürlükçü bir dil ve davranış gerektirir. Yenilenmek ne demek? Kılıçdaroğlu İstanbul Belediye seçimlerinde de partisinin oyunu bir önceki seçime göre 8 puan artırmıştı. Araştırmacı Adil Gür’e göre şu anda Kılıçdaroğlu ile CHP’nin muhtemel oy oranı yüzde 32... Her yeni, taze bir umuttur elbette. Ecevit de 1970’lerde ikinci Atatürk gibi görülmüştü! Kırk yıl geçti, siyasi kültürümüz 1970’lerdeki kadar ‘naif’ değil, o kadar uçmuyoruz; yüzde 32 oranı CHP için mümkün bir rakamdır. Gerçek bir yenilenmeyle, yeni ekiple, yeni dille, yeni slogan ve yeni kavramlarla daha da yukarıya çıkabilir. Ama eskisinin aynısı isimler, “Kurultay Bildirisi” diye eskisinin aynısı sözleri yazacaklarsa... “Kültürel duvarlar”ı aşmanın, girişimciliği desteklemenin işaretleri verilmeyecekse... Gerçek bir sosyal demokrat partinin duyarlıkları seslendirilmeyecekse... Bugünkü taze rüzgâr zamanla hafifleyebilir. İstikrarlı demokrasi Türkiye kültürel, coğrafi ve siyasi değerler bakımdan temel mutabakatlarını yeterince sağlayamamış, ufak partilere bölünmeye yatkın bir toplumdur! Onun için doksan yıllık cumhuriyet tarihimizde, sandıktan çıkmış bir partili istikrar dönemleri otuz yıldan ibarettir! Ülkenin istikrarlı ve yöneten bir demokrasiye kavuşması için, ufak birimleri büyük çatılar altında toplayan sağ ve sol iki büyük kitle partisine ihtiyaç vardır. Sağ zaman zaman bunu başarıyor: DP, AP, ANAP ve AKP... Öbür taraf ise topal!.. Bunun yarattığı sakıncaları anlatmaya gerek var mı? CHP, bugüne kadar barışık olmadığı, oy alamadığı geniş kültürel ve siyasi kesimlere ‘açılım’ yapmazsa, eski politikalarını aynen sürdürürse, sadece lider değişikliği, güçlü bir sosyal demokrat alternatif yaratmaya yeter mi?! Dünyada verimli işleyen tek kanatlı demokrasi var mı?! Bu soruları tabii öncelikle Sayın Kılıçdaroğlu’na yöneltiyorum, çünkü bu büyük sorumluluğu o üstlendi.

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER