Ne diye bir tarafınızı yırtıyorsunuz? Kılıçdaroğlu seçimi kazanamaz ki!
Hafta sonu bozkırın ortasında kopacak olan
küçük insanlar kavgasını kastetmiyorum, genel seçimi kazanamaz.
Baykal'a atılan aşağılık kazığı hiç utanmadan pek güzel kullandınız ama iş orada bitmiyor.
İçinizde en azgın, en
saldırgan, en yüreği kararmış amigo bile "kazanır" diyemiyor zaten, beklentinizin üst çıtası en fazla yüzde 30...
Bu oyla da hükümet kurmak mümkün değil.
İstanbul belediye seçimlerinde yenildiğinde onu kazanmış gibi pazarlamak daha kolaydı, bu sefer işiniz zor. Gerçi sizde yüz surat
mahkeme duvarıdır ama "oyları yükseltti ya" deyip sıyrılmak size hiçbir yarar sağlamaz. "Belediye seçimlerini genel seçimde ölçü almamak gerektiği" gibi her
siyaset bilimi öğrencisinin okul sıralarında öğrendiği temel gerçek sizi etkilemez ama sonuç da değişmez.
Bu yarışta "oynayabildiğiniz" en umut verici küheylan, bir
CHP-MHP
koalisyonu... (Sarıgül'ü iyot gibi ne çabuk terkettiniz yahu? Size güvenmenin cezasını çekiyor adam...)
Aranızda sıkı solcu geçinen bazı serseriler MHP ile koalisyon yapmaktan utanmayacaklarsa, size birşeycikler demem.
Fakat merak ederim: Kılıçdaroğlu partinize genel başkan olursa, seçime kadar acaba "ne gibi solculuklar" edecektir?
Ev kadınlarına yüzer lira dağıtmak gibi dahiyane projeleri vardı...
Partinizin oy oranının yüzde 20'den yüzde 30'a "gayrımemnun AKP seçmeni" sayesinde çıkmasını bekliyorsunuz... Böyle bir kitle olduğunu bol keseden varsayarak tabii... Sizin Kılıçdaroğlu bunların önüne ne gibi bir sosyal havuç asabilecektir?
Dış politikayı mı tersine çevirecektir?
İran gene düşman mı edilecek,
Rusya ile Suriye'ye vize mi konulacak, Atina'da Tike ile Güllüoğlu'ndan sonra İskender kebapçısı, Mado dondurmacısı ve
Simit Sarayı açılması mı engellenecektir?
Peki, "üçüncü sayfa ağızları" yapmayalım, akademik soralım: Emekli memur Kılıçdaroğlu bürokrasinin partisini halkın partisi yapabilecek midir? CHP'nin değişmesi mümkün müdür?
En fazla Ecevit'in "çakma solculuğu" kadar...
Çünkü "MHP ile koalisyon" umudu, hiçbirinizin solla molla ilgisi olmadığını
kabak gibi gösteriyor. Ne sizin, ne de parti kodamanlarınızın.
Sizin derdiniz başka. Onu da biz biliyoruz.
Fenlenmiş amigolar... Zafer'e de, Aydın Bey'e de benden
selam söyleyin, yıllardır bekledikleri "inşaat izinleri" hiç de çantada
keklik değil.
Şimdiden yazalım da, sonra gene "morarma" durumları ortaya çıkmasın, bu iş Fenerbahçe'nin şampiyonluğuna dönmesin. Ama siz alıştınız artık "acıların çocuğu" olmaya...