CHP lideri
Baykal'ın uygunsuz görüntüleri Ankara'yı
esir aldı.
Neredeyse başkentte konuşulan tek
gündem kaset skandalı.
Öyle ki önceki
akşam Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Gül'ün
Medvedev onuruna verdiği yemekte bile -en azından benim masamda- gündem Baykal'ın görüntüleri ve aktif siyasete dönüp dönmeyeceğiydi.
Baykal
döner mi? Şu anda temel soru bu.
Baykal, skandal patladıktan sonra önce düşündü, taşındı, uzun
telefon görüşmeleri yaptı ve 'ileri zıplamak için bir adım geri çekildi.' Yani istifası taktiksel bir hareket.
Kabul edelim; Baykal siyasetin teorisini de pratiğini de iyi biliyor. Hem partisini arkasında topladı hem '
mağdur' rolüne soyundu. hem de 'tek düşman hükümet' dedi. Yüz kızartıcı bir skandaldan kahraman olarak çıkmayı umuyor.
Hükümet cephesi ise ithamı üzerine bile almıyor. Çünkü Baykal'ı siyasetten diskalifiye etmek hiçbir işine yaramaz.
Açıkçası Baykal'ın Başbakan'ı hedefe koymasının mantıklı izahı yok.
Peki Baykal-
Baytok ilişkisini kim görüntüledi ve internete yükledi? Açıkçası
komplo teorileri havada uçuşuyor. Yabancı istihbarat örgütlerine kadar her şey söylendi.
İlk bakışta mantıksız da değil. Sonuçta amaç bu olmasa bile bir kaset, sandığın yapamadığını yaptı ve siyaseti yeniden şekillendiriyor.
Fakat biz yine de ihtiyat payını bırakılım. Çünkü CHP geleneğinde bu tip skandallar ilk kez olmuyor.
Halen partinin en güçlü adamı olan
Önder Sav'ın dinlendiği ile ilgili olayda Baykal "Bu bir Watergate'dir" demiş ve hükümeti suçlamıştı.
Hatta şu anda
bilişim uzmanı sıfatıyla Baykal'ın bile inkar etmediği görüntüleri çürütmeye çalışan Tacidar
Seyhan da o zamanlarda olayı ileri teknoloji ürünü araçlara bağlamıştı!
Sonra gördük ki yaş itibarıyla teknolojiyle arası pek olmayan
Önder Sav telefonu açık unuttuğu için konuşmalarını başkaları duymuştu.
Ayrıca unutmayalım
İSKİ skandalı da bir
aile içi kavgadan çıkmıştı.
Yani CHP'de yaşanan skandalı 'siyaseti yeniden dizayn etmek isteyen uluslararası güçler'e bağlamak çok gerçekçi olmayabilir. Biz yine de bu hadisede 'hırsızın içeride olabileceği' tezini yabana atmayalım.
Peki görüntüleri çeken, yayan bulunabilecek mi? Dünkü havaya göre zor. Çünkü Baykal savcının talep ettiği bilgileri vermedi. Yani adresi paylaşmadı.
Fakat kulislere düşen ve somutlaşan bilgiler de yok değil. Mesela Baykal'ın görüntüleri iddia edildiği gibi İstanbul'da değil Ankara'da çekildi.
Adres ise Terasevler Sitesi. Rivayet o ki; Baykal-Baytok çifti uzunca bir zamandır burayı kullanıyor.
Site, dışarıdan serbest girip çıkmaya uygun değil. Ama iddia edildiği gibi de dairelere
parmak iziyle girilmiyor. Fakat kapısı
kale gibi.
Yani o eve ancak, Baykal-Baytok çiftinin oraya ne aralıklarla geldiğini bilen birileri
kamera yerleştirebilir. Kapının zorlanmadığı da ayrı bir boyut. Yani kim girmişse kapıyı anahtarla açmış.
Kolaylıkla anlaşılabileceği gibi iki ayrı kamera var. Birisi salonda diğeri
yatak odasında. İşin uzmanları bu tip kameraların elektrik prizlerine yerleştirilmiş olma ihtimalini önemsiyor. Kameraların sadece verici olduğunu da unutmamak lazım. Dolayısıyla o görüntüleri kaydeden cihaz evin dışına kurulmuş.
Teknik ama önemli bir ayrıntı da şu: Bu tip cihazlara ulaşmak kolay. Yani her yerde satılıyor. Seri numarası vs. ayırt edici bilgiler ise kolaylıkla kazınabiliyor. Burada da öyle olmuş. Bu açıdan kamerayı bulmak faili bulmayı sağlamayabilir.
Bu noktada unutulmaması gereken bir başka
teknik veri de şu: Kamera aynı zamanda ses dosyası da aktarıyor. Yani salonda ve görüntülerin çekildiği odadaki her şey hem sesli hem görüntülü olarak aktarılmıştır.
Evin tutulduğu dönemin de çok yakın tarih olmadığı düşünülürse kim kaydetmişse elinde '
seri' kayıtların olduğunu tahmin etmek zor değil.
İşin siyasi boyutuna gelirsek. CHP'nin kaynadığı doğru. Sav ve Kılıçdaroğlu ekibinin çekiştiği aşikâr.
Hatta Sav ile Baykal'ın da arası açılıyor. Ama partiye tümüyle hakim olan Baykal, CHP'yi kimseye bırakmaz. Tüm delegeleri kendisi seçtiği için 'gitmediği kurultaydan yeniden genel başkan olarak' dönebilir.
'Delege baskısı' der, 'partim istiyor' der ve 'geri döner.' Ama peşinen söyleyelim hem Baykal hem de CHP çok yıpranacak.
Fakat Baykal kendine çok güveniyor ve bir süre sonra skandalı unutturabileceğine inanıyor.
Tabi dönerken de parti içindeki 'cılız ayrık otlarını' -Kılıçdaroğlu,
Gürsel Tekin gibi-
tasfiye edecektir.
Özetle; kaset skandalında öyle çok boyutlu komplolar aramamakta fayda var. '
Hırsız içeride' bir yerlerde olabilir. Baykal da usta bir manevrayla geriye döner. Hiç endişeniz olmasın...