Parti
kapatma davası açmayı
Meclis iznine bağlayan 8. maddenin 327 oyla paketten düşmesi üzerine o kadar çok
senaryo dinledim ki, akla ziyan. Kendinden emin ifadelerle '
Ergenekon türü derin yapıların
AK Parti içine dönük operasyonu' diyene de rastladım, 'AK Parti,
CHP'nin
Anayasa Mahkemesi kozunu elinden almak için bilerek yaptı' diyene de...
Benim kanaatim yol kazası olduğu yönünde. Bazı AK Parti milletvekillerinin, bölücü şiddetin uzantı partilerin kapatılmayacağı propagandasının etkisinde kaldığını düşünüyorum. Partinin yönetiminin de yakından bildiği kimi milletvekilleri oylarını AK Parti'ye değil, DTP-BDP çizgisine bakarak kullandı.Burada ilginç olan partileri sürekli kapatılan BDP'lilerin bu maddeye oy vermemesi... Anayasa maratonu gergin oturumları, renkli nutukları ile tarihe geçti. Ancak tarihin kaydedeceği en manidar tablo BDP'nin
parti kapatmayı zorlaştıran maddeye olumlu oy kullanmaması. BDP bunu ne tabanına ne de tarihe karşı izah edebilir.
Ve tabii '330'un altı Ergenekon'un zaferi olur' diyen
Ufuk Uras'ın 8. madde
oylamasını dışarıdan izlemesi de unutulmayacak.
Anayasa Mahkemesi'nin yapısını değiştiren bir sonraki maddeye 'Ergenekon'un sevinç çığlıklarını duydum' diyerek beyaz oy vermesi vicdanını bir nebze rahatlatmış olmalı.
Ufuk Uras, Ergenekon'la anayasa oylamaları arasında ilişki kuran ilk siyasetçi oldu. Uras'ı ekranda CHP'li Çetin Soysal'la sol siyaseti tartışırken izledim. Soysal'a yönelttiği 'MHP ile CHP arasında 5 fark sayar mısın?' sorusu mizah gibi görünse de siyasi gerçekliği de içinde barındırıyordu. CHP milletvekili kolayına geldiği için farkları değil, benzerlikleri sıraladı.
Anayasa Mahkemesi ile HSYK'nın yapısını değiştiren maddeler 330'un üzerinde oy alsa da 8. maddenin neden düştüğü, firelerin kimler olduğu sadece siyasi kulislerde değil, kamuoyunda da hararetle tartışıldı.
Sadece bir maddeye bakarak, 'Ergenekon türü bir yapının operasyonu' yorumunu abartılı buluyorum. Operasyonun hedefi niye 8. madde olsun?.. Asıl olan tümü üzerindeki oylamalar... Tek tek maddelerle uğraşmak yerine
final oylamasında tek vuruşla paketin tümünü ortadan kaldırmak mümkün. AK Parti'nin bir oyunu olduğu kanaatinde de değilim. Parti o maddeyi pakete kendi inisiyatifiyle koydu. Eğer çekincesi varsa koymayabilirdi. İlk hali öyle değildi, sayılarına bakmaksızın grupları eşitleyerek, biraz esnetti.
327 şokunu atlattıktan birkaç saat sonra AK Partililerden en çok duyduğum cümle 'Bunda da bir hayır vardır. Yeter ki bundan sonra sağlam duralım ve paketi çıkaralım' sözü oldu. Benzer yaklaşımı normal milletvekillerinden parti yönetimine kadar birçok isimden duydum. CHP ve MHP blokunun pakete en sert eleştirileri 8. maddeye ilişkindi. Anayasa Mahkemesi için hazırlığa
erken başlayan CHP, başlangıçtaki kuvvetler ayrılığına aykırılığın gerekçesi olarak dile getirdi. MHP de artık şiddete bulaşsa bile bölücü partilerin kapatılamayacağını seslendirdi.
8. maddenin düşmesinin AK Parti'nin işine geldiği doğru... Bunu
itiraf etmekten çekinmeyen AK Parti milletvekillerini gördüm. Eğer CHP, Anayasa Mahkemesi'ne başvuru dilekçesini önceden hazırladıysa yenilemek zorunda. Gerekçelerinin omurgası çöktü çünkü. İtiraz ettikleri diğer iki konu Anayasa Mahkemesi ile HSYK'nın yapısının değişmesi neden Anayasa'ya aykırı olsun?.. Hukuken temellendirmekte zorluk çekecekler.
Paketin sonuna doğru Genel Kurul'da heyecan da gerilim de arttı.
Başbakan Erdoğan, oylama öncesi milletvekillerine tarihî uyarılar yaptı. 'Ya tarih yazacağız, ya tarih olacağız. Size güveniyorum, bu işi bitirin. Çeteleri sevindirmeyelim' dedi. Erdoğan'ın dokunaklı mesajı paketin kaderini belirleyecek tümü üzerindeki oylamaya ilişkindi.
Oylamaları ve tartışmalarıyla anayasa maratonu gerçekten tarihî oturumlara sahne oldu...
Tarih yazan kim? Tarih olan kim? Karar sizin...