ANAYASA değişikliği oylamasında sıra “parti
kapatma”ya gelince
iktidar partisinin
fire vermesi hepimiz için
sürpriz oldu; üzüldüm de...
Çünkü “
parti kapatma” yaptırımı
PKK’nın partileri için bir şey ifade etmiyor ama iktidar partisi hakkında
iddianame düzenlenmesi bile
ülke için sarsıcı etkiler yaratır.
Önerilen maddede
teknik hatalar olsa bile,
Türkiye parti kapatma ayıbından ve istikrarsızlık tehlikesinden kurtulacaktı.
Maalesef olmadı.
Başbakan Erdoğan, öfkeli bir tepki göstereceği sanılırken, aksine, bu olayı olgunlukla karşıladı ve iyi etti.
“Ret” oyu veren meçhul milletvekilleri hakkında “
hain, Ergenokoncu,
Gladyo” gibi suçlamalar ayıptır. “İçimizdeki hain” duygusu partileri kemirir, partilerde merkezi kontrolü sıkılaştırır ve bu da zamanla partilerin sosyolojik tabanını daraltır.
CHP’nin demokratik 1923 tüzüğünden sonra, 1927’den başlayarak “içimizdeki hain”lerden kurtulmak üzere aşırı merkeziyetçi hale gelmesi onu hem tek sesli yaptı, hem halktan kopardı.
Unutulmasın ki,
Menderes’in milletvekilleri Menderes’in bakanlarına güvensizlik oyu vermiş, Demirel’in milletvekilleri Demirel’in bütçesini reddetmişti.
Kitle partileri için doğru metot “iç düşman” paranoyası değil, iknadır.
PKK’nın talimatı
Üzerinde durulması gereken bir husus, BDP’nin aynı maddeye birinci turda 5 vekille
destek vermişken ikinci turda niye bu desteği vermediğidir.
Bu madde DTP’nin kapatılmasını da zorlaştıracak değil miydi?
Öyle fakat...
Öcalan 30 Nisan’da avukatlarıyla yaptığı görüşmede, “Destek vermeyeceksiniz!” diye emir verdi! Öyle bir durumda CHP ve MHP ile aynı çizgiye düşeceği endişesini dillendiren BDP’lileri de azarladı:
“BDP’lilerin ret oyu vermesini isteyen Öcalan, ‘AKP’ye destek kendini inkâr etmektir’ diye konuştu. Öcalan, anayasa değişiklik önerisinin desteklenmemesini, ‘CHP ve MHP ile aynı paralele düşüldü’ diye eleştiren BDP’li milletvekillerine de ‘Kimse haddini aşmamalıdır’ mesajı gönderdi!” (
Milliyet, 3
Mayıs)
Öcalan “Orta-şiddette savaş gelişirse binlerce kişi gözaltına alınabilir hatta tutuklanabilir. Halkımız da tedbirlerini almalıdır” diye tahriklerde de bulundu.
Öcalan’ın istediği Türk-
Kürt geriliminin tırmanmasıdır. Böylece hem örgütün hem oy tabanının genişlemesidir; AKP’ye oy veren Kürtlerin de o kutuplaşmada PKK tabanına çekilerek “coğrafya” oluşturulmasıdır!
Defalarca yazdım, PKK “Stalinist komiserler” şebekesiyle bu tür partilere hükmediyor, bunların demokrasiyle ilgisi yok.
Parti kapatılması PKK için ne yazar! Ama AKP hakkında bir iddianame bile Türkiye’yi sarsar!
Bu maddenin düşmesi fena oldu.
İsmet Paşa
İsmet Paşa gençliğinden itibaren bıyıklıdır.
Albay İsmet Bey cephedeyken,
Hitler Viyana sokaklarında dolaşan bıyıksız ve işsiz bir serseriydi.
Atatürk’ün bazı öfkeli zamanlarda verdiği aşırı kararları, mesela Menemen’i haritadan silme emrini frenleyen,
İstiklal Mahkemeleri’nin kaldırılmasında Atatürk’ü ikna eden, 1930’da Serbest Fırka’nın kapatılmasına
itiraz eden ama etkili olamayan, İsmet Paşa’dır.
Muhalif Karabekir’i ipten kurtaran da odur.
İkinci Dünya
Savaşı’nda kol gücümüz tarladan cepheye çekildiği için tarımsal
üretim yarıya düşmüş, üstelik uzun süreli savaş ihtimali için
gıda stoku yapılmıştır. “Karneyle ekmeğin” sebebi budur.
İnönü namuslu ve otoriter bir “düzen intizam” adamıydı. Onun için devrimleri Atatürk yaptı,
ekonomik kalkınmayı Bayar ve Menderes başlattı.
Hitler benzetmesi çok yanlıştır.
Tarih üzerine polemik Başbakan’ın işi değildir. Başbakan, ülkedeki gerilimi azaltmaya çalışmalıdır.