Baykal aynaya bak, faşisti de Nazi’yi de görürsün!


Ertuğrul Günay akıllı adamdır. Kültürlü adamdır. Toplumculuğu da faşizmi de çok iyi bilir. Sahte toplumcu, bi kez sosyalizm ya da sosyal demokratlığa sırt çevirdi mi, o saat soluğu faşizmin doruklarında alır. Gerçek toplumcu ya da sosyal demokrat, demokrasiye iki eliyle yapışır her şeyden önce ve hiç bir zaman bırakmaz. Ertuğrul Günay’a da dünyayı bağışlasan, onu demokrasi atından indiremezsin. Doğru bildiğini de pat diye söyler! Deniz Baykal’ı, İtalyan’ların faşist diktatörü Mussolini’ye benzetmesi, hem öz hem biçim olarak doğru. Mussolini’de siyaset kara yoluna çıktığında, mangalda kül bırakmayan bir toplumcuydu. Damadı Kont Ciano, anılarında kayınpederinin gençlik yıllarındaki sosyalizm tutkusunu ayrıntılarıyla anlatır. Baykal’da 70’li yıllarda, ortanın solu, Türkiye’nin yolu gibi söylemleri ağzından düşürmez, halk için, millet için yapmayacağının olmadığını söylerdi. Demokrasiye yürekten bağlılığını her fırsatta haykırırdı. Şimdilerdeyse faşist bir diktanın hazırladığı Anayasa’yı değiştirmek için en küçük bir çaba harcamıyor; tam aksi o Anayasa kalsın diye akıllara ziyan bir uğraş veriyor. Bu Anayasa, Baykal’ı Zincirbozan’a sürenlerin Anayasası birader! CHP’yi kayyuma teslim edenlerin, örgütüne baskı üstüne baskı uygulayanların, partinin mal varlığına el koyanların, papatya falı açıp ‘bi sağdan astık, bi soldan astık! Oh ne güzel dengeyi sağladık!’ diyenlerin Anayasası! Faşizmin rap rap rap yürüyen çizmelerinin bilançosunu bilmek ister misin? Hemen özetleyeyim sana: “Toplam gözaltı sayısı 650 bin; dava sayısı 210 bin; idam cezası 517, yurttaşlıktan çıkarılan kişi sayısı on dört bin!” Ertuğrul Günay soruyor bıyıklarını ısıra ısıra; ama sakin, her haklı insan gibi, bağırmadan, parmağını havada sallamadan konuşuyor: “CHP Genel Başkan’ı Antalya CHP örgütünde tutuklananlar dahil, hangi siyasi davaya girdi? Yüzüme bakmaya cesaretleri yok... Ben 12 Eylül’ü yaşamış ve bedelini ödemiş insanlardan biriyim. Hem yargılandım hem de yargılananların avukatlığını üstlendim! Baykal, 12 Eylül’de hangi siyasi davayı savundu? Onun için 12 Eylül konusunda benim yüzüme bakacak kişinin, geçmişi pırıl pırıl olacak!” Uzun zamandır siyaset konuşmuyordum. Çünkü bu öfkeyi taşıyorum. Ben Türkiye’nin demokratikleşmesinden, Türkiye’nin huzur, güvenlik ve esenlik içinde olmasından PKK’nın rahatsızlığını çok iyi anlıyorum. Amma Türkiye’nin demokratikleşmesinden, bu parlementonun içindeki bazı siyasi partiler nasıl rahatsız olabilir bunu anlamıyorum! “Baykal aynaya baksın, Faşizm, Nazizm tarihinde çok benzer ve tanıdık bir simayı görebilir!” Doğru söze daha fazla ne denir; salt alkış tutulur! Ağzına sağlık arkadaş!
<< Önceki Haber Baykal aynaya bak, faşisti de Nazi’yi de görürsün! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER