İŞTE TÜRKİYE'YE İHANET PLANI


Anayasa değişikliği oylamalarının birinci turunun sona erdiği gün statüko Ak Parti’ye karşı harekat planını uygulamaya koydu. Bu planın hayata geçirilmesine HSYK ile ilgili değişikliği içeren maddenin oylanacağı gece karar verildi. Birinci tur oylamaların Ak Parti açısından bazen tedirginlik oluşturan ama kazasız atlatılması statükoyu memnun etmedi. Anayasa değişikliğinden yargı reformunun çıkarılmasını isteyen direnişçiler dört ana kolda taktik geliştirdi. Birincisi ülkede zaten başlamış olan kaos planının uygulanmasına devam edilmesi. Tıpkı Giresun’da yaşanan gibi güvenlik güçlerimize karşı tertiplenecek saldırılarla ortamın gerilerek şehit cenazelerinde açılım bahanesiyle hükümetin protesto edilmesi. Bu yolla bir taraftan hükümet; gelen şehit haberleri üzerine BDP ile bir anayasa değişikliği anlaşmasından uzak tutulmaya çalışılarak parlamentodaki tek işbirliği yapma ihtimali olan partiyle kapıların kapatılması sağlanacak. Aynı zamanda bir Türk-Kürt çatışması ortamı oluşturarak iç kargaşanın fitilinin ateşlenmesi için uğraşılacak. İkincisi peş peşe farklı şehirlerden gelen çocuk tacizi, şiddet ve tecavüz haberleriyle insanların çocuklarının geleceği hakkında endişe etmesinin sağlanması. Özellikle anne-babaların küçük çocuklarının başına her an bir felaketin gelebileceği korkusuyla yaşaması ve ülkeyi yönetenlerin zafiyet içindeymiş gibi algılanmasının sağlanması. Yaşananlar elbette korkunç ve tüyler ürpertici ama bir yıl önce yaşanmış olayların bile şimdi bu kadar kritik bir süreçte manşet olması düşündürücü değil mi ? Bunlar toplumsal zeminde ortaya konulan planlar. Şehit cenazeleri sebebiyle insanlar askerdeki evlatlarının can güvenliğinden endişe ederken her gün ortaya çıkan sapık ve tecavüz haberleriyle de çoluk çocuğunun geleceğinden endişe edecek bir noktaya sevkedilecek. İki gün önce Şamil Tayyar ve Adem Yavuz’un dikkat çektikleri koordinatlardan bugün yarın yeni şehit haberleri gelebilir. Hatırlasanıza Türkiye bir dönem kapkaççı terörünü yaşamıştı. Ve bu kapkaççı terörü birden bire bıçak gibi kesildi. Bütün bunlar olurken Ak Parti’yi toplumsal zeminin yanında siyasal zeminde de kuşatma altına alma planı bir yandan işlemeye devam edecek. Dört ana koldan yürütülecek planın üçüncü evresi birinci oylamaların sona erdiği gün CHP’nin Anayasa Mahkemesine gitmek için 110 imzayı bulduğu bilgisinin kamuoyuyla paylaşılarak ikinci turda Ak Parti’yi pazarlık masasına oturmaya zorlamak. Ayrıca bu paketin bu haliyle geçmesi durumunda Anayasa Mahkemesine gideceği ve bunun için yeterli imzanın hazır olduğu kamuoyuna duyurularak parti içinde baskı oluşturulabilecek vekiller bulabilmek, “uzlaşalım ülke gerilmesin” söyleminin parti yönetiminde hakim olmasını sağlamak. Dördüncüsü ise yüksek yargıdan Ak Parti’ye kabul edilmesi zor teklifler getirerek kamuoyuna “biz teklif yaptık ama kabul etmediler” diyerek iktidarı uzlaşmaya yanaşmayan taraf olarak lanse edip Anayasa Mahkemesine gitmek için bahane hazırlamak. Ak Parti dört koldan işleyecek bir korkutma ve geri adım attırma sarmalına alınmaya çalışılacak. Fakat statüko ne yaparsa yapsın Ak Parti bu yoldan vazgeçmemek zorunda. Çünkü bu değişime direnenler çok zor durumda. Bir yandan demokratikleşme yolundaki bu değişime direnerek toplum nezdinde itibar kaybettiklerinin farkındalar. Diğer yandan Anayasa Mahkemesine gitmek istemiyorlar çünkü bunu vatandaşa açıklayamıyorlar. Bir yandan da referandum sandığının halkın önüne gelmesinden çok korkuyorlar çünkü çıkacak sonucun en az yüzde 65 civarında olacağını çok iyi biliyorlar. Ak Parti milleti arkasına aldığı gücünün farkında olarak bir tek bile geri adım atmamalı. Bu saatten sonra statükoyla anlaşmak değişime direnenleri yeniden palazlandırmaktan başka bir işe yaramaz. Bir doğum süreci başladı ve Allah’ın izniyle statüko karşısındaki dik duruş sayesinde bu doğum gerçekleşecek. Sancılı olabilir, ağrılı olabilir, belki acılı olabilir. Ama bu böyle biline ki; acı yoksa zafer de yok.
<< Önceki Haber İŞTE TÜRKİYE'YE İHANET PLANI Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER