Lahor- Cumhurbaşkanı Gül, üç yıl önce
Pakistan’a geldiğinde, askeri rejim döneminde,
muhalif siyasi
Navaz Şerif ile görüşüyor.
Tam o sırada askeri yönetimin Şerif’e
siyaset yasağı getirdiği açıklanıyor. Böyle durumlarda ilk tepki ne olursa Navaz Şerif de aynı tepkiyi gösteriyor. Gül ise 2 öneride bulunuyor: Seçime mutlaka girin ve
sabırlı olun.
O sabır telkini Pakistan siyasetinde bugüne “demokratik sabır” ve “
demokrasi için sabır” kavramlarıyla geliyor. Demokrasi için çok sabretmiş olan biz Türklerin, Pakistanlılara da aynı tavsiyede bulunmasından daha
doğal bir şey yok.
Gül için ve Pakistanlı
sivil siyasiler için o günün ve bugünün ayrı birer sembolik anlamı var, birbirini bütünleyen iki anlam. O günün anısı daha canlı iken Gül
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak ikinci kez geldiği Pakistan’da, bu sefer de uzun süredir anayasa kavgası içinde olan siyasilerin uzlaşmasına denk geldi. Her siyaset adamı için övünülecek bir durum. Pakistanlılar için Gül’ün verdiği moral daha da önem kazanmış.
Bu iki günlük siyasi gelişmeler içinde bir başka sembolik ya da gerçek görüntü daha var. Gül, öğle yemeğini ana muhalefet lideri Şerif’in Lahor’daki evinde yedi. Aynı yemeğe Şerif’in rakibi,
iktidar partisi lideri
Başbakan Yusuf Rıza Gilani de katıldı.
Görüntü şu: Önemli bir ülkenin Cumhurbaşkanı resmi Türkiye gezisinde Baykal’a öğle yemeğine gidiyor, aynı yemeğe Erdoğan da katılıyor, üstelik bir gece önce bu siyasiler yeni anayasa, askeri döneme son veren anayasa üzerinde uzlaşmışlar.
Görüntü değil mi?
***
Lahor, ülkenin yarı nüfusuna sahip 90 milyonluk Pencap eyaletinin baş
kenti. Son dönemde çok fazla
terör saldırısına, canlı
bomba saldırısına uğramış bir kent. Pakistan için ve
bölge tarihi için çok önemli bir kent.
Tarihi kalesinin içindeki camide, ünlü
şair ve düşünür
Muhammed İkbal 1921 yılında binlerce kişiye Türk
Kurtuluş Savaşı’nın önemini anlatıyor ve onları bu savaşı desteklemeye çağırıyor.
Lahor’da her köşede değil, neredeyse her metrede bir silahlı şahıs duruyor. Devletin farklı güvenlik birimlerinden oldukları kollarındaki yazılardan anlaşılan silahlı binlerce üniformalının yanı sıra, üniformasız ve silahsız binlerce polis on milyonluk bu şehri korumaya çalışıyor.
Taliban’ın hedefindeki Pakistan’da nereden nereye gelindiğini çok iyi açıklayan bir veri var: 15-20 yıl önce bu ülkede yaklaşık 300 medresede çocuklar, gençler radikal İslamcı fikirlerle yetiştiriliyormuş.
Medrese sayısı bugün 20 bine ulaşmış.
Pakistan’ın işi zor derken bu rakamlar hiç akıldan çıkmamalı.