Tam da, "
Yargı kuşatma altına mı alınıyor?" diye bir
tartışma varken, neden yeni soru işaretleri doğurabilecek bir atamayı yaptı Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül? Gül'ün,
Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine atadığı Alpaslan Altan, 3 yerde
savcılık görevini ifa ettikten sonra, 2001'den bu yana
Anayasa Mahkemesi raportörlüğünü sürdürüyordu. Mevcut anayasaya göre,
cumhurbaşkanı, 3 kişiyi re'sen Anayasa Mahkemesi üyeliğine atayabilir. Ama atadığı kişi, ya üst kademe
yöneticisi, ya da
avukat olmalı; aynı zamanda kamu hizmetinde 15 yıl fiilen çalışmış ya da 15 yıl avukatlık yapmış olma şartı aranıyor. Anayasanın 146. maddesi, Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından atama yapma imkânı vermiyor. Böyle bir imkân yaratmak için, Alpaslan Altan, bir ay önce, 3'lü kararnameyle Denizcilik
Müsteşar yardımcılığına getirtilmiş; bu şekilde, üst düzey yönetici sıfatını kazanarak, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilebilmiş.
Anayasa Mahkemesi'ne, raportörlerin de üye seçilmesi, haklı bir
tercih. Buna bir şey demek istemiyoruz. Çünkü uzun yıllar Yüksek Yargı'da tecrübe kazanmış oluyorlar. Nasıl ki,
Danıştay ya da
Yargıtay Tetkik Hâkimleri, tercihen Danıştay ve Yargıtay üyeliğine
HSYK tarafından seçiliyor, aynı statüde olan bir raportörün de, Anayasa Mahkemesi üyesi olması yadırganacak bir durum değil. Ama burada bir zorlama var. Abdullah Gül, anayasa değişikliğini bekleseydi, yeni
düzenleme, üst düzey yöneticiler ile avukatların yanı sıra, raportörlerin de Anayasa Mahkemesi'ne atanması imkânını verdiği için, gene
Alparslan Altan'ı bu makama getirebilirdi. Ama beklemedi. Deniz Baykal'ın da haklı olarak altını çizdiği gibi, bir "hülle" yapıldı. Bakın burada liyakati tartışmıyorum. Muhtemelen, Alparslan Altan çok da uygun bir isimdir. Sadece, "yargıyı kuşatma" lâfları bu kadar alevlenmişken, yeni bir tartışma konusu yaratılmasını tenkit ediyorum.
Anayasa değiştirildiğinde, mevcut yedek üyeler, asıl üye statüsüne geçecek. Dolayısıyla, Alparslan Altan asıl üye olacak. Yeni düzenleme, Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanan kişilerin
görev süresini 12 yıl ile sınırlıyor. Ama Alparslan Altan, anayasa değişikliğinden önce atandığı için, onun görev süresi, 65 yaşına, emekliliğine kadar devam edecek; yani bu görevde 23 yıl kalacak.
Başka bir zaman olsa, "Daha önceki atamalarda da benzer spekülasyonlar yapılmış" denilebilirdi. Ama şimdi bir de zamanlama hatası var.
Geçmişte, Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in,
Fulya Kantarcıoğlu'nu bürokrat kontenjanından ataması çok tartışılmıştı. Kantarcıoğlu, eski
Adalet Bakanı müsteşarıydı; ama Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildiğinde, Danıştay'da görevliydi. Demirel, Danıştay kontenjanından atayacağına, -bu durumda Danıştay'ın gösterdiği 3 adaydan biri olması gerekiyordu- bürokrat kontenjanından re'sen atadı Kantarcıoğlu'nu. O zaman da tartışıldı fakat bugünkü gibi kritik bir durum söz konusu değildi. Keşke cumhurbaşkanı biraz daha özenli davransaydı.