Adalet ve Kalkınma Partisi’nden 234 milletvekilinin imzaladığı
Anayasa değişikliği hakkında
kanun teklifi dün saat 11.00 civarında
Meclis Başkanlığı’na sunuldu.
Aynı saatlerde İsviçre’nin
Cenevre kentinde kurulu
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki (CERN) ‘büyük hadron çarpıştırıcısı’ndaki enerji miktarı yıllardır beklenen
deneyin yapılabileceği seviyenin eşiğine gelmişti.
Türkiye saatiyle 13.30 sıralarına gelindiğinde bu deney için özel olarak tasarlanıp on yıllarca
süren çabalar ve harcanan milyarlarca dolar sonucu inşa edilen tünellerde enerji seviyesi 3.5 TeV seviyesine gelmişti; ki bu
tarif edemeyeceğim kadar yüksek bir enerji.
Aynı saatlerde
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, anayasa paketine neden ‘hayır’ diyeceklerini uzun uzun anlatmayı çoktan bitirmiş, yerine
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz
Baykal aynı minvaldeki konuşmasını yapmak için sahneye/kürsüye çıkmaya hazırlanıyordu.
Deniz Baykal’ın konuşmasına başladığı sıralarda Cenevre’de bilimciler parçacıkları 7 TeV enerjiyle hızlandırmışlar, şimdi karşıt yönden dolanmakta olan parçacıkları stabilize etmeye çalışıyorlardı. Çok yakında karşıt yönden hareket eden parçacıkların çarpışmaya başlayacakları haber verildi, son ayarlamalar yapılıyordu.
O sırada Deniz Baykal anayasa paketine hayır deme gerekçelerini uzun uzun, konuşmanın şehvetine de kapılarak, adeta zevk alarak anlatıyordu. Ki Türkiye saatiyle 13.30 sıralarında CERN’den ilk çarpışma haberleri gelmeye başladı.
Evet, maddeyi yaratan en
küçük, en temel parçacıklar birbirleriyle müthiş bir enerjiyle çarpışıyordu ve ortaya daha da temel parçacıklar çıkıyordu.
Biz
gazetede toplantı masasında oturmuş Anayasa paketini tartışıyor, Deniz Baykal’ın Altan Öymen’in televizyonundan gelen sesine arada bir
kulak kabartıyorken CERN’in hassas
dedektörleri ve onların başındaki ‘dedektör fizikçileri’ oluşmaya başlayan milyonlarca ‘olay’ı, yani parçacık çarpışmasını müthiş bir dikkatle kaydediyorlardı.
Doğada çok daha yüksek enerji seviyelerinde sürekli yaşanan parçacık çarpışması tarihte ilk kez laboratuvar ortamında yaşanıyor ve gözleniyordu. Ben tam o sıralarda, Deniz Baykal’ın sesini tamamen kapatıp CERN’den internet üzerinden yapılan TV yayınını izlemeye başladım. Fizikçilerin çocuksu heyecanını, yaptıkları deneyden elde ettikleri inanılmaz tatmin duygusunu gözlerimle gördüm.
Sonradan açıklandı, deney üç saatten uzun sürdü, yarım milyon çarpışma son derece hassas cihazlarca kaydedildi. Daha devam da edecek, milyonlarca çarpışma yaşanacak, değişik enerji seviyelerinde farklı sonuçlar alınıp alınmadığı dahil pek çok
kontrol deneyi de yapılacak.
Bizim önümüzdeki aylar, hatta belki bütün yaz için gündemimiz belli; şu an itibarıyla parlamentoda sadece Ak Parti tarafından benimsenen
Anayasa değişikliği paketi hakkında hiç durmadan konuşacağız,
kavga edeceğiz, belki yine özel hayatta arkadaşlıklarımız bozulacak, düne kadar sohbetinden zevk aldığımız insanlar bizimle veya biz onlarla konuşmaz olacağız, gazete sütunlarından birbirimize hakaretler edeceğiz.
Biz elâlemin yüzyıldan fazla süre önce geldiği demokratik seviyeye gelebilmek adına, eksikli gedikli bir paket için birbirimizi yerken, aynı günlerde dünyanın fizikçileri CERN’de dün yaşanan bir saati aşkın süre dahil yapılan deneylerdeki sonuçları değerlendirecek, parçacık fiziği ve evrenimizin oluşumu ve üstüne Anayasanın yazılacağı o kâğıt dahil, ona oy vermek için havaya kalkan ellerimiz dahil, maddenin oluşumuna ilişkin elde olan en temel teoriyi doğrulamaya çalışacaklar.