Hayır cephesinde yer almak...


Anayasa değişikliği paketi Meclis Genel Kurulu'na geldi ve önemli bir reformun gerçekleşmesi için süreç başlatılmış oldu. Bu değişikliği Meclis yapabilecek mi yoksa kararı referandumla halk mı verecek? Bu sorunun cevabını önümüzdeki günlerde öğrenmek mümkün olacak. Ancak yüksek yargı ile CHP'nin işbirliği, paketin referanduma gideceğini gösteriyor. Bu konuda CHP'nin tavrı çok açık ve net! Böyle bir değişikliğin konuşulmasına bile tahammül edemeyen CHP, mevcut statükonun korunmasını, Türkiye'nin bir bürokratik oligarşi tarafından yönetilmeye devam etmesini istiyor. CHP, bu tutumunun siyasi faturasını ödemeye, belki ödülünü almaya razı. Ancak bir de bu siyasi faturayı ödemek istemeyen, ama statükonun yanında yer alan parti ve aktörler var. Bunlar konuşurken 'paket neden en mükemmel değil' söylemiyle, mükemmelin peşinde koşuyor görünüp bütün değişimlerin önünde set olmayı tercih ediyor. Terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın geçtiğimiz hafta sonu avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamalar buna en güzel örneklerden birisi. Değişikliğe karşı çıkanlara destek veren Öcalan şunları söylüyor: "Anayasa değişikliği konusunda tutarlı tartışmalar yapılmıyor. Oldukça tutarsız tartışmalar yapılıyor. Benim bu anayasa konusundaki tespitim şudur; anayasa paketiyle amaçlanan hukuk komplosudur, anayasa komplosudur. Benim geliştirdiğim slogan 'Anayasa Komplosuna Hayır, Demokratik Anayasaya Evet' şeklindedir. BDP, anayasa paketi konusunda şartlarını ileri sürmüştür. Bunu olumlu karşılıyorum, bu şartları kabul edilirse anayasa paketini destekleyebilirler. Ancak ileri sürdüğü şartlar kabul edilmezse Türkiye'deki diğer sol ve demokrat çevrelerle birlikte güçlü bir Hayır Cephesi, ortak muhalefet bloku oluşturulmalıdır." Abdullah Öcalan'ın diğer sol ve demokrat çevrelerle kuracağı güçlü 'hayır cephesi'nin en önemli üyesi CHP. Hani şu Kürtlerin de büyük oranda faydalanacağı demokratik açılıma en çok karşı çıkan CHP! Hani ülkedeki her türlü demokratik girişimin önünde duvar gibi duran, seçim dönemlerinde Kayseri'den daha doğuda miting yapma gereği bile duymayan CHP... Bu parti şimdi, Abdullah Öcalan ile anayasa paketine 'hayır cephesi'ni oluşturuyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dün Meclis grubunda yaptığı konuşma, partisini bu büyük hayır cephesine dahil eder mi bilemiyorum. Devlet Bahçeli de söylemlerinde 'niye en mükemmel değil' demeye getiriyor ve 'en mükemmel değilse eskisi devam etsin' anlayışını savunuyor. Görüşleri şöyle: "Meselenin yalnızca, yargı organlarına seçilecek kişilerin sayısı ile basite indirgenmesi, bu alanda yapılması gereken devasa düzenlemelerin daha işin başında sakat ve ahlaken sorunlu olmasına neden olmuştur. AK Parti iktidarının beğenmediği, onaylamadığı ve engel gördüğü ne varsa yalnızca o alanda hukuki düzenleme telaşı toplumda kendisine yönelik kuşkuları da haklı olarak çoğaltmaktadır.'' Devlet Bahçeli'nin söylediklerini aslında 'eski düzen devam etsin' şeklinde anlamak mümkün. Yani, "HSYK, darbe girişimlerini soruşturan, faili meçhullerin üzerine giden her hâkim ve savcıya operasyon yapmaya devam etsin. Bütün toplumun tercihi, yüksek yargıdaki birkaç kişinin ideolojik saplantılarının önüne geçemesin. Madem en mükemmel değil, o halde eski düzen devam edip gitsin". Bu nedenle, en mükemmeli gerekçe göstererek yapılacak değişikliklere karşı çıkışı, toplumun anlamadığını zannetmek büyük bir gafletten başka bir şey değildir. Halk, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde bazı çok mükemmel (!) gerekçeler öne sürerek oylamaya katılmayan ve 367'ye çanak tutan Erkan Mumcu'yu ve Mehmet Ağar'ı nasıl unutmadıysa bu süreçte de çeşitli bahaneler uydurarak Abdullah Öcalan ve CHP'nin devamını istediği statükonun yanında yer alanları da asla unutmaz. Eskilerin bir sözü vardır: 'Hasenin en büyük düşmanı ahsendir.'
<< Önceki Haber Hayır cephesinde yer almak... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER